İslamiyet Esasları

İslamiyet Esasları
29 Nisan 2014 09:59

Saygıdeğer okuyucularımız! Yazımızın konusu, Regaip kandili, hakkında olacaktır. Mübarek gün ve gecelerin, cümle Yüce Türk İslam alemine sağlık, mutluluk ve bereket getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz eder. Halkın Habercisi ailesi olarak, mübarek REGAİP Kandilinizi tebrik eder. Cenab-ı Allah tekrarını nasip etsin.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Ey Yüce Türk İslam alemi!

 

Cenab-ı Allah’ın insanlara rahmetini ve bereketini ihsan ettiği belli zamanlar, belli mevsimler vardır. Haftanın günleri arasında Cuma; kameri aylardan olan Recep ayı üç ayların başlangıcı ve bereketi bol zaman dilimi olduğunu idrak etmeliyiz.

 

Allah’a çok şükür ”üç aylar” başlangıcı diyerek coşku ve heyecanla özel önem verdiğimiz üç aylara girmiş oluyoruz.

 

30-Nisan Çarşamba günü Recep ayının başlangıcı; 01-Mayıs Perşembe gününü Cumaya bağlayan gece de, rahmet ve mağfiret sezonu olarak isimlendirilen mübarek üç aylara girdiğimizi İslam alemine müjdeleyen ve dini duyguların yoğunluk kazandığı REGAİP Kandilidir.

 

MÜBAREK GECELERİ NASIL EDA ETMELİYİZ?

 

Bu mübarek gecelere ait özel bir namaz yoktur. Nafile ve kaza namazları kılıp, tövbe, istiğfar edip, Kur’an-ı Kerim okuyarak, bol bol Salavati şerif getirerek geceyi eda etmeliyiz. Bu mübarek günlerde daha çok sevaplara nail olabilmemiz için, oruç tutma imkanı olan tutsun. Gündüz de kabristan, evde yatan hastaları, hastahaneleri ve yaşlıları ziyaret etmeliyiz. Maddi imkanı olanlar, tasarrufları dahilinde fakirleri, çocukları ve ihtiyacı olan yakınlarını sevindirerek Kandilleşmeyi eda etmelidir.

 

İnsan ömrü, nehir ve akar sular gibi akıp gidiyor. Hepimiz koşar adımlarla kabre, kabir de bize yaklaşmaktadır. 2013 yılında mübarek günleri beraber eda ettiğimiz bir çok sevdiklerimiz, bugün bizimle beraber değillerdir. Belki de, bu Kandiller bizim son kandillerimizdir. O zaman Allah’tan korkup, samimiyetle Müslümanım diyebiliyorsak, bu mübarek gün ve geceleri ibadetle geçirmeliyiz ki, Cenab-ı Allah yaptığımız ibadet ve duaları kabul etsin. Vicdan muhasebesini ruhumuzda taşımadığımız müddetçe, huzur ve bereketten bahsetmek mümkün mü? Netice olarak; vicdan muhasebesinin hesabını yapmalıyız ve bilmeyerek yaptığımız yanlış hesapları düzeltme (Allah’tan korkma) zamanı gelmiştir.

 

Yurtdışına çıktığınız zaman, o ülkede ki Müslümanlarla karşılaştığınız da, Türk olduğunuzu öğrendikleri zaman, heyecanla o o sen dünya İslam merkezinden hoş gelmişsin diyerek sevinip, mutluluğunu seninle paylaşıyor. O zaman bizlere gösterilen bu ilgi, saygı ve sevgiyi devam ettirebilmemiz için, bu geceleri fırsat bilip, din kültürü çemberimizi genişletmemiz gerekir.

 

”İnsan, Allah’a hava, ekmek ve su kadar muhtaçtır.” düşüncesi ile vicdan muhasebesi yaparak, insandaki ahlak duygusu, güzellik duygusu, zeka ve diğer fiziki ve ruhi faaliyetler kadar, din duygusunun da, insanın riyakarlıktan uzak olup gelişmesinde önemli rol oynadığını, kısaca olumlu ilimler yanında dine de önem verilmesinin zaruri olduğunu göstermekte din duygusunun ifadesi olan duanın, insan ruh ve bedeninde hasıl ettiği mucizevi değişikliklere işaret ederek insanlığın, bu duyguyu ihmal edemeyeceğini delilleriyle izah etmektedir.

 

Türkiye’de İslam dini en çok kimlerden zarar görmüştür?

 

İslamiyet, en çok siyaset ve politikacılardan zarar görmüştür. Bazı toplumlar, iş başında bulunan hükümetlere bizim şu kadar gücümüz var, bize şu kadroyu, şu ihaleyi verirsen Türkiye genelinde size destek veririz talepleri olmuştur. 1970’li yıllardan günümüze kadar, efendim bu muhterem kardeşimiz bizim cemaatedir, bunu şu göreve getirelim, şu ihaleyi bu kardeşimize verelim ki, cemaatimizin maddi imkanlarını karşılasın vs. gibi bir çok haksız menfaatler sağlayarak başkasının hakkını yemesine alet olup ve Hükümette ki ilgili karar organlarını da riske sokup, günah işlemesine alet oluyorlar. ”Dine hizmet ediyorum” diye bu yanlış faaliyetler yapılıyor. Farkında değiller ki, hiç bir zaman İslam dininin siyasilerin hizmetine ihtiyacı yoktur; onlar yeter ki vicdan muhasebesi yaparak, İslamiyeti öğrenip yaşasınlar, İslam dininin onlara değil, onların Allah korkusuna ve İslam dinine ihtiyaçları vardır. Din taciri gafil riyakarlar iyi bilmelidirler ki, İslam dininin sahibi ve koruyucusu Cenab-ı Allah’tır. Allah’ın lütfettiği ömrü ve yaşamı, İmanlı olarak ve şerefli bir yaşam sürerek bitirmektir. Dünya’da İmanla ve şerefle bitirilmesi gereken en ağır vazife, yaşamdır.

 

İnsan, cüzdanına koyacak beş kuruşluk dünyada ki haram zevkler için, kararan sayfasının bir daha beyazlaşması mümkün olmayan; şerefinden, namusundan ve insaniyetinden taviz ve ödün vermemelidir. Unutmamalıyız ki, bırakacağımız en iyi miras, Rahmetle anılabilecek miraslardır.

 

Politikada hedeflenen amaca ulaşmak için, her şey mubahtır. İnsana ve topluma hizmet mesleği olan bu sahada, insanların Allah ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının yasakladığı faaliyetlerden uzak durmasına ve din işlerini, Allah, Kur’an, Peygamber ve hadis-i şeriflerine inanan din ehillerine bırakılmalıdır. Bu uygulamalar, kardeşliği, milli birlik ve beraberliğimiz korunmuş olur.

 

İslam dini siyasetin emrine verilir veya politikacılarımız, dinimizi siyaset ve politikaların da ”ana aktif maddesi” olarak kullanmak isterlerse, din de bundan zarar görür, kendileri de zarar görür, Yüce Türk İslam alemi de zarar görür. Tarih tarafından da onaylanan, din konusunda ki fitnelerin sebebi, dinin siyasete alet edilmesidir.

 

MÜNAFIK:

Allah’tan gelen hükümleri alay ederek kabul edenler, içi başka dışı başka olanlardır.

Münafıklığın alameti kaçtır? Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Münafıklığın alameti üçtür. Buyurmuştur.

1- Söylediği zaman yalan söyler.

2- Vaad edince onu yerine getirmez (Sözünde durmaz.)

3- Emanet edilen şeylere hainlik eder.

 

Bu duygu ve düşüncelerle, Aziz Vatan şehitlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve emeği geçenleri şükran ve Rahmetle yad edelim. Gazileri Minnetle Analım. Hastalara dua edelim.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun