Kılıçdaroğlu, ‘Küçük Kurultay’ ve ‘Onur Kurulu’nu kaldırarak sorgulamaya son verdi!

Kılıçdaroğlu, ‘Küçük Kurultay’ ve ‘Onur Kurulu’nu kaldırarak sorgulamaya son verdi!
28 Haziran 2018 11:38

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün öğleyin (Salı) yapacağı basın toplantısı öncesindeki akşamüzeri kulislere “Kılıçdaroğlu’nun istifa edeceği” söylentileri düşmeye başladı. İşin ilginç yanı, bu söylentiler Kılıçdaroğlu’nun evine bile girip çıkan yakınlarından yayılıyordu. Nitekim akşamın ilerleyen saatlerinde televizyon programlarında da konu ele alınmaya başlandı.

 

Muzaffer Ayhan Kara / Odatv

 

Konuya temkinli yaklaştım, çünkü Kılıçdaroğlu’nu ve hangi gelişmelere nasıl yaklaşabileceğini çok iyi biliyordum. Hatta teyit alma yoluna bile gitmedim. Çünkü adım gibi biliyordum ki istifa etmesi söz konusu olamazdı.

Kılıçdaroğlu’nun basın toplantısını dikkatle izledim ve hiçbir sürpriz yoktu. Yalnız kimi noktalara şaşırmamak elde değildi. Sandıklarda sorun yokmuş ama demokrasi içinde bir seçim yapılmamış fakat sonuçta ‘demokrasi’ kazanmış! CHP de başarılı olmuş! Bir hazin nokta da ‘diktatör’ olduğu için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etmeyeceğini açıklamasıydı.

 

CHP’NİN YÖNETİŞİM KRİZİ

 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını değerlendirmeye neresinden başlasam?

1)Kılıçdaroğlu daha önce Saray’a da gitmeyeceğini açıklamış ama daha sonra gitmişti. “Büyük lokma ye, büyük laf etme” diye boşuna dememiş atalarımız. Yarın bir gün bir gerekçe bulur, yine tebrik eder, bir yere yazın.

Oysa CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, “Adam kazandı” dediği Erdoğan’ı telefon açarak tebrik etti.

CHP’nin “yönetişim krizi” içinde olduğuna birçok kez değindim. Partinin genel başkanı ile Cumhurbaşkanı adayı istişare etmez mi kritik durumlar esnasında ve sonrasında? Biri kuzeyi biri güneyi gösterirse parti seçmen nezdinde inandırıcı olabilir mi? Aynı durum seçim akşamında da yaşandı; CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, yanında üç MYK üyesi de olduğu halde seçimde Erdoğan’ın yüzde 52 ile kazanacağının önceden belirlendiğini söylerken hayretler içinde kaldım! Sonra o akşam ne oldu? İnce “Adam kazandı” dedi. Ertesi gün? Kılıçdaroğlu “sandıkta sorun yok” dedi!

Peki, Kılıçdaroğlu ve Tezcan’a sormayalım mı; “CHP’nin Adil Seçim Sistemi çalıştı mı? CHP neden YSK’ya mecbur kaldı sonuçları izlemek için? Hadi referandumda 10 bine yakın sandıkta görevliniz yoktu, bunun organizasyonunu yapamayarak muhtemelen “hayır” olan sonucun “evet”e evrilmesine seyirci kaldınız… Ya şimdi? Bu kez muhtemelen sandıklarda gönüllülerin de desteğiyle sandıkta görevli sorunu olmadı belki ama kurduğunuz sisteme ne oldu? Verimli bir şekilde çalıştırıp vefakar ve cefakar örgütlerden gelen, sandıklardan alınan sonuçları sisteme girip kamuoyuna yansıtabildiniz mi?

CHP öteden beri süren bu yönetişim krizini hiç haketmiyor, hiç.

BAŞARI MI DEDİNİZ?

2)İktidar bloku hem ilk turda cumhurbaşkanlığını almış hem de parlamento çoğunluğunu elde etmiş. CHP ise 50 milletvekilinin arttığı 24 Haziran genel milletvekili seçiminde 17 milletvekili fazlasını almış bir önceki seçime göre ve bunların bir kısmı da SP’li. Üstelik CHP bir önceki seçime göre artan genç seçmen sayısına karşın birkaç puan gerilemiş. Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’den de parti olarak 8 puan eksik almış. Bu tabloyu ‘başarı’ olarak izah etmek karşısındakileri ‘aptal’ yerine koymakla ve kendini kandırmakla eş anlamlı olsa gerek!

SORGULAMA YOK, ÜZERİNDEN ATLAMA VAR

3)CHP’nin ve sekiz yıldır CHP’nin genel başkanlığını yürüten Kılıçdaroğlu’nun bir kez daha ortaya çıkan vahim durumu sorgulamaya yanaşmadığını gördük! Ortaya bir tablo çıkmış, üstelik iç açıcı bir tablo değil… Bu tabloyu nedenleriyle, niçinleriyle sorgulamak, eksileri ve artıları not ederek geleceğe hazırlanmak gerekmiyor mu? İnce neden 30,6 aldı da parti bunun oldukça oldukça gerisinde kaldı, sorgulanmayacak mı? Merak edilmeyecek mi? Örneğin yenilse de CHP İnce sayesinde çeperine milyonlarca yeni orta öğrenim çağında ve üniversiteli genç topladı, yüzbinlerce yeni kentli eğitimli kadın topladı, bir ölçüde beyaz yakalıları yakaladı. Bu kesimlerin partiyle ilişkisini sürdürecek, üye olarak kazanacak planlar tartışılmayacak mı? Sorular çoğaltılabilir. Bir örnek daha vereyim; Kılıçdaroğlu basın toplantısında iktidar partisinin yedi puan gerilediğini de söyledi. Doğrudur. Peki, bu yedi puanın ne kadarı CHP’ye geldi, bu sorgulanmayacak mı?

“Sorgulama” denilince Kılıçdaroğlu’nun ödü kopuyor. Yüce Tanrım sağlık versin, önceki genel başkanımız Baykal da öyleydi. Ne yapar yapar, her başarısız sonucu “başarı” olarak göstermeyi yeğlerdi. En olmadı kabahat halka yüklenirdi. Şimdi de öyle! Neymiş, “Halk bizi anlamamış!”

Şu noktaya da dikkat çekmek isterim; kaybedilen 24 Haziran seçimleri sıradan bir seçim değildi, “partili cumhurbaşkanı” adı altında tek adam rejimine geçildi! Kuvvetler ayrılığının köküne kibrit suyu döküldü! Yönetimde denge-fren sistemi lağvedildi! Yargı bağımsızlığına veda edildi! Bu nasıl sorgulanmaz?!

MEĞER…

Zaten bu yüzdendir ki, CHP’nin son tüzük kurultayında Kılıçdaroğlu partide “sorgulama” zemini olan iki kuruma son verdi. Neydi onlar? Birisi Küçük Kurultay, birisi de Onur Kurulu. İkisi de istişari organlardı ve orada seçim yoktu. Sorgulamaya, olup bitenlerin nedenini, niçinini ortaya çıkarmaya yarıyordu. Küçük Kurultaylara üst organların yanında, Meclis Grubu, il ve ilçe örgütleri ile kadın ve gençlik kollarının temsilcileri katılıyordu. Onur Kurulu ise yaşayan eski genel başkanlar ve genel başkan yardımcılarından oluşuyordu.

1973’ten bu yana CHP’yi iyi bilen birisi olarak, tarihini de yaşayan partili önemli büyüklerimden öğrenmiş ve ayrıca iyi okuyup incelemiş birisi olarak şunu hatırlatmak isterim: Eskiden CHP’de her seçimden sonra, özellikle de başarısızlık halinde örgütler mutlaka Küçük Kurultay toplamaya çağırır genel merkezi, onlar da buna icabet ederdi. Herşey açıkça konuşulurdu. CHP’de kurucu ve ebedi lider Atatürk de yeri gelmiş hesap vermiştir, İnönü de, Ecevit de. CHP böyle bir parti (ydi).

KILIÇDAROĞLU’NDAN BEKLENEN

Kılıçdaroğlu’na önerim, tüzükte olmasa da birkaç gün sürecek adamakıllı bir istişari toplantı düzenleyerek CHP’nin 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirmesini sağlaması ve yeni bir yol haritasına zemin hazırlaması. İnce etrafında gelişen halk hareketinin daha önce olduğu gibi saman alevi gibi sönüp gitmemesi için buna şiddetle ihtiyaç var. Bu süreç İnce’siz ve etrafına toplanan ve mutlaka partiye kazandırılması gereken halesiz götürülemez. Götürülmek istenirse de abesle iştigal olur. Bu nasıl planlanır, nasıl gerçekleşir, kimse bu konuda ahkam kesmemeli, önyargısız ve önkabulsüz şekilde sözünü ettiğim istişari toplantıda ele alınmalıdır. Tabii CHP’nin amacı erken ya da zamanında olacak bundan sonraki seçimde kazanmaksa…

YEREL SEÇİMİN ELİ KULAĞINDA AMA…

Ki, önümüzde bir yerel seçim var, eli kulağında sadece sekiz ay sonra. CHP buradan ayağa kalkmak istiyorsa ev ödevini adamakıllı yapmalı. Kazanılacak büyük metropoller bir dahaki genel seçim önemli bir manivela olacaktır. Yaşadığım İzmir’den örnek vereyim; İktidar bloku CHP’nin yönettiği bazı belediyelerde öne geçti. Büyükşehir ve 22 ilçe belediyesi CHP’de olduğu halde. İnce’nin topladığı rüzgar olmasa durum çok daha vahim hale gelebilirdi. İzmir’de iki vekil çıkaran İyi Parti yanında yine iki vekil çıkaran ve iktidar blokunda yer alan MHP faktörleri önümüzdeki yerel seçimde oldukça etkili olacak. Demek istediğim, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak, bunun önlemlerinin alınması… Yerel seçimlerde İnce’nin rüzgarını içselleştirmeyecek bir CHP’nin başarılı olacağını söylemek de abesle iştigal. Bunu da not etmiş olayım.

KARAYALÇIN’IN ÇIKIŞI

Bu arada, lağvedlilmeseydi Onur Kurulu’nda konuşulacakları önceki genel başkanlardan Murat Karayalçın dün katıldığı bir radyo programında dile getirdi. Muhtemelen de bu satırları kaleme aldığım sıralarda da yine önceki genel başkanlardan Hikmet Çetin ve Altan Öymen’le birlikte Kılıçdaoğlu’nu ziyaret edecek ve yine muhtemelen radyoda söylediklerini yineleyecek. Üçlü grup aynı zamanda İnce ile de bir araya gelecek.

Karayalçın, katıldığı programda İnce’nin aldığı yüzde 30,6’lık oyun önemli bir kazanım olduğunu savunarak “Daha fazla bekleyenlerin de olduğunu ancak kendisinin bu kadar yüksek olacağını beklemediğini ifade etti. Karayalçın İnce’nin bir dahaki seçimde de aday olacağını öngörerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“İzmir, Ankara ve İstanbul mitingleri de bir siyasi enerji yarattı. Son birkaç günde mitinglerle birlikte önemli kazanımlar elde edildi. Muharrem Bey’in yüzde 30,6 seviyesine gelmesi gelecek için, hepimiz için, Türkiye için çok büyük bir ümit. Daha 5 yıl var denilebilir ama hiçbir önemi yok. Bu 5 yılı Muharrem Bey’in en iyi şekilde değerlendireceğini düşünüyorum. Hepimiz O’na yardımcı olmalıyız.”

SERT KILIÇDAROĞLU GİTTİ, MÜLAYİM KILIÇDAROĞLU GELDİ

Karayalçın’ın çıkışından sonra bugün öğle saatlerinde kısa bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu ise Muharrem İnce’nin 81 ili gezeceğine atıf yaparak il başkanlarına talimat vereceğini, kendisinin halkla buluşmasına yardımcı olmalarını ve en güzel şekilde karşılanıp uğurlanmasını isteyeceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu kısacası “Buradayım, partiyi yerel seçimlere hazırlamaya başlıyorum” dedi.

CHP’NİN KAÇINILMAZ SICAK GÜNDEMİ

Bakalım Kılıçdaroğlu CHP’nin seçim başarısızlığını sorgulayacağı bir zemin, iklimi de oluşturacak mı? Parti kamuoyu gelişmeleri nasıl karşılayacak? Delegenin karşılığı mı önemli, halkın teveccühü mü? CHP’nin gündemini yerel seçimden önce bu başlıklar oluşturacak. Ancak şurası kesin; CHP yerel seçimlerde İnce olmadan sıçrama yapamaz. Bunu saptamak için kahin olmaya gerek yok.

https://odatv.com/chpde-o-kurultaylar-meger-bugunler-icin-kaldirilmis-28061851.html