Eski CHP’li vekiller, partinin ideolojik-felsefi zeminin Atatürk ilkelerine dayalı olması gerektiğini vurgulayarak, Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.

 

 

Zihni Erdem / Aydınlık

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Bana bir felsefi derinlik gösterebilirseniz, ben bırakın kurultay yapmayı vallahi yarın sabah giderim. Burada kalayım diye bir hastalığım yok” şeklindeki sözleri, CHP’de felsefi derinlik tartışması başlattı. Kılıçdaroğlu’nun il başkanları toplantısında parti içi muhalefeti, “felsefi derinliği olmamakla” suçlamasına muhalif isimlerden tepki geldi. Kılıçdaroğlu’nun sözlerini Aydınlık’a değerlendiren muhalifler, şunları söyledi:

 

 

Eski CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü: CHP’nin felsefi derinliği olan bir muhalefete ihtiyacı var ama bunu söyleyecek kişi Kemal Kılıçdaroğlu değildir. CHP’nin felsefi değişim ve dönüşümü, Kılıçdaroğlu’nun anladığı anlamda değil, partinin kurucu temel değerlerine dönüş şeklinde olmalıdır.

 

YENİ BİR FELSEFEYE İHTİYACIMIZ YOK

 

 

Eski CHP Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan: Bu sözlerden CHP’de değişimin artık zorunluluk haline geldiği anlaşılmaktadır. Bunun için CHP’nin yeni bir ideolojiye ve felsefeye ihtiyacı yoktur. Bugün yapılması gereken, CHP’nin kendi özgün kimliğine ve ilklerine sahip çıkmaktır. CHP’nin mevcut ilkeleri ve felsefesi, 21. yüzyılın ihtiyaçlarına cevap vermektedir.

 

 

Eski CHP Trabzon Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Haluk Pekşen: Ben CHP’liyim. Büyük Atatürk, CHP’nin temellerine, insanlık siyasi tarihinin en ileri ideolojik felsefesini uyarlamıştır. Atatürk’ün hikayesini yazdığı o ideolojik felsefe dışında, bu partide başka ideolojik felsefeye dayalı derinlik tanımıyorum. Nokta.

 

 

Eski CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça: CHP’nin felsefi derinliği Kuvayı Milliye’de yatar. Mustafa Kemal’in tam bağımsızlık ilkesinde yatar. Altı Ok’ta ve Atatürk ilkelerinde yatar. Bugün CHP’yi yönetenler bu ilkelere bağlı kalsaydılar, zaten bu tartışmalar yaşanmayacaktı. SP ve MHP kökenlileri Meclis’e taşıyan, kendi değerlerine güvenmeyen bir yönetim anlayışıyla başarılı olmak mümkün değildir. Genel Merkez yönetimi, yukarıda kısaca ifade ettiğim Atatürk’ten gelen felsefi derinlik konusunda kafa karışıklığı içindedirler. Muhalefeti felsefi derinliği olmamakla suçlayanların, kendilerinin bir felsefi derinliği bulunmamaktadır.