Kılıçdaroğlu’nun ne dediği anlaşılmıyor
18 Ekim 2016 17:30

Musul harektaı başladıktan ve Erdoğan ile hükümetinin harekat dışında bırakılmış olduğu anlaşılınca Kılıçdaroğlu bu duruma yönelik olarak televizyonlarda şöyle dedi…

Safile USUL H&H YORUM

“Musul operasyonu başladı. Türkiye masanın dışında, niye masanın dışında? Benim komşum, niye masanın dışında. Benim ağırıma gidiyor. Ben kendi ülkemin çıkarlarını savunmak ve korumak zorundayım. Ama bu dış politika Türkiye’yi felakete sürüklüyor. Yanlış bir politika izliyoruz.”

Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin siyasi içeriği anlaşılmıyor, yani halka bir mesaj vermiyor.

Ki, bu sözler Kılıçdaroğlu’nun kafasındaki düşünceleri de yansıtmıyor ve o nedenle de net değil.

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin masada olmaması dediği şey Erdoğan’ın dış politika alanında dışlanmış olması.

Ağırına giden şey bu değil herhalde Kılıçdaroğlu’nun.

Siyaset yapıyor diyebilirsiniz ama siyaset yapmak böyle birşey değil.

Siyaset yapabilmek ve etkili olabilmek için içinizdeki düşünceleri net ve dolaysız olarak ifade ediyor olmanız gerekir ana muhalefet lideri olarak.

Kılıçdaroğlu, “ağırıma gidiyor” derken aslında Erdoğan’ın masa dışında kaldığını dolaylı olarak anlatmak istiyor.

Ama, “ağırıma gidiyor” ifadesi buna dair birşey anlatmıyor.

Yani, masa dışında kalmak neden oldu, Erdoğan gerekli şeyleri yaptı da dış dünya kötülük mü yaptı, suç Erdoğan’da değil de, Türkiye’ye düşmanlık yapanlarda mı vs.

Buna dair bir anlam ve ifade yok bu sözlerde.

Oysa halka mesaj verme ve anlaşılır olma kabiliyeti için Kılıçdaroğlu’nun çok yalın bir biçimde…

Erdoğan’ın Ortadoğu ülkelerinin içişlerine karıştığını, o bölgedeki siyasetçilerin karşıtlarına silah verdiğini, zamanla herkesin ona düşman olduğunu, içişlerine karıştığı herkesin zamanla bir araya gelerek Erdoğan’ı dışladığını, Erdoğan’ın Suriye rejimini yıkmak için aktif çaba sarfettiğini, bunda başarılı olduğunu, bunun neticesinde Suriye’nin merkeze uzak bölgelerinde devlet kalmadığını, devlet güçlerinin boşaldığı yerlerde Suriyeli Kürtlerin devlet egemenliği kurduğunu, Erdoğan’ın Esad’ı yıkma amaçlı yaptığı silah desteklerinin Türkiye’nin çıkarlarını zedeleyecek şekilde Kürt devleti ile sonuçlandığını, Erdoğan kızgınlığı nedeniyle herkesin birbirini bırakıp, Erdoğan’ı ortak hedef haline getirdiğini, Türkiye’nin çıkarlarını savunmanın artık imkansız halde olduğunu vs. vs.

Neden bunları söylemiyor Kılıçdaroğlu?

Belki de bunları söylediğinde Erdoğan ve hükümetinin yoğun baskısına girmekten çekiniyor olduğu içindir.

Ama halka en yalın ve basit gerçekleri anlatamayan birisi ana muhalefet olarak bir netice alamaz ki.

Nitekim alamıyor da.

Dolaylı ifadelerle dolanıp, duruyor CHP ortada bir yerde.

BİZDE SORAMAZSIN

Musul harekatı başladıktan sonra ABD’li gazetdcilerin ABD Hükümet Sözcüsü’nü nasıl sıkıştırdıklarını izledim dün NTV’de

Herşeyi soruyorlar, hem de seri halde.

Kaç ABD’li asker var.

Nerdeler şu anda.

Harekata bizzat katılacaklar mı?

Danışmanlar ne yapacak? Onlar katılacak mı harekata?

ABD’li gazeteciler yani kendi askerlerinin sağlığını, valıklaırnı, maruz oldukları tehlikenin boyutunu ve ihtimallerini sorguluyorlar.

Sonra diyorlar ki, “Bu sorularımız bir bizzat ABD Genelkurmay Başkanı’na sormak istiyoruz. O daha iyi cevap verebilir bize.”

ABD Hükümet Sözcüsü buna hiç alınganlık göstermiyor ve kızmıyor.

Tam tersine, “Evet” diyor, “bunu planlıyorux zaten, Genelkurmay Başkanı ile biraraya gelip, soru sorma imkanınız olacak.”

Bizde olsa, gazetecileri önce salondan atar, ardından basın kartına el koyar, sonra da çalıştığı gazetenin veya TV’nin patronunu arayıp, işten attırırılar.

Mehmetçiğin sağlığını, ne kadar tehlikeye maruz olduğunu sorgulayacaksın, detay soracaksın vs.

Yok ya…

not: CHP GATA olayını neden halka anlatmıyor, asker evlatlarınız yaralandığında askeri hastane yok, sivil doktor savaş yarasından iyi anlamaz, askerlerimiz GATA kapandığı için ölüyor vs. neden anlatmıyor bunu halka?

Safile USUL Twitter