Kaşıkçı olayı akıllara 1985’deki ‘Bulgar casus krizini’ getirdi

Kaşıkçı olayı akıllara 1985’deki ‘Bulgar casus krizini’ getirdi
10 Ekim 2018 15:13

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu’na girmesinin ardından sır olmasının yankıları sürerken, yaşanan durum 1985 yılında Bulgaristan İstanbul Konsolosluğu’da yaşanan casus Ali Yusufov skandalını akıllara getirdi. Günlerce, “Öldürüldü” diye yazılan Bulgar casus, basın mensuplarının da takip ettiği araçla ülkesine götürülmüştü.

 

 

 

Türkiye ve dünyada Suudi Arabistanlı Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasının yankıları sürüyor. Emniyet yetkililerinin ülkesinin başkonsolosluğuna girmesinin ardından çıktığını tespit edemediği Kaşıkçı ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atılıyor.

 

Emniyet’ten bazı yetkililerin öldürülmüş olabileceğini değerlendirdiği Kaşıkçı olayıyla ilgili aynı günde Suudi Arabistan’dan gelen ve aralarında Suudi adli tıp uzmanının da bulunduğu heyet şüpheleri üzerinde bulunduruyor.

 

En kuvvetli iddia heyetten gelenlerin Cemal Kaşıkçı’yı öldürdüğü ya da kaçırdığı yönünde. Olayla ilgili sır perdesinin aydınlatılması için Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve İstanbul Emniyeti çalışmalarını sürdürürken yaşanan durum 1985 Bulgaristan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda yaşanan olayı akıllara getirdi. Nisan Ayı’nın ilk günlerinde yaşanan o olay iki ülke arasında krize dönüşmüştü.

 

bulgar-orta

Bulgar casus krizi 1985 yılında uzun süre konuşulmuştu.

 

CASUSU MİT BELİRLEDİ

 

Bulgar zulmünden kaçak Türklerin yoğun olarak iltica talep ettiği 33 yıl önce, Bulgar Casus Marinov Oliyanov, 6 Mart 1985’te Türkiye’nin Viyana Başkonsolosluğu’na giderek “Ali Yusufov” sahte kimlikle iltica talebinde bulundu. Bulgar casus 20 Mar’ta Türkiye’ye gelerek ülkesinin konsolosluğunda basın açıklaması yaptı. İltica talebi üzerine Acıbadem’deki mülteci kampına yerleştirilen Bulgar casusunun gerçek kimliği MİT’in ( Milli İstihbarat Teşkilatı) yaptığı çalışmayla ortaya çıkmıştı.

 

Gerçek kimliği sonradan ortaya çıkan ve kayıtlara “ Ali Yusufov Vakası” olarak geçen olayda, 3 Nisan’da Bulgar Konsolosluğu’na kaçan şüphelinin güvenlik güçlerine teslim edilmesi istenmişti. Ancak Türk makamlarına teslim edilmeyen casus, Türk medyasının kabul edilmediği bir basın açıklamasında yeniden kameraların karşısına geçmişti. Yaptığı açıklamalarda ise Türk güvenlik güçlerinin kendisine işkence yaptığını belirtmişti.

 

ASİTLE ÇÜRÜTÜLDÜ İDDİALARI

 

Günlerce konsoloslukta kalan casusun için, polis ekipleri konsolosluğun çevresini bariyerlerle çembere almıştı. Günlerce dışarıya çıkmayan Yusufov’un öldürüldüğü iddia edilmişti. Hatta konsolosluğa giren araçların bazılarında asit bulunduğu ve Bulgar casusun cesedinin asitte eritilerek yok edildiği yazılmıştı. Köşe yazılarında ise güvenlik güçlerinin yetkisi tartışılmıştı.

 

DİPLOMATİK ARAÇLA ÜLKESİNE DÖNDÜ

 

Krize dönen olayda Yusufov sahte kimliğini kullanan Bulgar casus için diplomatik pasaport çıkarıldığı ortaya çıkmıştı. Sağ olduğu ortaya çıkan Bulgar casus; MİT, Emniyet ve gazetecilerin takip ettiği diplomatik bir araçla Edirne üzerinden ülkesine dönmüştü.

 

 

Kaynak: Habip Atam/Sözcü

Kaşıkçı olayı akıllara 1985’deki ‘Bulgar casus krizini’ getirdi