Kılıçdaroğlu: Başkanlarımız hiçbir çocuğu aç yatırmadı

Kılıçdaroğlu: Başkanlarımız hiçbir çocuğu aç yatırmadı
6 Haziran 2020 09:32

CHP’li belediye başkanlarının, salgın sürecinde sosyal devletin, sosyal belediyeciliğin ne olduğunu halka gösterdiğini belirten CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Belediye başkanlarımız, bu süreçte gerçekten tarih yazdılar, olağanüstü çaba harcadılar” dedi.

 

 

En keyifli saatleri eşi Selvi Hanım’la birlikte evinin balkonunda gazeteleri okumak. Hele bir de yanında çay olursa Kılıçdaroğlu’nun keyfine diyecek yok. Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin, salgın sürecinde yaptıklarını Sözcü’den Saygı Öztürk’e anlattı.

 

 

SORGULAMA FIRSATI: Pandeminin düşünmemiz için, hayatı, siyaseti sorgulamamız için aslında bize büyük bir fırsat verdiği kanısındayım. Nedeni de şu, bazen günlük yaşamın yoğunluğu içinde hayatı ve siyaseti sağlıklı sorgulayamıyoruz.

Çünkü ön yargılarımızdan kurtulamıyoruz. Ancak ön yargılarımızdan arınıp şu soruyu sormalıyız: Türkiye’de siyaset kurumunun söylemleri ile ülke gerçekleri neden birbirinden farklı? Sandığa gidip oy veriyorsak, ülkenin yönetiminde söz sahibi oluyorsak, bunu sorgulamamız gerekir.

5 MASKE BİLE DAĞITAMADI: Tamam, evimize çekildik, kararname çıktı ‘iş yerinizi kapatın’ dediler, gayet güzel, sonuçta insan sağlığı her şeyin üzerinde… Peki, iş yerini kapatan insanların karşılaştığı ‘gelirsizlik’ gerçeği nasıl aşılacak? İşçileri evine gönderdi, kapıya da kilidi vurdu diyelim.

Bu kişi iş yerinin, evinin kirasını nasıl ödeyecek? Daha elektrik, su, doğal gaz parası var. Günlük gelir elde edenler var, onlar hayatını nasıl sürdürecek? Siyaseti bu bağlamda da sorgulamamız gerekiyor. Bir vatandaş şunu söylüyor:

‘Ben devlete 40 yıldır vergi ödüyorum, devlet bana 40 gün bakamadı.’ Devlet ‘İş yerini kapat, evinde otur’ diyorsa, o kişiye bakmak zorunda. Ama bakamadı, 40 gün bile bakamadı. 5 maske bile dağıtılamadı…

SOSYAL DEVLET: COVID-19 süreci bir toplumsal dayanışma sürecini de başlatabilirdi. Devletin, ‘sosyal devlet’ yönünü ön plana çıkarması ve hiç kimseyi mağdur etmemesi, iş yeri kapananın kirasını ödemesi, elektriğini, suyunu ödemesi, işsiz kalan kişiye en azından asgari ücret üzerinden aylık vermesi, eğer bunu yapamıyorsa kredi borcunun faizini üstlenmesi gerekliydi. Bunlar yapılabilirdi.

IBAN NUMARASI: Pandemi sürecinde, hiçbir ülke bizdeki gibi IBAN numarası vermedi kendi vatandaşına, ‘Gel bize yardım et’ diye. Devlet yardım yapacağı yerde, vatandaştan yardım istedi. Nasıl oluyor da en fakir ülke bile el-avuç açmadan, IBAN numarası vermeden kendi vatandaşına yardım yaptı? Zengin ve güçlü Türkiye’nin kaynakları nereye gitti, nasıl harcandı?

TARİH YAZDILAR: Salgın henüz Çin’de iken başlattığımız hazırlıkları, hastalığın Türkiye’ye ulaşması ile sahaya indirdik. Önceliği yoksul ailelere ve 65 yaş üstü vatandaşlarımıza verdik, hızla ihtiyaçlarını karşıladık. Bizim Ankara’dan verdiğimiz talimatlar, çizdiğimiz yol haritası harfiyen yerine geldi.

Belediye başkanlarımız, tüm çalışanları ile birlikte bu süreçte gerçekten de bir tarih yazdılar, olağanüstü çaba harcadılar. Bizim bir ilkemiz var, o da şu: ‘CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.’ Belediyelerimiz bunu başardı, sosyal devletin, sosyal belediyeciliğin ne olduğunu halka gösterdiler.

Bakın 1 Haziran itibarıyla ayni yardım yapılan kişi sayısı 5 milyon 259 bin 667. Nakdi yardım yapılan ailelerin sayısı ise 290 bin 976. Burada önemli noktalardan biri de şu, yardım alan aileleri kimse bilmez. Çünkü inancımız, kültürümüz, ahlakımız gereği sağ elin verdiğini sol el görmez, kimsenin yoksulluğu ifşa edilmez.