İYİ Parti’li Nuhoğlu: Harekat derin dondurucuya kaldırıldı!

İYİ Parti’li Nuhoğlu: Harekat derin dondurucuya kaldırıldı!
25 Ekim 2019 12:21

İyi Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu Barış Pınarı Harekatı ile ilgili Hükümeti ağır dille eleştirdi. Dün akşam TBMM’de Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasında Dair Kanun Teklifi üzerine yaptığı konuşmasında Hükümetin ABD Başkanına karşı olan tutumunu ve harekat sonucunu değerlendiren Nuhoğlu’nun değerlendirmesi şöyle:

 
HAREKÂT DERİN DONDURUCUYA KALDIRILDI!

 

 
İyi Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu bugün TBMM’de yapmış olduğu konuşmasında operasyonun sonucunu değerlendiren konuşmasında;

 
“Anladığımız kadarıyla, Barış Pınarı Harekât’ı derin dondurucuya kaldırılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yerleşim konumu çembere alınmış, YPG terörist olmaktan çıkarılıp ayrılıkçı bir siyasi hareket hâline getirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu harekâtına tam destek verdik, millet olarak birlik ve beraberliği en üst düzeyde gösterdik. Ne var ki ülkemizi yönetenlerin verilen bu önemli desteğe rağmen bilhassa küstah Amerika Birleşik Devletleri Başkanına ve ülkemize gelen heyete karşı dik duruşunu göremedik.” diyerek hükümetin tutumunu eleştirdi.

 
MEKTUBA MEKTUP, TWEET’E TWEET

 
Trump’ın açıklama ve tweetlerini de meclis gündemine taşıyan Nuhoğlu;

 

 
“ABD Başkanının “Daha önce ekonomini yerle bir ettim, yine ederim.” ve “Okul bahçesindeki çocuklar gibi kavga etmeleri gerekiyordu; bıraktım, kavga ettiler, sonra da ayırdım.” sözleri asla karşılıksız kalmamalıdır. Her ne kadar kendi şahsiyetini ve devlet adamlığından yoksun, küstah ve kabadayı tavrını gösterse de Türk milleti bu tavırdan hazzetmez. “Mektubu yırtıp çöpe attık.” ifadesi çok sık tekrarlansa da az sayıdaki Adalet ve Kalkınma Partili ve yandaş medya dışında herkes böyle bir tepkinin anlam taşımadığını bilmektedir. Mektuba mektupla cevap verilmeli ve bu mektupta yazılanlar kamuoyuna da açıklanmalıdır. “Tweet”leriyle meşhur olan Amerika Birleşik Devletleri Başkanının bizi ilgilendiren “tweet”lerine de benzer üslupla cevap verilmelidir.” çağrısında bulundu.

 
HİÇBİR KAĞAN’IN, HÜKÜMDAR’IN YAPMADIĞINI ERDOĞAN YAPTI!

 

 
Müzakere sürecinde binlerce yıllık devlet geleneğimizde örneği olmayan protokol ihlalini de eleştiren Nuhoğlu konuşmasında;

 

 
“ Binlerce yıllık Türk devlet geleneğinde hiçbir Türk devlet başkanı -ister kağan olsun isterse hakan, isterse de hükümdar, padişah, sultan veya Cumhurbaşkanı- diğer devletlerin başkan yardımcısını kendisine eşit saymamış, aynı hizada müzakere masasına oturmamıştır. Bizim heyete de Cumhurbaşkanı Yardımcısının başkanlık etmesi uygun olmaz mıydı?” Önerisinde bulunarak itibardan taviz olmaz dedi.

 
KİM DOST KİM DEĞİL GÖRMÜŞ OLDUK

 
Harekât kararıyla birlikte, dostluk mesajı vermesini beklediğimiz çok sayıda devlet olduğunu ifade eden Nuhoğlu özellikle KKTC ve Filistin’in tutumunu çok sert bir dille eleştirdi.
Nuhoğlu; “Yavru vatan KKTC Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden, Annan Planı artığı, kansız, ruhsuz, nankör kişiliktir. Pişmanlığını ve özür dilediğini duymadığım için diyorum ki: Bu şahıs görevinden ayrılmalı ve Kıbrıs’ı terk etmelidir. İfadelerini dile getirirken Türk devletinin birinci önceliklerinden olan Filistin için ise “ Bu devleti yönetenler yüz yıl önce olduğu gibi, Türk milletini arkadan hançerlemekten çekinmemiştir. Onları da lanetliyorum.” dedi.

 
GÜVENLİ BÖLGE SURİYE’NİN TAMAMIDIR

 
Türk dünyasından operasyona desteklerini esirgemeyen Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile Pakistan, Macaristan’a ve Arap Birliğine rağmen desteğini açıklayan Katar’a teşekkürlerini dile getiren Nuhoğlu ;
“Güvenli bölge Suriye’nin tamamıdır. Bölgesel istikrarın temel şartı Suriye’nin toprak ve siyasal bütünlüğüdür. Bu bütünlüğü sağlamak için gereken politika değişikliği cesaretle yapılmalıdır. PKK ve beraber çalıştığı terör gruplarına bölge tahsisi yapılıp koruma altına alma planları kesinlikle bozulmalıdır.” diyerek Barış Pınarı Harekatı’nın başarı göstergesi olarak Türk milleti için, incinen ecdat ruhunun huzura kavuşması için Süleyman Şah Türbesi’nin de devralındığı yere, tarihî mekânına dönmesinin sağlanmasının önemini yineledi.

 
Konuşmasının sonunda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilir? Tarih böyle bir durumu kaydetmemiştir.” sözünü hatırlatarak TSK mensuplarının yuvalarına, sevdiklerine sağ salim kavuşmaları temennisinde bulundu.