‘Katliam’ değil yaralama girişimi

‘Katliam’ değil yaralama girişimi
29 Haziran 2015 08:41

Fenerbahçe kafilesine yapılan silahlı saldırı 3 aya yakın süredir aydınlanmadı.

 

 

Savcılık: Öldürme değil yaralama!

 

Savcılık tarafından daha önce ‘birden fazla kişiyi kasten öldürmek’ten yürüttüğü soruşturmayı, ‘birden fazla kişiyi kasten yaralama’ya dönüştürdüğü belirtildi. Bu süreç yaşanırken 25 Nisan tarihinde Fenerbahçe’nin Ankara Şubesi’ne taşlı ve sopalı saldırı düzenlendi, maddi hasar oluştu. 3 kişi gözaltına alındı, serbest bırakıldı.

 

Tarih 4 Nisan, saat 22.00…. Çaykur Rizespor’u farklı yenip liderliğe yükselen Fenerbahçe Futbol Takımı’nı taşıyan beyaz renkli otobüs Trabzon Havaalanı’ndaki uçağa yetişmek üzere Rize-Trabzon karayolunda seyrediyor. Sürmene girişindeki köprüye gelindiğinde 2-3 el silah sesi duyuluyor. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün şoförü şakağından yaralanıyor ama son bir can havliyle frene basıp, aracı kaldırıma vurdurarak durduruyor. Eğer frene basamasa, otobüs viyadük çıkışında kaldırımı aşıp dereye yuvarlansa dünya futbol tarihinin en kanlı olayı yaşanacak…

 

Sonrası malum. Türkiye kamuoyu değişiyor, dünya ajansları Fenerbahçe’ye yapılan saldırıyı ‘flaş haber’ olarak veriyor. Siyasiler, devlet adamları, iktidar, muhalefet devrede… Birileri yakalanıyor, ama failler ortaya çıkmıyor. Ve bugün 29 Haziran 2015; aradan tam 85 gün geçmiş, olay hâlâ ‘faili meçhul’, daha vahimi adalet sistemi de işi hafife alıyor.

 

Soruşturma rutine döndü

 

Trabzon Cumhuriyet temsilcisi Ahmet Şefik, geçen hafta içinde bu hain saldırının adli soruşturma sürecine mercek tuttu. Yetkililer, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı yürüttüğünü açıklarken, Trabzon Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Masası ekipleri de savcılıkla eşgüdümlü olarak çalışma yapıldığını bildirdi.

 

Saldırıya ilişkin olarak genel seçimler öncesinde meydana gelmesi dolayısıyla “Seçimi etkilemeye yönelik toplumda infial yaratabilecek karanlık bir eylem” iddiaları hâlâ sıcaklığını korurken, yetkililerin yerel bir saldırı olabileceği açıklamaları da kanıtlanamadı. Ancak olayı inceleyen özel ekibin Ankara’ya dönmesi, yine savcılığın davayı ‘adam öldürmeye teşebbüs’ten, ‘adam yaralamaya teşebbüs’e çevirmesi, sistemin Fenerbahçe’ye yapılan saldırıyı önemsemediğini kanıtlar nitelikte.

 

Katliam mı planlanmıştı?

 

Uzmanlar tarafından yapılan çalışmalarda, kafileyi taşıyan otobüsün 90 km. hızla gittiği, araca ateş edilmesi sonrası sürücünün kontrolü kaybetmesi halinde otobüsün viyadükten aşağı düşebileceği, bu sırada birçok ölü ya da yaralı olabileceği değerlendirildi.

 

Otobüsün kontrolü kaybedip kaza geçirmesi için sürücünün hedef alındığı öne sürülürken, atılan 2 saçma dolu mermiden birinin cama isabet edip sürücüyü yaraladığı ortaya çıktı.

 

Kaosa neden olabilirdi

 

Başta Trabzonspor Kulübü’yle yerel basını olmak üzere spor, siyaset ve toplumsal çevrelerden büyük tepki gören saldırı, sonuçları itibarıyla ülke çapında büyük infiale ve belki de kaosa neden olabilecek potansiyel taşıyordu.

 

Kimi çevreler saldırıyı, “Trabzonspor’la Fenerbahçe arasında 2010-11 sezonunda yaşanan kavgaların intikam eylemi” olarak değerlendirdi; kimileri ise “Karanlık odakların Trabzonspor, Fenerbahçe arasındaki kan davası üzerinden büyük ve tehlikeli toplumsal olaylara çevirme, böylece seçimlerin kaderini etkileme çabası” olarak değerlendirdi.

 

F.Bahçe: Bekliyoruz

 

Saldırıya uğrayan Fenerbahçe camiası ise beklemede: “Resmi açıklama yapmamız mümkün değil, demeç de veremem” diyen Asbaşkan ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu, yetkili kıldıkları bir hukukçu vasıtasıyla olayı takip ettiklerini söyledi.

 

Cumhuriyet’in ısrarlı soruları karşısında, “Olayın vahameti ortada, o günlerde failleri bulduk diye bir açıklama yapmıştı valilik, sonra geri çektiler. Şimdi gelişmeleri bekliyoruz. Ülke seçim sürecinden çıktı, henüz bir hükümet yok, atanmış bir bakanlık konuyu araştırıyor” diyen Uslu, Fenerbahçe olarak olayın sonuçlanmasını istediklerini de belirtti.

 

Futbolcular da tepkili

 

Futbolcular ise yöneticilere göre daha tepkili. Özelikle takımdan ayrılan Kuyt’ın gidiş sürecinin bu olayla hızlandığı ifade ediliyor. Diğer yabancıların da olaya yaklaşımı pek farklı değil. Birçok otoriteye göre şampiyonluğun kaybedilmesinde bu saldırı önemli rol oynadı. Görüştüğümüz bazı futbolcular bu itirafı, yazılmaması kaydıyla söylediler.

 

1 tüfek, 2 gözaltı

 

Olayın ardından yapılan çelişkili açıklamalarla kamuoyunun tepkisini çeken Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, hükümet ve kamuoyundan gelen baskılarla Ankara’dan gelen uzmanlarla oluşturulmuş yaklaşık 50 kişilik bir ekiple çalışma yaptı. Kamera ve telefon kayıtlarının incelendiği çalışma sonucunda Nihat S. ve Emre E. adlı Sürmeneli kuzenler, kamuoyuna alelacele fail olarak sunuldu ve saldırının yerel olduğu izlenimi verildi.

 

Vali ‘güçlü delil var’ dedi ama!

 

Trabzon Valisi’nin 7 Nisan’da sabah saat 07.15’te yaptığı basın toplantısında, bu kişilerle ilgili güçlü deliller bulunduğunu açıkladı. Ancak yapılan soruşturmada ele avuca sığar delil olmadığı anlaşıldı. Kuzenlerin olaya ilişkin olarak aralarındaki konuşmalar, Facebook’ta yoruma dayalı paylaşımları dışında hiçbir kanıta rastlanamadı.

 

Zanlılar serbest bırakıldı

 

Olaya bakan Sürmene Sulh Ceza Hakimliği, “Somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesi bulunmadığı” gerekçesiyle, yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol kararı uygulayarak zanlıları serbest bıraktı. Sürmene Cumhuriyet Savcılığı’nın Trabzon 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz reddedildi.

 

Bölgedeki çalışmada, olay yerine yakın bir mesafede dere kenarında araziye atılmış bir av tüfeği bulundu. Tüfeğin altüst çift kurma av tüfeği olduğu, 2 kartuşun hâlâ üzerinde bulunduğu anlaşıldı. Parmak izi çalışmasında ise ize rastlanamadı. Tüfeğin kullanıldıktan sonra silinerek araziye atıldığı değerlendirilmesi yapıldı.

 

Şoför Ufuk Kıran köyüne çekildi

 

Saldırının Rize ayağını araştıran muhabirimiz Faik Bakoğlu’nun haberine göre, Sürmene’deki saldırıda şakağından yaralanan Ufuk Kıran, hâlâ olayın etkisinde. O tarihten bu yana şoförlük yapamayan Ufuk Kıran, Gündoğdu Beldesi’ndeki evinde kapılarını dış dünyaya kapatmış durumda. Çenesini kullanmakta zorlanan Ufuk Kıran’a Emre Belözoğlu ve arkadaşları bir miktar para yardımında bulunmuşlardı. Kıran’ın yakınları, genç sürücünün ilgisizlikten de bunalıma girdiğini belirttiler.

 

Görevine dönemedi

 

Sahil Turizm Firması’ndaki görevine sağlık ve psikolojik sorunları nedeniyle dönemeyen Ufuk Kıran’ın iyileştikten sonra eski mesleğine dönmesi bekleniyor. Ufuk Kıran’ın yakın çevresine, “Fenerbahçe dışında ne arayan ne soran oldu, saldırganların bulunmaması da üzücü” dediği öğrenildi. Saldırıya uğrayan otobüs ise Sahil Turizm Firması tarafından onarıldıktan sonra başka firmaya devredildi.

 

 

Kaynak: Hilmi Türkay / AHMET ŞEFİK / Cumhuriyet