Karar sizlerin… İnsan kalma, insan olma mücadelesine…
17 Kasım 2018 08:25
Bizim eskiden çok temel insani değerlerimiz vardı. Bu değerleri taşımayanlar da toplumca yadırganır, dışlanırdı. Örneğin yalan söylerken yüzümüz kızarırdı eskiden, ya da çocuklarımıza ne olursa olsun dürüst olmayı öğretirdik her şeyden önce.
Ali ULUŞAHİN H&H YORUM
İftira en büyük suçlardandı halkın vicdanında. Bir kişi başka biri hakkında kötü bir şey söyledi mi, hemen sorardık, bunu neye dayanarak söylüyorsun diye. Aslında hukuki olarak da karşılığı vardır bunun. İsnadın-ispatı olarak tanımlanır. Bir suç isnat etmişsen, ispatlayacaksın der hukuk kuralları.
Dedikodu yapanları sevmezdik o zamanlarda. “Gıybet zamanı” gibi WhatsApp gruplarımızla şirinleştirmeye çalışmamıştık dedikoduyu. Çünkü mertlik bir erdemdi. Sorunlarımızı yüz yüze konuşacak kadar merttik bizler. Konuştuklarımızın doğru olduğunu biliyorsak korkmazdık söylemekten, ama bilmiyorsak susardık. Susmak aslında tam da bunun için en büyük erdem sayılırdı.
Ahlak en önemli kavramımızdı aslında. Komşusunu dolandıran bakkal ahlaksızdı, başkasının kötülüğünü isteyen ahlaksızdı. Yani ahlak kelimesi salt kadına indirgenmemişti o yıllarda.
Bireysel çıkarları uğruna her şeyi mubah sayanlar çoğunluk değildi, aslında herkesin salt mücadelesi kendisi olmamıştı. Herkese ve her şeye “acaba ne çıkarı var” sorusunu sormazdık aslında. Ya da çıkarlarımız olmasa da, toplumsal mücadeleyi sırf inandığımız için sürdürmez miydik? Güven duygumuz da böyle yara almamıştı aslında.
Peki, ne oldu bizlere? Nasıl olağanlaştı bizler için bu çirkinlikler?
En üst düzeyde ülkemizi yöneten iktidardan, mahallemizde komşularımızla yaşadığımız ilişkilere kadar, akrabalarımızla diyaloglarımıza kadar nasıl kaybettik biz insani değerlerimizi?
Vicdan ölçümüze ne oldu? Bu ölçümüz doğru çalışsa yapabilir miydik bu hataları? Haklı olsak bile, rahat uyur muyduk başkasına zarar verdiğimizde örneğin?
Siyasette aslında bu temel insani değerler üzerine kurgulanmaz mı? Önce asgari değerleri var kabul edip üstüne diğer kavramlar ilave edilmez mi? Tabi toplum olarak halimiz bu olunca da, üzerine siyaset inşa edemez olmadık mı? Herkes birbirine şüphe ile bakarken, dedikodular havalarda uçuşurken, “çamur at izi kalsın” olağanca gücüyle yaygınlaşmışken, nasıl kurgulayacağız ilkeleri ve siyasi mücadeleyi?
Peki, hal böyleyken haksız mı, en yakın çevresine çekilip, bu çirkinliklerden uzak duran ülkemizin binlerce aydın fikirli insanı?
Bir karar vermemiz gerek. Ya köşemize çekilip tüm bu çirkinliklerden uzak duracağız, ya da insan olma mücadelesi vereceğiz. Karar sizlerin…
Ben Don Kişot misali, bedeli ne olursa olsun, insanca mücadelenin saflarında olacağım…
Yazarın Son Yazıları:
Çıkamıyorum
CHP’den CHP’yi ihraç ettiler
Suağacı nedir bilir misiniz? Cumhuriyetin öğretmenlerine saygılarımla..