Komşularımı seviyorum

Komşularımı seviyorum
20 Ekim 2014 17:58

Grip aşısı olmak için geçtiğimiz cuma günü özel bir hastaneye gittim.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Bu arada bir de doktor muayenesi geçirdim.

 

Hastanenin aynı bölümüne gelmiş iki kadın dikkatimi çekti.

 

Arapça konuşuyorlardı.

 

Oturmuş kendi aralarında sohbet ediyorlardı.

 

Ama Tayyip E.’nin Baasçı dediği rejimde yetişmiş olmalılardı ki, saçları açıktı ve bir güzel havalanıyorlardı.

 

Onlara bakarken merakım daha da arttı…

 

Bunlar Tayyip E.’nin korumasında Türkiye’ye gelmiş tipler olabilir miydi? Ama hayır, bunların saçı başı açıktı.

 

O zaman bu hastanenin parasını nasıl ödüyorlardı, oldukça pahalı bir hastane burası sigortalı birisi için.

 

Yoksa, artık komşu ülkelerden hastalar günübirliğine filan muayeneye mi geliyor.

 

Evet, bir meraklı turşucu olarak kadınlara yaklaştım ve selam verdim, hangi ülkeden olduklarını sordum.

 

Irak ve Suriyeliler. Ne güzel.

 

Sadece bu hastanede muayene olmak için gelmişler Ankara’ya, muayene işleri bitince döneceklermiş.

 

Biri zaten eskiden Irak Dışişlerinde memurmuş.

 

Ama durumları nasıl acaba zavallıların, nasıl yaşıyorlar ülkelerinde?

 

Hemen onu da sordum tabii…

 

“Çok kötü” dediler ağız birliği ile…

 

“Saddam kötüydü ama başımıza bomba da yağmıyordu. Bunların hepsinden iyiydi Saddam” dedi hanımlardan biri ve kafasını eğerek, bana alnındaki yara izini gösterdi.

 

“Bakın bomba izi bu, işte biz bombalar altında yaşıyoruz” dedi.

 

“Günlük yaşamınız nasıl?” diye sordum, yani market alışverişi yapıyor musunuz, postane, pastane açık mı, devlet dairesine gidip, işinizi görebiliyor musunuz?

 

“Markete de gidiyoruz, postaneye de ama her an bomba tehlikesi altında” dedi.

 

Yanındaki girdi lafa…

 

“Esad’ı yıkmak için uğraşıyorlar ama Esad’ın varlığı bizi bombalardan korur ve normal bir yaşam sürebiliriz” dedi.

 

Sonra her ikisi de sözü biraz da aslında beni süzerek ve nasıl bir tip olduğumu anlamaya çalışarak ve çekinerek, “Tayyip Erdoğan Esad’ı yıkmaya çalışıyor ama…” dediler…

 

Ben de dedim ki buna karşılık olarak…

 

“Çok ama çok çok üzgünüm. Bu duruma çok üzülüyorum ve Esad’ın yıkılma çabalarına karşıyım. Aslında size Türkiye’den hiçbir zarar gelmez normalde ama şu anda çok kötü bir hükümet var ama size söz biz bu meseleyi halledeceğiz Türkiye olarak.”

 

Kadınlarla sevgimiz daha da artmaya başlamıştı ki, benim doktorumun yanına gitmem gerekti…

 

Vedalaştık ve içimden dedim ki, Allah korusun bunları.

 

Şimdi….

 

Allah aşkına bir ülkenin devlet düzenini yıkmaya çalışıp, o ülkede yaşayan insanların musluğundan akacak suyun, elektrik düğmesi ile gelecek elektriğinin, manavına gelecek meyvenin, sebzenin, okuluna gidecek çocuğunun, doğum yapacak kadınının, yolda yavaş yavaş yürüyen ihtiyarının, evini soba veya doğalgazla ısıtacak vatandaşının, eczaneden ilaç alacak hastasının düzenini yok edecek bir biçimde bir ülkenin devlet düzeni ile oynama hakkını kim, nerden ve nasıl alabilir?

 

Nitekim, uluslararası hukuk, bir devlet düzeninin varlığının o toprakta yaşayan insanların yaşam güvenliği için temel şart olduğu kabulüyle, devlet egemenliklerinin yok sayılmasını suç saymış ve…

 

Söz konusu devletler demokrasi devletleri olmasa bile, demokrasinin o halk tarafından geliştirilmesi esas kabul etmiş ve en kötü devlet düzeninin bile olmayan bir devletten daha iyi olduğu gerçeğine göre, BM vs. kararı olmadan bir ülkenin devlet düzenine karşı yıkıcı davranmak suç kapsamına almış.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet
Kuyruğundan iyi tutuyor