Klasik Türk sermayesi zayıflar mı?

Klasik Türk sermayesi zayıflar mı?
10 Mayıs 2013 17:13

Aklıma şurdan geldi…

Safile USUL H&H YORUM

Dün Carrefoursa’ya gittim alışveriş için.

Epeydir marketlere dikkat ediyorum zaten, Carrefoursa’da da dün bana öyle geldi ki, sürümleri az.

İyi işleyen bir satış sisteminde sürüm yoğundur, yani mal gelir ve biter.

Et, bakliyat, çeşitli ev ihtiyaçları şu, bu…

Sürümün iyi olması için ise, müşteri kitlesinin, bilhassa da halkın ortalamasına hitap edecek şekilde geniş sosyal kesimlerden olması gerekir.

Ama, en azından benim dün gittiğim Carrefoursa’da bu çok yetersiz gibime geldi.

Carrefoursa bir örnek ve şuna örnek…

İçki şatışı da yapan, klasik Türkiye’nin çerçevesi ile uyumlu ve halkın alışveriş alışkanlıklarını Hükümet tercihlerine göre değiştirmeye çalışmayan market tipi.

Şimdi, şu konuyu da vurgulamalıyım hemen…

BİM gibi sermayesi Hükümete yakın olsa da, halk arasında artık tamamen benimsenmiş ve halka yönelik uygun fiyatlı satış yapan marketlere karşı hiçbir antipatim yok.

Tam tersine bu marketler iyi bir iş yapıyorlar.

Ancak market piyasasına Hükümet zihniyetinin hakim hale gelmesini hiçbir şekilde istemem.

Türk insanı istediğinde bir İtalyan makarnası veya Fransız sosu da satın alabilmeli.

Ve, bilindiği gibi Hükümet zihniyeti ile paydaş sermayede birçok markayı, buna Coca-Cola da dahil, reddetme ve bulundurmama tutumu var.

Güya kendi inançlarına göre mal tasnifi yapıyorlar çoğu durumda.

İşte bunun Türk market piyasasında hakim hale gelmesini arzu etmiyorum.

Coca-Cola ile Kola-Türk’ü karşı karşıya getiriyorlar, ki, Kola-Turka aşırı şekerli, garip bir tadı var ve Coca-Cola’nın yerini tutması imkansız.

Mesela ikisini da satabilirler ama onlar sadece Kola-Turca satıyorlar. Bu ise, tüketicinin haklarına br nevi müdahale.

Bizim ülkemiz herhalde helal Arap pazarı haline gelmemeli, di mi…

Bu sebeple işte, Carrefoursa, Migros gibi marketlerde aklım.

Ama dediğim gibi Carrefoursa’nın sürümü hiç iyi değil.

Dia-Sa zaten satıldı ve içki satışı kalkacak, bari diğerleri kalsın.

Acaba diyorum, CHP sermaye piyasasına bir de bu gözle bakan bir inceleme yaptıramaz mı?

Trend nedir, bu piyasada neler oluyor ve neler olabilir ilerde?

Şimdi bu kapsamda, 11 Şubat 2011’de yazmış olduğum bir haber-yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum…

“YEŞİL SERMAYE GÜÇLENDİ Mİ?

Türkiye’de ekonomideki gelişim sermayenin dünya görüşü açısından nasıl bir tablo arz ediyor? Hükümete yakın sermaye ne kadar ideolojik? Yeşil sermaye diye tabir edilen sermaye grupları güçleniyor mu? Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde yeşil sermayenin ekonomideki payı arttı mı? Bu soruları Türk ekonomisinin çok üst düzey bir duayenine yönelttim. Değerlendirmeleri şöyle oldu:

YEŞİL SERMAYE %2’LERDEN 10’LARA ÇIKTI

Yeşil sermaye denen gruplar bundan 10 yıl kadar öncesinde Türk ekonomisinde yaklaşık yüzde 2’lik bir paya sahipti. Bugün ekonomideki paylarının yüzde 10 seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.

TÜSİAD % 50’DEN %60’A ÇIKTI

Ancak ekonomideki asıl pay yüzde 60 ile TÜSiAD üyesi gruplarda. TÜSİAD’ın ekonomideki payı bundan 10 sene önce yaklaşık yüzde 50 civarındaydı. Son on senede TÜSİAD yüzde 10 oranında daha fazla ekonomide temsil oranına ulaştı.

ARADAKİ YÜZDE 30 SERMAYE İDEOLOJİK DEĞİL

Bunun dışında kalan %30’luk bir sermaye grubu daha var. Bunların bir kısmı ideolojik olsa bile, çoğunun ideolojik özellikler taşımadığı tüm uzmanların ortak kanısı.

KİLER ARTIK İDEOLOJİK DEĞİL

Ki, bu sermaye gruplarından yeşil sermaye olarak tabir edilenler de büyüdükçe ve uluslararası standartlara yaklaştıkça ideolojiden uzaklaşıyor. Kiler Grubu mesela artık ideolojiden arındı. Ondan yeşil sermaye olarak söz edilemez. Hükümet desteği için var olan sermaye grubu da denemez.. Çünkü olaya ekonomik açıdan bakıyor. Kendi ekonomik açısıyla duruyor piyasada. Şu anda TÜSİAD üyesi ayrıca da.

DOKTORA TEZİ LAZIM

Esasında TÜSİAD ve yeşil sermaye denen gruplar dışındaki sermaye grupları hakkında tam bir bilgiye sahip olmak için bu alanda bir doktoraya ihtiyaç var. Net bilgiler için bir doktora tezi lazım.

YEŞİL SERMAYE SANILDIĞI KADAR GÜÇLÜ DEĞİL, GARANTİ BANKASI TEK BAŞINA YETER

Yeşil sermaye denen grupların Türkiye’de çok güçlendiği algısı doğru bir algı değil. İrili ufaklı bir takım yeni gruplar elbette var ancak bir Garanti Bankası’nı bile tek başına düşündüğünüzde, bu grupların ekonomideki payının ne olabileceği anlaşılır. Sadece Garanti Bankası bile tek başına dengeyi değiştirebilecek bir ağırlığa sahip.”

Bu yazıyı 11 Şubat 2011’de yazmışım, bugüne dair bir güncelleme için de çalışmak lazım.”

Not: Pazar gününden itibaren yazılarım saat 21.00’de yayına girecek.


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz