İşte AKP’nin yeni kumpas planı
8 Eylül 2015 13:33

7 Haziran’da tek başına iktidar olamayacağını gören AKP, CHP ile iktidarı paylaşmak istemedi.

Arif ANBAR H&H YORUM

Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Başkanlık’ isteği de bu koalisyonun önündeki en büyük engeldi.

Zira Türkiye’yi, tek bir kişinin Başkanlık hevesi uğruna erken seçime götürdüler.

Peki, Türkiye, bugünkü yoğun terör olaylarına nasıl geldi dersiniz?

Yine aynı neden karşımıza çıkıyor.

Başkanlık hevesi!

Plan şuydu, Türkiye büyük bir kaos ortamına girmeli, kan dökülmeliydi. Hükümet ise yandaş medya tarafından, ‘teröre karşı büyük mücadele’ ediyor gibi gösterilecek, şehit haberleri yoğun olarak işlenecekti. Yine medyanın algı operasyonlarıyla kaosun faili, ‘HDP’ ilan edilecekti. Böylelikle MHP’li seçmen kazanılacak, AKP’nin istediği yüzde 45 bandına ulaşılabilinecekti. Yani başkanlık için tek çare, ‘1 şehit bir oy’ mantığıydı.

Fakat gördüler ki, bu plan tutmadı. Hatta ‘bir şehit binlerce oy kaybettiriyor’ düşüncesi hakim olmaya başladı. Bu planın hezimet noktası ise Dağlıca’daki büyük katliam oldu.

Bununla birlikte Recep Tayyip Erdoğan ve AKP şunu kabullendi: “İş kontrolden çıktı. Daha büyük katliamlar olabilir. Bu da Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin sonu olur!”

Peki, durum böyleyken ne yapacaklar?

Yine yandaş medyalarını kullanarak algı operasyonuna başvuracaklar.

Kontrolden çıkan terör olayları ve şehit haberleri ‘kamuoyuna aktarılmayacak.’ Bu operasyon öncesinde satılık kalemleri ise köşelerinde şu yönde konuları işleyecek: “Şehit haberleri artık verilmemeli. Toplum bu haberleri içselleştiriyor ve normal karşılamaya başlıyor. Milli duygularımızı yitiriyoruz!”

Satılık kalemlerin yazdıkları bu yazıları ihbar kabul edecek olan AKP ve RTÜK hemen harekete geçip sansüre başvuracaklar. (Bu yöntemi Dağlıca katliamında uyguladılar. TSK’ya baskı yaparak uzun bir süre katliam hakkında sessiz kalmasını sağladılar.)

Bu sırada ise yeni bir ‘toplama dalgası’ ile büyük bir kaos daha başlayacak. Muhalif olan tüm seslere, kişi, kurum ve kuruluşlara ciddi operasyonlar yapılacak. Böylelikle hem algıyı başka tarafa çekecekler hem de muhalif sesleri susturma planını işletecekler.

Görünen o ki, seçime iki ay kala, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tarihinde hiç yaşanmamış büyük kumpaslar bekliyor. Halkın üzerine düşen, bu kumpasları görmesi ve tarihi bir sorumluluk çerçevesinde gereğini yapmasıdır.