Kılıçdaroğlu: Biri gelip soyun bakalım dese…

Kılıçdaroğlu: Biri gelip soyun bakalım dese…
3 Mart 2015 15:10

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

 

 

İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:

 

 

Biz demokrasiyi içselleştiren ve savunan bir siyasi gelenekten geliyoruz.

CHP’nin genel başkanı olarak söz veriyorum, benim başbakanlığımda iş adamları asla siyasi vergi incelemesine tabi tutulmayacaktır.

Şimdi baskı uyguyanıyor. Buna asla izin vermeyeceğiz, bütün iş dünyası duysun. Ülkenin içinde bulunduğu şartları siz çok daha iyi biliyorsunuz. Doların her yükselişinin maliyetini siz çok iyi biliyorsunuz. Ülke böyle bir yönetime devredilemez.

Neden korkuyorsunuz. Kalkın ayağa. Bu ülkenin bağımsızlığı için korkmayın. Baskıya boyun eğdiğiniz sürece baskı azalmayacak artacaktır.

CHP iktidarında YÖK diye bir kurum kallmayacaktır. 12 Eylül darbesinin bu kurumunu temizleyeceğiz.

Cinsiyet kotası önemlidir, erkekler içinde gerekli olur. O yüzden bu oranı %50 %50 gerçekleştirelim dedik.

İktidar olduğumuzda havuz medyasının hortumları keseceğiz.

İnsanlar bedeni kadar değil yüreği kadar yer kaplar diyordu. O yüzden Yaşar Kemal’in yüreği dünya kadar.

 

 

 

Babası cinayete kurban gitti. Çeltik tarlalarında çalıştı. Arzuhalcilik yaptı. Hayatın bütün acılarını çekti. Dik durdu. Bedel ödedi. Dik duruşunu her dönem sergiledi. Hapishanelere atıldı, Nazım Hikmet nasıl acı çektiyse o da çekti. Ruhi su nasıl acı çektiyse o da çekti. Siyasete atıldı. Ben kendisini İnce Memed’i okuyunca tanıdım. Destanın ne olduğunu o kitapta öğrendim. Sevgi üzerine barış üzerine kurulmuş bir dili vardı. Yaşar Kemal dünyanın ortak malıdır artık.

 

 

YAŞAR KEMAL’İN İSMET İNÖNÜ ANISI

 

 

Bir anısını anlatmak isterim: Genç bir gazeteciydim. İsmet Paşa ile Adana’ya gittim. Yaşar Sana bir soru soracağım dedi. Tek kanatlı kuş uçar mı diye sordum. Yaşar Kemal de ‘Paşam tek kanatlı kuşun uçamadığını ben biliyorum de siz bunu bana neden sordunuz’. İsmet İnönü de diyor ki ‘Biz demokrasi kuşunun sağ kanadını güçlü yaptık ama sol kanadığını güçlendiremedik. Onun için Türkiye’de demokrasi kuşunun uçması hep zor oldu’ dedi.

 

 

Dün Erdal Eren’in annesi Şadan Eren hayatını kaybetti. Şadan Hanım’a da buradan Allah’tan rahmet diliyoruz. Onu unutmayacağız Erdal Eren’i unutmayacağımız gibi

 

 

10 maddeyi okudum. Özgürlük geldi de biz karşı mı çıktık? Peki bu şifreli metnin arkasında ne var? Hürriyet iyi bir gazetecilik yaptı ve 10 maddenin şifrelerini yazdı. Benim özgül ağırlığım var diyen biri vardı ya. Ortak açıklama yapılmayacak deniyordu. Sonra açıklama geldi. Eğer mütabakat varsa ayrıntıları belli değil. Neden toplantıdan sonra AKP ve HDP birbirini suçladı.

 

 

Açıklamlar şifreli yapılıyor. Bize de diyorlar ki siz de destek verin. Birisi silah sıkıyor da evet kurşun atmaya devam edin mi dedik? Ben barışın geleceğine inanmıyorum. AKP ile HDP arasında bir seçim işbirliği var ve bunu götürmek istiyorlar.

Bu sorunu CHP sözer. Biz dedik ki sorunu Meclis’te çözeceksiniz. Ama şimdi yeni yeni Meclis’e gelmeye başladılar.

 

 

4 ŞARTA UYMAK ZORUNDASINIZ

 

 

Bugüne kadar hükümet kanadından bir açıklama duydunuz mu? Son açıklama Abdullah Öcalan’ın açıklaması. Yasa çıkmış yasa uygulamada neden sen bir açıklama yapmıyorsun? Bu sorunun çözümü için adres TBMM olmalı. 4 şarta uymak zorundadırlar. Samimi ve dürüst olacaksınız.
Gizli kişisel ajandanız olmayacak. Millete izah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. CHP ve diğer muhalefete bilgi vereceksiniz. 4 şarta uyarsanız bu sorunu çözme konusunda sağlıklı bir irade ortaya koyarsınız dedik.

Peki Abdullah Öcalan açıklama yaptı peki PKK silah bıraktı mı? Bırakmayacağım dedi. Siz silahların gölgesinde nasıl yapacaksınız bunu?

HDP yüzde 10 barajını istiyor mu? hayır, AK Parti hiç sesini çıkarmıyor. Bütün aydınlara sesleniyorum,

 

1-Türkiye’nin en temel sorununu CHP çözer. Bunu herkes çok iyi bilsin. Biz samimi ve dürüst olacağız.

2-Seçim barajı demokrasinin önündeki en büyün engeldir. Kaldırın dedik, kaladırmıyorlar.

3- Barajı indirin söz, anayasa değişikliği için size destek vereceğiz.

 

 

Devleti hizmet eden bir kurum olmaktan çıkarıyor elinde sopa olan bir kurum haline getiriyor. Ortaçağ’a doğru gidiyoruz. Arkadaşlarımız bu yasayı geçirmemek için direniyorlar. Bu yasayı bu parlamentodan geçirtmeyeceğiz. Kendisine demokrat diyenlere bakın. Bunlar getiremezler. Diktatörler demokrasi getiremez. Kendisi sorun olan bir hükümet sorun çözemez. Savcı ve hakime verilen yetkiyi valiye veriyorlar. Kolluk kuvvetlerinin müdahale yetkisi arttırılıyor. Hani hukuk devletiydik.

 

 

Şu anda yürürlükteki kanuna göre polis görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde bu direnişi kırmak amacıyla zor kullanmaya yetkilidir. Zor kullanma yetkisi kapsamında direnmenin derecesi ve mahiyetine göre kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet ve maddi güç gerçekleştiğinde silah kullanabilir.

 

 

Polis silah kullanmadan önce kişiye dur çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde önce uyarı mahiyetinde havaya silahla ateş edebilir. Kaçmakta ısrar etmesi halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla silahla ateş edebilir. Öldürmek amacıyla değil yakalama amacıyla ateş edebilir. Karşıdaki kişi silah doğrultmuşsa o zaman meşru müdafadır, ateş edebilir

 

 

Bunlar polisin dur demesine gerek yok diyor. Doğrudan doğruya adamı göreceksin, vuracaksın. Bunu biz nasıl kabul edelim. Hangi ahlak, hangi demokrasi kabul eder bunu. AKP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum. Bugün birisine yarın size gelir. Demokrasi, hukuk herkes içindir. Anayasanın 20. Maddesi ‘’Usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça kimsenin üstü, özel eşyaları aranamaz ve el konulamaz’’ diyor.

 

 

Bunlar hakim, savcı kararı olmadan valinin talimatıyla, emniyet müdürünün sözlü talimatıyla arayabilirsin, çırılçıplak soyabilirsin diyor. Bir AKP’li vekil 90 yıllık parantezden bahsediyordu da yarın biri gelip sokağın ortasında ‘soyun bakalım seni arayacağım’ dese siz ne diyeceksiniz acaba… Molotofun yasada cezası var. Yakala. Yakaladın da biz engel mi olduk.

 

 

Buna sadece biz değil bütün barolar, STK’lar karşı çıkıyor. AKP’ye oy veren vatandaşlar için söylüyorum. Abdullah Gül ‘daha dikkatli olmak gerekir’ diyor. O bile rahatsız. AB de rahatsız. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ‘bunlar doğru değil. Polis devletine doğru gidiyorsunuz’ diyor. Bu kanun bu haliyle çıkarsa yabancılar gelip yatırım yapmaz, Türkiye’yi yönetenler için diktatör tanımı yapılır. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar giderek ağırlaşıyor. Türkiye uygar bir toplumun parçasıyken şimdi Ortadoğu’nun bir parçası haline geldi. Terör örgütlerinin yuvası haline geldi. Avrupa, Türkiye’yi böyle görüyor.

 

 

Mısır RO-RO seferlerinin anlaşmasını yenilemeyecek. 55 şirket birleşti anlaşma yaptılar, ihracat ürünlerini Mısır’a götürüyorlardı. İptal edildiği andan itibaren bunların tamamen bitecek. Kimin yüzünden, vatandaşın mı, işsizlerin mi? Çapsız bir Dışişleri Bakanı ve çapsız bir başbakan yüzünden bunlar yaşanıyor. Başbakan’a çapsız dedim. Mahkemeye verdi. Ben haklı çıktım. Çapsızlığı mahkeme kararıyla tesçillendi.