Kendini kurtaramayan kurtarıcı

Kendini kurtaramayan kurtarıcı
3 Eylül 2012 21:04

Artan terör olayları nedeniyle hemen her gün ya bir polisimiz, birkaç askerimiz şehit oluyor ya da birçok yurttaşımız çoluk çucuk topluca bombalanarak öldürülüyor.


Hilmi SARAL H&H YORUM

Olan biteni anlamak isteyen duyarlı insanlarımız ancak beddua ederek hırslarını yatıştırmaya çalışıyor. Şehit anaları ve babaları “Vatan sağ olsun!” diyerek acılarını içlerine gömerken yetkililerimiz alışılmış beylik laflarla günü geçiştiriyorlar.
 
İçişleri Bakanımız, Hakkari’de sığındığı cafeden çıkamamış olmalı ki ortalıkta pek görünmüyor. Ortalıkta durmadan dolaşan Dışişleri Bakanımız ise Suriye’deki ve Myanmar’daki Müslümanların öldürülmesine çare aramaktan ülkemizdeki Müslümanlara bir türlü sırayı getiremedi. Varsa da yoksa da Suriye’deki Müslümanlar… Sanki Türkiye’de öldürülenler Müslüman değil.
 
Suriye’de rejim muhaliflerini biz barındırıp tedavi ettiriyor, kamplarda saklıyor, onların kaldığı kamplara milletvekillerimizin bile girmesine izin vermiyor ve gavur(!) basınının yazdığına göre silahlarını bile biz temin ediyormuşuz. Gazetelerin yazdıkları doğruysa eğer, orada Esad rejimine karşı savaşanlara kimlik ve maaş bile vermişiz. Bu savaşta ölen bizim yurttaşlarımız bile varmış. Bizim bir uçağımızın Suriye tarafından düşürüldüğünü ise dünya alem biliyor. Anlayacağınız Suriye ile ilan edilmemiş bir savaşın içindeyiz. Gerekçemiz de Kardeşimiz Esad’ın kendi yurttaşlarına iyi davranmaması, onlara demokratik haklar vermemesi. Bu savaşta en büyük destekçilerimiz ise dünyanın en demokratik(!) ülkeleri olan Suudi Arabistan ve Katar! Tabii onlar da çorbada tuzumuz bulunsun kabilinden demokrasi mücadelesine omuz veriyorlar! Vermezlerse demokratik geçmişlerine ters düşmüş olurlar(!)
 
Bizim kamplarda eğitilen Suriyeliler Esad’a karşı savaşırken Kuzey Irak’ta kurulan Kukla Kürt devletinin Kandil, Hakurk, Havaşin vb. kamplarında eğitilen PKK’liler de sınırdan geçip bize karşı savaşıyorlar. Sınırlarımızın çok yakınında bulunan bu kamplar sınır karakollarımızı ve askerî birliklerimizi yoğun ateş altına alabilmekte, sınır ötesine geçmesine izin verilmeyen askerimiz ancak kendini korumak amacıyla ateş edebilmektedir. Bu nedenle de her seferinde birden çok şehidimiz olmaktadır.
 
Hâl böyle olunca biz mutlaka birisiyle savaşacaksak Suriye ile değil Irak’taki kukla yönetimle savaşmalıyız. Bize gelen teröristler oradan geliyor, Suriye’den değil. Ne var ki bırakın kukla yönetimle savaşmayı onu güçlendirip kurumsallaştırmak için yoğun destek veriyoruz. Bu anlaşılır gibi değil.
 
BOP Eşbaşkanlığı görevi Türkiye’nin değil de projenin sahibinin çıkarlarını korumayı şart koştuğu için işin bu yanını kimse konuşmuyor ya da konuşamıyor. Türkiye’de kimse konuşmuyor ya da konuşamıyor ama elin ağzı da torba değil ki büzesin. Bakın size iki yabancı gazetenin konu ile ilgili başlıklarını hatırlatayım.  
 
Birincisi New York Times: “Türkiye hükümeti kendi halkına ihanet ediyor.” diyor bu Amerikan gazetesi.
İkincisi İsrail’in en çok satan Jerusalem gazetesinden: “Türkiye Amerika’ya bizden daha iyi hizmet ediyor.”
 
Biz anlatamadık ya bilmem bu başlıklar anlatabilir mi açık gerçeği.
 
Bizim yetkililer pek sevmiyor ama bütün dünyanın taktir ettiği yirminci yüzyılın en büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü yine de anımsatalım. “Ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir.”
 
Yetkililerimiz Müslümanların öldürülmesinden muzdaripse önce ülkemizde öldürülen Müslümanlar için üzülsün ve çare arasınlar. Unutmasınlar ki ilk görevleri kendi yurdumuzu ve yurttaşlarımızı korumaktır.
 
Kendisini kurtaramayanların başkalarını kurtarmaya kalkması ise gülünç oluyor.
 
[email protected]