Kılıçdaroğlu, il başkanları için 7 ilke açıkladı!

Kılıçdaroğlu, il başkanları için 7 ilke açıkladı!
18 Ağustos 2019 10:11

‘Adalet reformu’ çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, “Masum insanlar hapiste. Meclis toplanabilir. Getirin adalet reformunu, hep birlikte gerçekleştirelim” dedi. CHP lideri il başkanlarına da iç çekişme yapanların parti dışında kalacağı mesajını verdi.

 

 

Mahmut Lıcalı/ Cumhuriyet

 

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç-daroğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’a hükümet ile yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde açık mikrofona yansıyan “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” ifadeleri nedeniyle sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Sendikanın genel başkanı işçinin alın terini pazarlıyor. Batsın sizin sendikacılığınız. Sarı sendikacılık bu ülkenin başına gelen en büyük belalardan birisidir” dedi.

 
CHP İl Başkanları Toplantısı Nevşehir’de, Kapadokya Kartal Otel’de “Martın Sonu Güzel Oldu” temasıyla gerçekleştirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, kısa bir konuşma yaptı. Son bir yıl içerisinde 24 Haziran, 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri olmak üzere üç önemli seçim yaşandığına işaret eden Salıcı, “31 Mart seçimlerinde aldığımız sonucu içine sindiremediği için, iktidar yargı darbesi yaptı. Halk 9 puan farkla Ekrem İmamoğlu’nu seçerek iktidara ders verdi. Seçimi kazanan bir siyasi parti genelde eksikliklerini konuşmaz. Ama biz eksikliklerimizi de konuşacağız” diye konuştu. Daha sonra il başkanlarına seslenen Kılıçdaroğlu şu değerlendirmelerde bulundu:

 
– Reformu hemen yapalım: Dünya siyaset tarihinin en uzun yürüyüşü “Adalet yürüyüşü”dür. Bunu birlikte gerçekleştirdik. Adaletin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Demokrasinin olmadığı yerde de adalet olmaz. Bugün bu ülkenin hapishanelerinde suçsuz insanlar yatıyorsa, bunların suçsuz olduklarına dair savcıların da kararları varsa, bu kararlara karşın gazeteciler hâlâ hapistelerse bu ülkede temel bir adalet sorunu var demektir. “Adalet sorununu çözeceğiz, adalet reformu yapacağız.” Masum insanlar hapiste, beyefendiler eğleniyor. Efendim “Meclis açılsın da ondan sonra yapalım.” Milletvekilleri gelebilir, Meclis toplanabilir. Getirin adalet reformunu, hep birlikte gerçekleştirelim. Bu anlayışla yola çıkarsanız adalete olan güven biter.

 
– Millet İttifakı’nı sürdürün: 81 il başkanım şunu unutmasın: Biz vicdan siyaseti yapıyoruz. Adalete dayanan vicdan siyaseti yapıyoruz. Ağzımızdan bir şey çıkıyorsa, gerekçesi vardır. Toplumun vicdanını kanattılar, ahlakı yozlaştırdılar. Düzgün insan başımızın tacıdır. Ahlaklı insan başımızın tacıdır. Adaleti çöp kutusuna atan bir kişiden ülkeyi sağlıklı yönetmesini bekleyemeyiz. Demokrasiye, hakka ve hukuka riayet eden bir süreci başlatmalıyız. Bütün bu politikamızı Millet İttifakı kapsamında yaptık. Sizler de aynı ittifakı sürdüreceksiniz. Biz bir vicdan politikasını bir kader birliği içerisinde yürütüyoruz. Hakka, hukuka, adalete saygı duyan bir kitleyle yürütüyoruz bunu. Son başarılar Millet İttifakı başarısıdır.

 

 

Sarı sendika eleştirisi

 
– Tek bir sorun çözemediler: Bir ülkeyi 17 yılda tek başına yöneten bir siyasal parti, Türkiye’nin hiçbir sorunu çözmemiştir. Tam tersine var olan sorunlara yeni sorunlar eklemiştir. İşsizlik devasa bir sorun olarak duruyor karşımızda. 17 yıl yöneteceksiniz, dünyanın parasını harcayacaksınız, ne varsa satıp savuracaksanız ve ülkenin hiçbir sorununu çözemeyeceksiniz. Bu gerçeği bütün AK Partili kardeşlerimize anlatmak zorundayız. Biz vatandaşa umutsuzluk değil, vatandaşa umutlu bir dünya vaat edeceğiz. İş vaat edeceğiz. “Beş yılda işsizlikle nasıl mücadele edilirmiş göreceksiniz” diyeceğiz. Bütün dünya bizi anlıyor, anlamayan Saray’dakiler. Damat orada, rantiye sınıfı orada, Londra’daki tefeciler orada. Al gülüm, ver gülüm, Lale Devri yaşanıyor. Osmanlı’nın son dönemindeki tablo bugün de devam ediyor.

 
– Sendikacılığınız batsın: Sendikacılık işçinin hakkını arama yolu ve yöntemidir. İşçilerin örgütlenmesinin temel nedeni işçinin ezilmemesidir. Sendika Başkanı (Türk-İş Başkanı Ergün Atalay) işçinin alın terini Saray’a pazarlarsa, ona sendikacı denmez. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardında yapmış zaten, kendisini teslim etmiş oraya. Ne vaat ettiler, bilmiyorum. Kendi aylığını açıklasın. Beyefendi bizim iki maaşımız yok, sen Saray’da oturuyorsun, kira parası vermiyorsun. Her şey bedava. Aylığına yüzde 26 zam yaptın. Nasıl bir sendika anlayışıdır, nasıl bir hak aramadır bu? Sendikanın genel başkanı işçinin alın terini pazarlıyor. Batsın sizin sendikacılığınız. Sarı sendikacılık bu ülkenin başına gelen en büyük belalardan birisidir.

 
– Kaça yaptırdın?: Şehir hastaneleri, köprü, otoban yaptırıyorsun; iyi… Kaça yaptırıyorsun bunları? 600 vekil var bilmiyor, odalar bilmiyor, sivil toplum örgütleri bilmiyor, 82 milyon vatandaş bilmiyor. Cevap veriyor bana: Cebimizden bu yatırımları yaptırmıyoruz. Köprü geçişinde otomobil, hastanede hasta, havaalanında uçak garantisini dolar üzerinden veriyorsun. Bu ülkede Türk Lirası yok mu? Sen başka bir ülkenin cumhurbaşkanı mısın? Yerli ve milliymiş; kargalar bile güler. Ben bunları söyleyince kızıyor. Kendi cebinden çıkmıyor doğru, 82 milyon vatandaşın cebinden çıkıyor. Ben kaça yaptırdın diye soruyorum. Bunu açıklamıyor. Ben Beyefendi’ye; “Sen niye köprü yaptın, niye hastane yaptın?” demiyorum. Ben, bunları kaça yaptırdın diye soruyorum. 100 liralık işi 5 bin liraya, 10 bin liraya yaptılar. Faturayı şişirdiler, devletten garanti diye alacaklar.

 

 

Ülkücü ve AKP’lilere çağrı

 
– Suriye yönetimiyle işbirliği yapılmalı: Suriye’ye bulaştıklarında “Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sokmayın” dedim. Tarih bilmiyorlar. “Ben, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanıyım” dedi. Şu soruyu soruyorum: Seni Ortadoğu bataklığına hangi egemen güç soktu? Bunu bilmek zorundayız. 3.5 milyon Suriyeli burada. İzledikleri yanlış politika nedeniyle. Bize oy vermeyen ülkücü ve AK Partili kardeşlerime seslenmek istiyorum, Rahatsızsanız Suriyelilere değil, onu Türkiye’ye getirene kızacaksanız. Siyasi iktidara ders vereceksiniz. 40 milyar dolar para harcandı. Şimdi İdlib belası çıkacak karşımıza. “Başımızda YPG/PKK belası var” diyorlar. Bu belayı açan sen değil misin? Sorunu çöz diyoruz. Beşşar Esad duruyor orada. Fransa, Almanya, Amerika konuşuyor. “Ben konuşmam…” Niye konuşmazsın? Devletlerin çıkarları bireylerin çıkarlarının önündedir. Dış politikada kan davası olmaz.

 

 

İL BAŞKANLARI İÇİN YEDİ İLKE

 
CHP lideri Kılıçdaroğu, partisinin belediye başkanlarının uygulayacağı 7 temel ilkenin ardından dün de il ve ilçe başkanlarının uygulayacağı yedi temel ilkeyi açıkladı. İlkeler şöyle:

 

 

– Belediye başkanlarımızın başarısı için çalışın. İl başkanları belediye başkanları çalışırken partinin öngördüğü yedi ilkeye belediye başkanlarının uyup uymadığını denetleyin.
– Asıl olan sizin belediye başkanlarınızdan yapacağı talepler değil, vatandaşların talepleridir. Vatandaşlarımızın belediye başkanlarımızdan taleplerinin takipçisi olun.
– Belediye başkanlarının başarısı için bir fedakârlık yapılması gerekiyorsa onu önce il başkanları yapacak.
– Toplumun tüm kesimleriyle sıcak, samimi ilişkiler kurun. “Bize oy vermedi” ayrımı yapmayın. Ziyaretler gerçekleştirin, Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözüleceğini anlatın.
– İl ve ilçelerde devleti yöneten vali ve kaymakamlar adaletli bir yönetim sergilemiyorsa, partizanlık yapıyorsa uyarmaktan ve eleştirmekten asla çekinmeyin. En sert şekilde eleştirin. Bu vatandaşın size olan güvenini artırır.
– Gerek il özel idaresi, gerekse belediye bütçelerini yakından izleyin. Vali ve belediye başkanı milletin parasını harcamaktadır. Belediye başkanlarımızın şeffaflık konusunda gösterdiği hassasiyetle yeni bir anlayışı Türkiye’ye egemen kılmamaya çalışın.
– Kimliği, yaşam tarzı, inancı ne olursa olsun bulunduğunuz bir il ya da ilçede bir çocuk yatağa aç giriyorsa bir numaralı göreviniz bu olsun. Bu konuyu hemen genel başkan yardımcılarına haber verin.

 

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1537661/iktidara__adalet__cagrisi.html