30 Mart yerel seçimlerinde kesin olmayan sonuçlara göre;

 

AKP: 19 434 750 oy alarak % 43.3′le birinci parti,

CHP: 11 481 822 oyalarak % 25.6′yla ikinci parti,

MHP: 7 909 473 oy alarak % 17.6′yla üçüncü parti

BDP / HDP: 2 967 252 oyla %6.6′yla dördüncü parti olmuştur.

 

H&H ÖZEL

 

CHP tabanında, AKP’ye karşı yapılan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası CHP’nin başarılı olacağı beklentisiyle seçimlere hazırlanırken, çıkan sonuçlar tabanda şok etkisi yarattı.

 

Seçim sonuçlarının ardından, Antalya, Mersin, Ordu, Artvin gibi CHP’nin kalesi niteliğindeki illerin kaybedilmesi tartışmaları alevlendirdi.

 

İzmir’de bile 8 ilçenin kaybedilmesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi kazanılmış olsa da buruk bir sevinçle kutlanabildi.

 

Bu başarısızlığın örgütlerin yorgunluğunun yanı sıra, 5’li Komisyonun aday belirlemede kazanacak adaylar yerine, “kendilerine yakın isimleri anketleri manipüle ederek” öne çıkartıp belirlenlenmesi etkili oldu.

 

Kılıçdaroğlu, parti içi dalgalanmaların önünü almak için harekete geçti ve 2 gün önce PM üyeleriyle, dün de CHP milletvekili grubuyla geniş ve tartışmaya açık toplantılar düzenledi.

 

H&H olarak bu toplantılarda, bütün PM üyelerinin ve milletvekillerinin özgür iradeleriyle tüm konuları tartışmaları gerektiğini önermiştik, bu söylediğimiz gerçekleşti.

 

PM toplantısında söz alan PM üyelerinin ağırlıklı bölümü, 5’li Komisyonun tüm inisiyatifi eline alarak Genel Başkan’ın yanıltıldığını, başta Adnan Keskin ve Gökhan Günaydın olmak üzere “5’li Komisyonun bu başarısız sonucun faturasını ödemesi gerektiği” konusunda görüş birliğine vardıklarını öğrendik.

 

Dün de milletvekilleriyle biraraya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin de hemen hemen aynı doğrultuda yani 5’li Komisyon ve yine Adnan Keskin ve Gökhan Günaydın başta olmak üzere bu başarısızlığın siyasi faturasını ödemesi konusunda görüş birliği oluştuğu öğrenildi.

 

H&H olarak gözlemlerimiz CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu’nun önünde iki seçenek olduğu yönünde.

 

BİRİNCİ SEÇENEK

 

30 Mart yerel seçimlerinde başarısızlığın ve 5’li Komisyonun aldığı tüm kararların ve belirlenen adayların tamamının arkasında durarak aynı kadrolarla yoluna devam etmek.

 

İKİNCİ SEÇENEK

 

PM’nin ve CHP milletvekili grubunun tüm eleştirilerini dikkate alarak bu kararlarda yetkili olan başta Adnan Keskin ve Gökhan Günaydın’dan oluşan 5’li Komisyonda bulunan Umut Oran, Bülent Tezcan ve Bihlun Tamaylıgil’e “başarısızlığın faturasını ödeterek” devrimci ve demokrat kadrolardan oluşacak “yeni MYK oluşturup” önümüzdeki gerek Cumhurbaşkanlığı gerek 2015’de yapılacak milletvekilliği seçimlerine kadar iktidara koşacak, “örgütlerdeki yorgunluğu, kokuşmuşluğu ve yılgınlığı ortadan kaldıracak” yol arkadaşlarını belirleyerek yoluna devam etmektir.

 

Şimdi H&H olarak “hangi yolu tercih ederse hangi sonuç doğar” konularını irdelemek istiyoruz:

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birinci yolu tercih ederse, parti tabanında Cumhurbaşkanlığı seçiminde de 2015 genel seçimlerinde de herhangi bir başarı sağlanamayacağı görüşü şimdiden öne çıkar ki bu “CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun kendi liderliğini tartışmaya açar.” Bu da çok kısa sürede parti içinde karşılık bularak büyük kongre sesleri yükselmeye başlar ve CHP’yi bölünmeye kadar götürür. Asla bu yolu tercih etmesini önermiyoruz. Çünkü ülkemizin CHP’ye en çok ihtiyacı olduğu bugünlerde partinin tartışmalı bir ortama çekilmesi, kaos zemini olşuturulması CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu da “tarihi bir sorumlulukla” karşı karşıya bırakır.

 

İkinci yolu tercih etmesi durumunda ki, H&H olarak bu yolu tercih etmesini bekliyoruz;  öncelikle MYK’da köklü değişikliğe giderek 30 Mart yerel seçimlerindeki başarısızlıkta PM üyelerinin ve milletvekillerinin de yanı sıra, bizim de sorumlu olduğunu düşündüğümüz başta Adnan Keskin ve Gökhan Günaydın’ın yanı sıra 5’li Komisyonda bulunan Bülent Tezcan, Umut Oran, Bihlun Tamaylıgil ile MYK’da üstlendikleri görevlerde etkili olamayan Emrehan Halıcı, Sencer Ayata, Perihan Sarı, Nihat Matkap ve Osman Faruk Loğoğlu’nun yer almayacağı yeni  MYK’da, ağırlıklı olarak “devrimci ve demokrat kadroların” yer alacağı yol arkadaşlarıyla yoluna devam etmesidir.

 

 

Devrimci ve demokrat kadrolardan oluşacak yeni MYK’nın da hızlı bir şekilde yorgun düşen gerekli performansı sergileyemeyen, örgütlerde dinamizm oluşturamayan 30 Mart yerel seçimlerinde, sandıklara sahip çıkamayan, ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarını dahi toplayamayan, sadece kağıt üzerinde il başkanlıkları kalan başta Ankara, İstanbul, Antalya, Mersin, Adana il başkanlıklarının yanı sıra 30’un üzerinde ilin görevden alınarak yerlerine MYK’da öne çıkan “devrimci, demokrat ruhun” buralarda da öne çıkmasını sağlayacak yeni kadrolar oluşturmak ve bu yeni kadrolarla örgüte dinamizm kazandırmaktır.

 

Ayrıca CHP’nin ilkeleri doğrultusunda toplumun gerçeklerine uygun ve sorunlarını çözecek, alanlarında uzman kadrolardan oluşan komisyonlar kurup, bu komisyonlar araclığıyla oluşturulacak projelerle kitlelerin karşısına çıkmaktır.

 

Özet olarak CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu görüşümüzü çok kısa sürede yaşama geçireceğine yürekten inanıyoruz.

 

CHP’ye ve  Kemal Kılıçdaroğlu’na halkımızın güveni devam etmektedir. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bu güveni sarsmamak için kararlı ve cesur olmalı, Cumhurbaşkanlığı seçiminde öncü olmalıdır. 2015 genel seçimlerinde de iktidar alternatifi olduğunu “Gezi Ruhunu taşıyan sessiz milyonlara” ulaştırmalıdır.