Kılıçdaroğlu, tasfiye iddialarına ne yanıt verdi? Davutoğlu’na neden ‘Dur bir nefes al’ dedi?

Kılıçdaroğlu, tasfiye iddialarına ne yanıt verdi? Davutoğlu’na neden ‘Dur bir nefes al’ dedi?
1 Eylül 2014 19:25

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Star Ana Haber’de Nazlı Çelik’in sorularını yanıtladı.

 

 

Star Ana Haber’e konuşan Kılıçdaroğlu, Engin Altay’ın, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı yemini sırasında tartıştığı Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e iç tüzük kitabı fırlatmasını “Meşru müdafaa” sözleriyle değerlendirdi.

 

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilk grup toplantısında CHP’ye yönelik sözlerini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Ben olumsuz bir şey söylememeye dikkat ettim. Ama o doğrudan doğruya CHP’yi hedef aldı. Dur bir nefes al” diye konuştu.

 

 

CHP lideri Erdoğan ve Davutoğlu’nun adli yıl açılış törenine katılmamasını da eleştirdi. “Savunmanın olmadığı yerde hangi adli yılı açacaksınız” diyen Kılıçdaroğlu, ‘Davutoğlu’nun törene katılmayarak kendisi dışında bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdiğini’ savundu.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

 

 

“Yaşananlar doğru değil. Yargı siyasetçilerin at koşturduğu alan değil. Yargı bağımsız olmalı. Hükümetin yargı yılı açılışında hazır bulunması gerekir.

 

Bugün adli yargının açılışına katılmama grekçesi paralel yargı değil. Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına tepki olarak katılmadılar. Savunma hakkı hangi inancını alırsanız alın kutsaldır. Savunma hakkının olmadığı yerde adalet olmaz.

 

Savunmanın olmadığı yerde hangi adli yılı açacaksınız. O olursa ben gelmem, o konuşursa ben orada olmam. O zaman siz bu ülkede adalet istemiyorsunuz. Biz de zaman zaman adaletten yargıdan savunmadan şikayet ediyorsuz ama o törene katılmak zorundayız.

 

Başbakanlık koltuğuna yeni oturan birisinin doğrudan doğruya ana muhaleti hedef alıp konuşma yapması şık değil. Ben olumsuz bir şey söylememeye dikkat ettim. Ama o doğrudan doğruya CHP’yi hedef aldı. Dur bir nefes al. Ne oldu?

 

Anayasa kitapçığının fırlatılmasına gelince. Olay şu; Meclis açılıyor sayın Cemil Çiçek, Meclis’i açtıktan sonra adap içinde Grup Başkanvekilimiz Engin Altay söz istiyor. ‘Hayır ben vermem, isterseniz çıkın’ diyor. Cemil Çiçek’in ‘İsterseniz çıkın’ deme hakkı yok. Orası Cemil Çiçek’in babasının malı değil.

 

Orası TBMM’dir ve söz vermek zorundadır. Söz verseydi Cemil Çiçek’e şunu soracaktı; YSK kararı Resmi Gazete’de yayımlanmadan siz TBMM’yi olağanüstü toplantıya hangi gerekçeyle çağırdınız. YSK kararı bilinçli olarak yayımlanmadı. Bu sorunun sorulmasına dahi izin verilmedi.

 

Hukukta meşru müdafaa denilen bir kavram vardır. Siz zorunda olduğunuz zaman belirli bir suçu işlersiniz ve o suç olmaktan çıkar. Tipik örneği ceza hukukundadır. Adam öldürmek suçtur ama meşru müdafaa sınırında olursa suç değildir. Şimdi söz istiyor ama verilmiyor.

 

Anayasayı çiğniyor Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı. O zaman bu anayasanın bir anlamı kalmıyor. Tepkisini böyle göstermiştir. 3 aşağı 5 yukarı bütün demokrasilerde böyle tepki görürsünüz. Neden yadırgıyorsunuz? Resmi Gazete’de yayımlanmadığı halde yasadışı halde parlamentoyu toplayan Meclis Başkanı’na tepki değil de kitapçık atılınca tepki gösteriliyor. TBMM Başkanı Meclis’in başkanı değil, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin grup başkanı gibi davranmıştır.

 

Aslanlı Yol’un başında Cumhurbaşkanı herkesin elini sıktı biz de doğal olarak tokalaştık. Elini uzatacak mı uzatmayacak mı bilmem ama benim el sıkmak için bir çabam olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı elimizi sıkarsa elbette sıkarız.

 

İlişkilerimizi sınırladık. Bir özel görüşmemiz zaten yok. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğunda da 2 veya 3 kez görüştük. Bir kişinin cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak etmesi için anayasayı çiğnememesi lazım. İkinci olarak temiz olması lazım, kimse kusura bakmasın temiz değil. Aile boyu etik kurallara uyması lazım ki öyle bir tablo yok. Resmi Gazete’ye ambargo uygulandı YSK kararı konulmadı.

 

Bu ülkede demokrasiyi savunacaksam görmemezlikten gelemem. Bu kişi anayasayı çiğnedi. Yemin törenine katılmadım, ben yalana tanıklık etmem. Anayasaya sadık kalacağını söyleyecekti yeminde, kaldı mı? Zorunda olmadıkça görüşmeyeceğiz. Kıbrıs’a gitti bizden de milletvekili istedi, göndermedik. Bizim ilişkilerimizin ne olduğunu Davutoğlu da görecek. Kul hakkı yememiş bir insana her ortamda saygı gösteririm.

 

Benim bir Bakanlar Kurulu’na ön yargıyla bakamam. Koltuğa oturur oturmaz eleştirmem. Bizim düşündüğümüzden çok güzel icraatları olabilir. Biz siyasetin halk için yapılmasını isteriz. Sorun çözeni alkışlarız.

 

Erdoğan emekli oldu başbakanlıktan. Anayasa çerçevesinde görevini yapacak. Bizim muhatabımız başbakan. Ama onun önce bir kişiliğinmi ortaya koyması lazım. Erdoğan’dan bağımsız olduğunu göstermesi lazım. Adli yılın açılış törenine katılmayacak bunu gösteremedi.

 

Adli yılın açılışına gelmiş olsaydı, gerçekten kişilikli bir politika izleyeceğine kanaat getirirdim ama böyle kendisi dışında bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdi.

 

PARTİDEN TASVİYE İDDİALARI
Muharrem İnce’nin seçim sonrası tasfiye edilip edilmeyeceği sorusuna “Kesinlikle böyle bir şey olmayacağı” şeklinde cevap veren Kılıçdaroğlu, “İhsan Eliaçık ve Mehmet Bekaroğlu gibi isimlerin partiye daveti CHP sağa kayıyor yorumları doğru mudur?” sorusuna da “İddia edilen isimler doğru değil. İhsan beyle birkaç defa görüştüm. Sağ çizgiden bir kişinin CHP’ye gelmesi neden CHP’yi sağa kayıyor göstersin ki” diye cevap verdi.

 

Kılıçdaroğlu, CHP’yi bundan sonranasıl tanımlarsınız sorusuna ise, “CHP, sosyal demokrat bir partidir. Halktan yana politika üreten, yoksul ve mağdurdan yana bir partidir.” dedi.

 

Sarıgül hakkında ise önemli bir siyasetçi vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, “İstanbul belediye seçimlerinde güzel bir performans gösterdi. Yönetici kadroda tabii ki yer alabilir.” dedi.

 

Kurultay’a ise tüzük gereği çarşaf listeyle gideceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, İnce ile Kurultay’da yanyana oturacakları konusuna ilişkin, “Genel Başkan adayları yanyana olmalı. İnce’ye kırgınlığım yok. Her partilinin genel başkan olma hakkı var. Partinin insanların önünü açma yükümlülüğü var” şeklinde yorumda bulundu.

 

Türkiye’nin gündeminde erken seçim olduğu için süratle 2015 seçimlerine hazırlanmaları gerektiğini vurgulayan kılıçdaroğlu, Kurultay sürecinin hazırlıkları aksattığını belirtti.

 

“CHP, iktidar vat edebiliyor musun?” sorusuna her siyasi parti iktidar vaat eder vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, “Halkın sorunlarını çözmeye yönelik projeler ortaya koyacağız. Halkı bunlara inandırıp Anadolu’nun her tarafını gezerek anlatmalıyız. Kadın ve gençlik kollarını eğitip alana öyle göndermeliyiz. Vekillerimiz bu projelerini bölgelerinde anlatmalı. Biliyorum Güneydoğu’da oy oranlarımız düşük. O bölgelere özel bir atak göstermeliyiz” dedi.

 

Kılıçdaroğlu, daha önce sarf ettiği “Oyum düşerse istifa ederim” cümlesine ilişkin “Genel Bşakanlıktan ayrılmak için oy kaybı olması lazım. Oyunuz yükseliyorsa istifa etmemeniz lazım. Hiçbir seçimde oy düşüklüğümüz olmadı” şeklinde yorumda bulundu.

 

“AK Parti üst üste seçimler kazandı. Bunu nasıl değerlendirdiniz? Hiç özeleştiri yaptınız mı?” sorusuna “Tüm siyasi partiler özeleştirilerni yapar. Bizler de araştıryoruz, sorguluyoruz” şeklinde cevap veren Kılıçdaroğlu, “paralel yapı” ve takipsizlik kararının kapatılmasına ilişkin “Asıl önemli olan takipsizlik kararının kapatılması. Savcıların hırsız kovaladığı yerden hırsızların savcı kovaladığı noktaya geldik” diye yorumda bulundu.

 

Başbakan Davutoğlu’nun yolsuzluk yapanların ellerini kırarız dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Şimdi hırsızlar aklanıyorlar. O lafları söyleyen Davutoğlu, bunları nasıl değerlendirecek acaba. Devletin içinde paralel yapı olmaz. Pararel yapı varsa o yapıyı kim koydu devletin içine. 12 yıldır bu ülkeyi ben yönetmiyorum. Davutoğlu’nun ilk adımı yolsuzluğu kapatmak oldu. İlk görevi bu oldu. Türkiye bu gerçeği bilsin. Yolsuzluk varsa üzerine kararlılılkla gidilmeli. Siz yolsuzlukları ancak şimdi kapatırsınız. Bunun elbet sorulur hesabı” dedi.