‘Katar’a ne vadediyoruz, kapitülasyonlar mı?’

‘Katar’a ne vadediyoruz, kapitülasyonlar mı?’
22 Mayıs 2020 10:09

Ne hale düştük? Koskoca ülke ekonomisini elin Arap Emiri kurtarmaya çalışıyor. Memlekette işler halen borç harç ile yürüyor. Taşıma su ile değirmen dönüyor.

 

Murat Muratoğlu / Sözcü

 

 

Gündemde Katar Merkez Bankası ile 5 milyar dolarlık swap, yani değiş tokuş işlem limitinin 15 milyar dolara çıkartılması hadisesi var…

★★★

Ne güzel iş… Birkaç ay Türk Lirası’nı faiz ödeyerek Katar’a verip, onlardan Katar Riyali alıp rezerve koyunca düzeliyor her şey bir anda… Ne kolaymış!

Türkiye’nin kredi notları, toplam dış borçları, iç borçları, dünya ekonomileri arasındaki yeri, iflas risk puanımız, tüketici güven endeksi, işsizlik ve enflasyon oranları, ortalama kişi başı milli geliri… Bakın hepsi iyileşti!

★★★

Son bir ayda 5000’den fazla mala ek vergi geldi. Koyar mı bize? Türkiye borç alıp yine zenginleşti! İşte lider ülke, işte sıçrayan ekonomi…

Ufak tefek pürüzler olacak tabii… Anlaşmayı Katar ile yaptık… Fakat miktarını Amerikan Doları cinsinden açıkladık! Neden acaba?

★★★

Oysa ortada dolar falan yok ki… Katar Riyali alıp Türk Lirası vereceğiz… Sahi Katar Riyali’ni ne yapacağız?

Bizim Katar Riyali ile borcumuz mu var? Ya da Katar Riyali dünyada rağbet gören bir para birimi mi? Hiç biri… Sadece güzel görünecek bizim Merkez Bankası’nın rezervleri…

“Bakın, Merkez Bankası rezervlerimiz arttı, nasıl yakıştı mı?” diyeceğiz… Gidip de o parayı dolara çevirip kullanma şansımız yok! Onu söylemeyeceğiz.

Merkez Bankası; “Para takası anlaşmasının temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak” falan dedi… Benim külahım neredeydi? Ona anlatsaydı…

Yahu Katar ile Türkiye arasındaki dış ticaret hacmi yıllık 1.6 milyar dolar… Ticaret kolaylaşsın diye 2 milyon 800 bin nüfuslu Katar ülkesine 10 yıllık ödeme mi yapıyorsun? Kime yediriyorsun?

★★★

Türkiye açısından esas anlamlı olanı bu anlaşma ekonomisi gelişmiş bir ülke ile yapılsaydı. O zaman şık duracaktı… Vay İngiltere veya Japonya Türkiye’ye güvendi diyeceklerdi…

Japonya, İngiltere olmadı, Katar verelim… Katar’ın Türk Lirası’na ihtiyacı var mı bu ticaret için? O zaman esas soru biz “Katar’a ne veriyoruz?” olmalı…

★★★

Ne vadediyoruz ? Kapitülasyonlar mı? Kanal İstanbul’un tamamı mı?

Teminat olarak ne gösteriyoruz? Denetlenemeyen, yaptığı her işlem sır olan Varlık Fonu’ndan Vakıfbank mı? Çaykur mu? Botaş mı? Türk Hava Yolları mı?

Bilemiyoruz! Ticari sır kapsamında… Zira milyarlarca dolarlık Tank Palet Fabrikası’nı bedavaya vermiştik. O bile yeter aslında!

★★★

Durun! Benim Japonya’dan hâlâ umudum var… Koskoca Başakşehir Şehir Hastanesi’nin adını boşuna “Sakura” koymadık arada derede… Üç-beş de onlar ateşlerler herhalde…

Yok eğer vermezlerse… Nasıl adını değiştirmek için havalimanını yıkıp hastane yaptık. Bu sefer de hastaneyi yıkar havalimanı yaparız. Aslanım, biz kaçın kurasıyız?

 

Yazının tamamını okumak için tıklayın