İslamiyet ve iktisadi planlama önderleri

İslamiyet ve iktisadi planlama önderleri
17 Haziran 2013 08:46

Numan Aladağ’ın not defterinden

Numan ALADAĞ H&H YORUM

Yüce Türk İslam alemi olarak: Biz bazı insanların kötülük ve düşmanlıkla yarıştıkları ve sanayi ötesi toplum ülkeleri tarafından dünyanın her tarafında dehşet ve felaket saçtıkları bir devirde yaşıyoruz. İşte bu sebeple biz Müslümanlar, İslam dinini etiket olarak kullanan fırsat tacirlerin samimiyetsizliklerinden kaçınıp, hidayet ve adaleti, refah ve saadeti bütün insanlığa yaymak için elele vermeliyiz. Bütün Müslümanların yardımlaşmaları zaruri olan sahalara temas etmeliyiz.:

İslam aleminin yardımlaşmaları gereken ikinci saha da kültür sahasıdır.

1- Açlıktan kıvranan ve ekmek isteyen karınlar,

2- Sıkıntısını dağıtan ve sevincini yaratan ALLAH’a İman etme sevdası ile dolaşan perişan gönüller:

Ey İslam alemi! (İyi biliniz ki, gönüller ancak ALLAH’ı anmakla huzur bulur.)

Yıl 1976- Mayıs: İstanbul’ da 10-15 Mayıs tarihleri arasında İslam ülkeleri konferansının yedincisi yapılacaktı. O zaman Kayseri Senatörü olan (Merhum) İbrahim Kirazoğlu, Numan gelebilirsen sende gel, bu konferans siz gençler için önemlidir. Davetiyeni al otelde rezervasyon yaptıracağım ve ALLAH nasip etti kongreye merhum İbrahim amca ve Elazığ Senatörü (Merhum) Cahit Dalokay’ın da bir günlük iştirakı ile beraberliğimiz oldu. Kongrenin açılışını Suudi Arabistan Krallığı Dışişleri Bakanı Emir Suud Bin Faysal’ın ”ALLAH Türkleri korusun ve Yüceltsin” sözleriyle Yaptığı açılış konuşması, Türküm, Müslümanım diyebilen herkesin ders alabileceği bir konuşma oldu. Kongrenin yazım komitesi başkanlığına seçilen, Pakistan’ı temsilen Savunma ve Dışişleri ile görevli devlet bakanı (Diplomat) Aziz Ahmet de, Türk Halkı ve Hükümetinin Heyet üyelerine gösterdikleri misafirperverliği hayatımda böyle fanatik konukseverliği görmedim sözlerinden, Yüce Türk İslam alemi olarak, ders alıp Milli birlik ve beraberliğimizden taviz vermemeliyiz.
 
Türkiye Cumhuriyeti, dünya barışına hizmet ederken, önce kendi güvenliğini teminat altında bulundurmak konusunda samimi bir politika takip ediyor mu?

10-15-Mayıs 1976 tarihleri arasında İstanbul’da toplanan yedinci İslam ülkeleri konferansı 42 ülke dışişleri bakanlığı düzeyindeki temsilcileriyle ve altı teşkilatın da gözlemci olarak katılımı ile gerçekleşti. Türkiye ve İslam ülkeleri ile birlikte dünya için önemli, siyasal ve sosyal bir dayanışma örneği oldu. O (1976) zaman, Yedinci İslam ülkeleri konferansının İstanbul da yapılmasını hazmedemeyip ve korkulu rüyası olan, bazı sanayi ötesi toplum ülke emperyalizmi, İslam ülkeleri üzerinde Türkiye aleyhine sistemli propağanda faaliyetleri sürdürülmüştür ve ne yazık ki bu propağanda faaliyetleri ile hayal kırıklığına uğramışlardır.
 
Kongre delegelerinden biri: Şu gerçekler karşısında asil noktayı tekrarlamakta zaruret vardır: İslam ülkeleri arasındaki karşılıklı işbirliği ve dayanışma mutlaka sağlanmalıdır. Ayrıca ülkelerimizde jet hızı ile zengin olma hayalleri kuran, bazı karar organları sanayi ötesi toplum ülkelerinin o ülkelerde geliştirdiği geçici memnuniyetlilik ahlakına bulaşıp, yer vermemeliyiz. Ve bu ülkelerin hedefi: İslam ülkelerindeki işlenebilir ana hammaddeleri tasarruflarında tutmaktır. Ne yazık ki bu tür faaliyetler, İslam ülkelerine sanayileşme yerine tembellik ve tüketim kültürünün ithalatına vesile oluyor. Ve bu tür işlerle ülkelerimizin geleceğini felakete sürüklediğimizin farkında’ mıyız?
 
İktisadi planlamanın, çözümü en zor sorunlarından bir tanesi de ekonomik kaynakların harekete geçirilmesidir. İslam ülkeleri olarak, ekonomik kaynakların ne şekilde harekete (Üretime) geçirilebileceği  stratejik önemi olan konuların başında gelir. Piyasa ekonomisinde iktisadi kaynakların  verimli ve rasyonel (Ölçülü) şekilde kullanımı herşeyden önce iktisadi kaynakların hareketliliğine bağlıdır. İslam ülkeleri arasında piyasa ekonomisindeki iktisadi kaynaklar, yerli sermaye ve yerli üretime dayalı ne kadar hareketli olursa, büyük fiyat hareketleri ortaya çıkmaksızın piyasa ekonomisi o kadar kendi kendini ayarlayabilme imkanına sahip olur.
 
Para hakkındaki bazı konuları bilginize sunup paylaşmak istiyorum:

Terör ve ekonomik terör sorunlarını yaşamak istemeyen aile, kurum ve devletler ilk önce nereden buldun ve kara paraya fırsat verdiği müddetçe o ailede, kurumda ve devlette her zaman terör ve ekonomik terör sorunları ile karşı karşıyasınız demektir. Bir aile de çocuğun biri gayrimeşru yollardan temin ettiği para sayesinde emsallerinden daha çok lüks bir hayat sürdürüyorsa ve o çocuğun babası-annesi çocuğum; bu paranın kaynağı nedir gel bakalım beraber muhasebesini yapalım diye sorguya çekmelidir. Maaştan başka hiçbir geliri olmayan ve jet hızı ile zengin olan bazı maaşlıların sürdürdüğü maddi yaşam saltanatını,  ilgili kurumların bunun kaynağını sormaması dikkat çekici değilmidir?  Eğer samimiyetle Müslümanım ve
ALLAH’ tan korkuyorsak, haram olan faaliyetlerden uzak duracaksın. Kızın gönlüne bırakırsan alacağı ya davulcu ya da zurnacıdır, Atasözünden de ders almalıyız.
 
Büyük Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü bozmak isteyen ihanet şebekelerini etkisiz hale getirmenin en kolay  yolu, ekonomik yönden çökertmektir. Kara para ve diğer ekonomik faaliyet alanlarına izin vermemektir. Dikkatle baktığınız zaman, yakın tarihten günümüze kadar bazı ülkelerin bölünmez bütünlüğünün bozulması kara para’ nın kontrol altına alınmaması ve haksız kazanç elde etme, en önemli sebeplerinden biridir.
 
Gezi Parkı:

Gezi parkını bahane edip Türk ekonomisinin düzenini bozmak isteyen, sanayi ötesi toplum ülkelerinin gezi parkını fırsat bilerek Türk ekonomisini milyarlarca lira zarar edilmesine sebep oldular. ALLAH aşkına, Yüce Türk İslam alemi olarak, ne işlerle uğraştığımızın farkında mıyız?

Sanayi ötesi toplum ülkelerinin hedefi: Türkiye de bu yollarla üretime dayalı yatırımcıyı caydırıp, Türkiye’ ye ihracat yapıp, hizmet sektörüne odaklandırmaktır.

Büyük Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü bozmak isteyenler için gezi parkı gibi faaliyetleri yaratmaktır.

Eğer Gezi Parkı’na odaklanıp, Milli sorunlarımızın çözümü ile ilgilenmiyorsak, önce ruh sağlığımızı kontrol etmeliyiz! Türk ekonomisinin milyarlarca lira zarara uğratılmasının yarın bizlere nasıl yansıyacağının farkında mıyız?

Türkiye de ki Gezi Parkı’nın bir benzeri de, sanayi ötesi toplum ülkelerinin oyunları tarafından ilk önce komşumuz Suriye de başlatılmıştır.

Vatansever isek Vatan severliğimizi, Müslüman isek, ALLAH’ın ve T.C. kanunlarının yasakladığı faaliyetlerden uzak durup sadakatla  ALLAH’ın çizdiği yolda yürümeliyiz. Herkes kendi tasarrufundaki sorumluluğu bilmelidir. Samimi olmayanlar haddini bilmelidir. Kimsenin hakkı yoktur Yüce Türk İslam aleminin bölünmez bütünlüğünü bozmaya!

Artık lüzumsuz işlerle kıymetli zamanımızı harcamayalım. Büyük Türk Milletinin her şeyi tamamdır, artık tek sorunu gezi parkı mı? Gezi Parkı’ndan önce Milli ve Stratejik önemi olan sorunlara niye aynı tepki gösterilmiyor diye muhasebesini yapmalıyız? Yurtiçi ve yurtdışı fırsatçıların oyununa gelmemeliyiz.

Altın fiyatı hızla düştü ve hemen arkasından gezi parkı sorunu ortaya çıktı. Bu konunun muhasebesini yapma teşebbüsünde bulundunuz mu?
 
Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, nesli tükenmiş Müslümanları ve Kirazoğlu-Dalokayı rahmetle, gazileri minnetle anar. Hastalara şifa-i şerifler dileriz.


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun