KABAK

KABAK
25 Ağustos 2011 01:09

Merhaba sevgili okurlar: Ben ve sevgili yazar arkadaşlarım  Türkiye haberciliğine yeni bir ses,yeni bir soluk  getirmek ,basında renk ve heyecan olmak dahada önemlisi bertaraf değil bitaraf olmak için kolları sıvamayı görev edindik.Çünkü Türkiye öyle bir noktaya geldi ki;bilinçli halk kesimlerinin fikirlerine,genç dimağların önerilerine aldırmadan sadece sınırlı sayıdaki insanların fikirleriyle yönetilen ve sivil baskılarla aydınların sindirildiği bir ülke oldu.Polemikler ve suni gündem anaforunun içine girip aynı problemler etrafında çözümsüz bir şekilde dönüp duran,küçük meselelerden bile belini doğrultamadığından büyük meseleleri çözmeye fırsat bulamayan bir hal aldı.


 


  Biraz geriye gidip yakın tarihin derinliklerine yolculuk yaptığımızda yani Türkiye İnkılap Tarihi'nin  inşası yıllarını aklımıza getirdiğimizde sayısız meşakkatli parkuru başarı hakimiyetiyle geçtiğimizi hatırlarsak o zamanki halkın yerinde bugün yellerin estiğini ve önemli derecede fikir uçurumu olduğunu rahatlıkla idrak etmiş oluruz.


 


   O zamanlar arı gibi çalışan,umutla yaşayan,yapıcı halkın yerini üzülerek söylüyorum şimdilerde fitneci ve yıkıcı bir kesimin hakim olduğu bir halk almıştır.Tabi birde ''Oportünistler''!.Dolayısıyla giderek artan acımasızlık ve vicdansızlıktan ise en fazla nasibini alan,en çok bedel ödeyenler şüphesiz toplumsal barış ve aydınlanma yanlıları olmuştur.Bu demokrat kişilerin fikirleri toplumun büyük bir kısmından farklı olduğu için;tek düzelikten kurtulamayan, iki satır bir şey öğrenmeyi günah sayan kişilere olumlu ve sorunlara çözüm niteliğindeki düşünceler bile aykırı gelmiştir. Bu yüzden duyarlı insanlar dokuz köyden kovulmakla kalmayıp ülkemizde de istenmeyen kişiler olmuştur.''Başımıza iş çıkarır.'',''Eski köye yeni adet'' diyerek yurtsever insanlardan kurtulmanın yolunu ağır iftiralar atmakta bulanlardan dolayı toplumsal uzlaşmadan ve aydınlanmadan yana olanlar ikinci sınıf muamelesi görürken her türlü ayrımcılığı yapan yada ayrımcılığa göz yumanlar ''vatansever'' maskesi takarak tıpkı sinsi ve illet bir mikrop gibi toplumun kanına işlemiş ve baş tacı edilmiştir.Daha kötüsü ise yönetim sisteminin hız kesmeden,değişmeden,tedavi edilmeden ve düzeltilmesine müsaade edilmeden yola devam etmesi kaygılarımızın içini doldurmuş ve sabırlarımızı taşırmıştır.


 


  Unutmayın ki sevgili dostlar ;bozuk bir araba ya yolda kalır yada kaza yapar. Durum çok vahim.Umarım daha fazla ayrışmadan ''Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar.'' Çünkü öyle görünüyor ki hep tersi olmuş,kabak gerçek aydınlara,yurtseverlere,toplumsal barış misyonu yüklenen ve vicdanlarının sesini dinleyenlerin başına patlamıştır! Ancak bizler suya da sabuna da ısrarla dokunacağız!


Osman ERCAN


 


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)