Kılıçdaroğlu’ndan The Marmara’ya tepki: O otele gidenlerin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir?

Kılıçdaroğlu’ndan The Marmara’ya tepki: O otele gidenlerin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir?
20 Haziran 2019 09:12

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV’de Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programında 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul seçimlerine ilişkin olarak açıklamalarda bulunuyor.

 

 

Küçükkaya’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldiği anlara dair güvenlik kamerası görüntülerini medya kuruluşlarıyla paylaşan The Marmara’ya tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “O otele gidenlerin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir?” diye sordu.

 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

 

“Bizim çözümlerimiz diğer partiler tarafından kopyalanıyor.

 

“(Selahattin Demirtaş’ın Ekrem İmamoğlu’na destek çağrısı) HDP ile bizim bir ittifakımız yok. Ama HDP’ye oy veren kitlenin büyük bir kısmı Ekrem Bey’e inşallah oy verecekler. Tabii sadece HDP değil, AKP tabanından da Ekrem Bey’e oy gelecek. 23 Haziran’da Ekrem Beyin alacağı oylar artacak, mesafe artacak. Çünkü 23 Haziran seçimleri haksızlığa uğrayan bir kişinin hakkını alacağı seçim olacak.

“Ekrem Bey’in bir haksızlığa uğradığını herkes söylüyor. Her gittiğim yerde şunu söylüyorlar; ‘Biz CHP’li değiliz, ama bu seçimlerde Ekrem Bey’e oy vereceğiz. Biz haksızlığa karşıyız.’ YSK, siyasi baskıya direnemedi. 7 üyesi gitti siyasi otoriteden aldığı talimatı yaptı. Bulundukları kurum itibariyle de emin olum çocuklarının yüzüne bakamayacaklar. Bu kadar ağır ve demokrasimize vurulmuş bir darbedir bu.

 

“Ortada çalma çırpma yok.

 

“Gidiyorsunuz sandığa. Size dört tane pusula veriyorlar. Her birine tek tek pusu la basıyorsunuz. Gelip sandığa atıyorsunuz. Seçim kurulu aynı, vatandaş aynı. Sayım yapılıyor, sayımda kullanılan üç seçmen pusulası doğrudur, biri yanlıştır. Bunu kimsenin aklı almıyor. Ama YSK bunu iptal etti.

 

“Kimin oyu burada iptal edildi? Vatandaşın. Şunu bekliyorlardı; CHP’liler sokağa çıkacak, polis biber gazı atacak, insanlar ölecek, sonra Erdoğan çıkacak ve ‘gördünüz mü CHP budur’ diyecekti.

 

“(İsmail Küçükkaya: İmamoğlu kazanınca ne olacak?) Diyecek kişi İstanbullu kardeşim siz benim irademe kumpas kurdunuz şimdi ben sandığa yeniden gidiyorum ve irademi sağlıyorum. Bu irade haksızlığa uğramış bir kişinin hakkını iade etmesidir. Dünyaya da şu mesaj verilmiş olacak bütün baskılara rağmen kapalı kapılar ardındaki baskıya rağmen İstanbul’da halk sandığa gitti ve iradesini gösterdi. Demokrasi kültürü bizim düşündüğümüzden çok daha güçlü diyecekler. Türkiye Cumhuriyeti İstanbullular Türkiye siyasetine önemli bir armağan bırakıyorlar.

 

 

“(Erdoğan’ın İmamoğlu ile ilgili olarak, “Ordu Valimiz hakaret işini yargıya götürmesi halinde bu konuda yargının vereceği kararı ben bilemem ama yargının vereceği karar bu işin önünü kesebilir” sözlerine) Sana bu yetkiyi kim verdi? Efendim yargı bilmem ne olursa. Nasıl mahkeme bilecek o işi, talimat verecek. Bir şekilde hapse atılacak. Akıl var mantık var sen bir ülkeyi yönetiyorsun, sana bu insanlar oy vermiş. Sana cumhurbaşkanı olma kapısını kim açtı? Biz açtık. Sana açtığımız kapıdan yürüyüp demokrasiyi geliştireceğine, katlediyorsun.

 

“(Ordu’daki havalimanında VIP tartışması) Valinin yaptığı bir tuzak, kumpastır. Karadeniz’de yapılan o güzel buluşmaya gölge düşürmek için.

 

“(Küçükkaya’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldiği anlara dair güvenlik kamerası görüntülerini medya kuruluşlarıyla paylaşan The Marmara’ya tepki) O otele gidenlerin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir?

 

“(İmamoğlu ve Yıldırım katıldığı ortak yayın değerlendirmesi) Ekrem Bey’in sinirlerini bozmaya yönelik olarak sık sık çok kaba ifadeler kullanıldı. Ekrem Bey bunların hepsine alıştı bu tür kışkırtıcı söylemleri yok sayıyor. O da tutturdu, güzel, herkesi kucaklayan bir dil. Ekrem Bey bütün söylemleriyle bütün insanlara dokundu.

 

“(Binali Yıldırım’ın Başbakanlık görevini icra ettiği dönemde kendisine tahsis edilen makam aracını kullandığı eleştirilerine) Siz seçime giriyorsunuz bir arkadaşımız İmamoğlu kendi partisinin imkânlarıyla gidiyor, öbürü devletin imkânlarıyla. Hem dinden imandan adaletten bahsedeceksiniz sonra devletin imkânlarını kullanacaksınız, sonra biz yarışa gidiyoruz diyeceksiniz. Bu yapı aynı zamanda kibirli bir atmosferi ortaya çıkarıyor. Halkı küçümseyen anlayışı besliyor. O yüzden vatandaş artık yeter diyor.