Kolay gelsin

Kolay gelsin
18 Eylül 2014 07:12

Ahmet Hakan’a dün önemli açıklamalarda bulunan Abdulkadir Selvi, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 2015 seçimlerinde parlamentoya girip Dışişleri Bakanı olacağını söylemiş.

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

Önceki gün de Başbakan Davutoğlu Kılıçdaroğlu’na hitaben “Büyük Türkiye yürüyüşü esnasında önümüze engel çıkartırsa hiç tereddüt etmez engelini alır kenara koyarız” demişti.

 

İktidar cephesinde karşısındakinin varlığını önemsemeyen yüksek özgüvenli ve meydan okuma kokan bunun gibi onlarca örnek bulabiliriz.

İktidarın devamı garanti yani.

Kimsenin şüphesi yok.

Köşemizi takip eden okuyucularımız hatırlayacaktır; “Yerinden Muhalefet” adlı yazımızda özetle ortaya çıkan ve belgeli onca yolsuzluğa ve hukuksuzluğa rağmen hala korkusuzca bu yolsuzluklara nasıl devam edilebildiğini sormuş ve bunu muhalefet anlayışına bağlamıştık.

Bu sebeple Türkiye’nin kendi dinamikleriyle 2023 hedefinden iktidarı saptırabilecek bir gücü olmadığı gibi, bunun olabileceğine dair emarelerin bulunmadığını da belirtelim.

İki yıl öncesine kadar hayal gibi görünen Başkanlık Sistemine, halkın her geçen gün daha fazla alıştırıldığı ve bunun artık gerçekleşebilir bir hedef olduğu çok açık.

Çünkü Başbakan Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklentilerini en yüksek perdeden karşılayacak biri olduğunu gösteriyor.
Anlaşılan Tayyip Erdoğan AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık seçiminde tüm çevrelerin inandığının aksine çok başarılı bir tercihte bulunmuş.

O süreci hatırlayalım; Davutoğlu dış politikadaki başarısızlıklarıyla kendi partisi dahil diğer tüm çevrelerce de en zayıf halka olarak gösterilmekteydi.

Seçmen nezdinde karşılığı en alt düzeydeydi.

Bu durum muhalefet için büyük bir şans demekti.

Oysa Erdoğan siyasi nitelikleri bakımından kendisine en çok benzeyen kişiyi isabetli bir şekilde tespit etmiş.

Davutoğlu liderini büyük bir ciddiyetle taklit ve takip ediyor.

Söylemleriyle halkı etkilemek konusunda yüksek beceriye sahip olduğunu gösteriyor.

Başarılı olup olmamasının bir önemi yok.

Muhalefetin başarısızlığını kullanabileceği bir donanıma sahip ki, bu da yetiyor.

Kılıçdaroğlu’nda ise bu süreç tersine işledi.

Kaset olayından itibaren CHP için en iyi alternatif olarak gösterildi.

Bol krediyle donatılarak sahaya sürüldü.

Fakat girdiği tüm seçimlerde iyi niyetli onca çabasına rağmen tartışmasız yenilgiler aldı.

Kurmayları Kemal Kılıçdaroğlu’nun zayıf siyasi söylemlerini, “siyaseti bilmiyor ama öğrenecek” diye açıklamışlardı.

Oysa vakti mi vardı Türkiye’nin?

Hem eksik olanı siyaset miydi sanki varlıkla yokluk kavgası veren Türkiye’nin.

Rejim kavgasındaki bir ülkenin ihtiyacı olan şey siyaseti bilen bir genel başkan mıydı?

Yoksa insanlara umut verecek bir lider miydi?

Evet siyaset öğretilebilir bir genel başkana.

Ancak liderlik vasfı kazandırılamaz genleri değiştirmeyi bilmiyorsanız.

Ama hadi ondan da geçtik.

Bari mektup yazmayı öğretseydiniz.

Kolay gelsin.

 

Çağların IŞIK


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?