‘Kanal istanbul projesini toplumun sadece 3’de 1’i destekliyor’

‘Kanal istanbul projesini toplumun sadece 3’de 1’i destekliyor’
21 Şubat 2021 10:38

Kanal İstanbul’un yapılacağı Arnavutköy’deki bölge sakinlerine ve çiftçilere, “bölgeyi terk edin” çağrısı yapılmasına tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi Gökan Zeybek, “Yağma projeciliği ve ulus ötesi borçlanmaya dayanan bir finansman modelinin öne çıkarıldığı Kanal İstanbul projesi, iktidarın ideolojik olarak çıkmaza girdiğinin temel bir göstergesidir” dedi.

 

 

Uzun yıllardır yapılması için hükümet tarafından girişimlerde bulunulan Kanal İstanbul projesinin planlandığı alanda yeni bir gelişme yaşandı. Arnavutköy’de 72 bin dekar alanda tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlardan, Nisan 2021’e kadar bölgeyi terk etmeleri istendi. Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen bu gelişme karşısında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi Gökan Zeybek açıklamalarda bulundu.

 

“KANAL İSTANBUL PROJESİNİ TOPLUMUN SADECE 3’DE 1’İ DESTEKLİYOR”

 
Kanal İstanbul’un maliyeti, etkileyeceği araziler ve vatandaşların projeye karşı olan tutumlarına vurgu yapan Milletvekili Zeybek, “Kanal İstanbul adında çılgın bir proje var. 136 bin dönüm tarım alanı 13 bin dönüm mera alanı yok olacak. 200 bin ağaç, 33 milyon metreküp yıllık su kaybı yaşanacak. Yapılan planda konutlara 36 bin 453 hektarlık bir alan ayrılacak. Yapılacak konut alanlarıyla birlikte tarım alanlarının yüzde 60’ı da yapılaşmaya açılacak. Projenin bedelini 75 milyar olarak açıkladılar. Bize göre en az tutar 200 milyardır.

İstanbul yaşanabilecek bir şehir olmaktan çıkarılmış, kısa vadeli ekonomik ve siyasi çıkarlar adına tüm yaşamsal, kültürel ve tarihsel varlıklarıyla küresel yağmanın hizmetine sunulmuştur. Kamulaştırma yapılması bölgede yaşayan vatandaşların geçim kaynaklarının yok edilmesi anlamına gelmektedir. Kanal İstanbul projesini toplumun sadece 3’de 1’i desteklerken, 15, 30 yaş arasındaki gençlerin yüzde 98’i deprem tedbirlerinin alınmasının daha öncelikli bir karar olduğunu düşünmektedir” dedi.

 

 

“ÖNCELİKLERİMİZ ORMAN VE SU HAVZALARINI KORUMAK”

 
Yapılması gerekenin İstanbul’u deprem ve iklim değişikliğine hazırlamak olduğunu hatırlatan Zeybek, “Yer altı su kaynakları da tehlike altındadır. İstanbul’un su ihtiyacının yüzde 29’unu karşılayan Terkos ve Sazlıdere barajlarımız, su kaynaklarının yok edilmesiyle, su yönetimi felaketiyle karşı karşıya kalacaktır. Kısaca Kanal İstanbul bir emlak ve rant projesidir. Dünya’nın tatlı su kaynaklarının üzerine titrediği, herkes için sağlıklı ve ucuz gıdaya erişebilme konusunda yeni yöntemlerin arandığı bir dönemde geri getirilemeyecek olan tarım, mera, sulak alanlarımız ve orman alanlarımızın üzerinden hafriyat kamyonlarınızı geçirecekler. Yağma projeciliği ve ulus ötesi borçlanmaya dayanan bir finansman modelinin öne çıkarıldığı Kanal İstanbul projesi, iktidarın ideolojik olarak çıkmaza girdiğinin temel bir göstergesidir. Önceliklerimiz orman ve su havzalarını korumak, nüfusu sınırlandırmak, ulaşımı akıcı hala getirmek, çürük ve çarpık yapı stokunu dönüştürerek İstanbul’u deprem ve iklim değişikliğine karşı hazırlamak olmalıdır” ifadelerini kullandı.