İşgalci gençleri izledim

İşgalci gençleri izledim
13 Nisan 2014 17:30

Dün saat 13.30 civarında CHP Genel Merkezi’nin önüne vardım.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Binanın önünün dolu olacağını düşünmüştüm ama binanın önü boştu.

 

“Hayırdır inşallah” dedim içeri girdim.

 

Genel Merkez’in ilk girişinde masalarda yer almış görevlilere, “İşgalci gençler nerede?” diye sordum.

 

Onlar da gülerek, “Sağ taraftan devam edin, konferans salonunda” dediler.

 

Genel Merkez zemin katının sağ tarafına hiç gitmemişim…

 

Konferans salonunu bulmak üzere ilerlerken sol duvarda yan yana duran, Atatürk, yanında İsmet İnönü, yanında Bülent Ecevit ve sonraki tüm genel başkanların fotoğraflarını gördüm.

 

O fotoğraflar CHP idi ve bu fotoğraflara ait siyasi parti olmanın nasıl bir onur olduğunu ve insanlara nasıl bir sorumluluk yüklediğini düşündüm.

 

Türkiye’nin en değerli siyasal varlığının CHP olduğunu kafamda gezdirerek konferans salonuna vardım.

 

Güzel bir konferans salonu, konforlu, iyi ki dışarda değil toplantı, zaten hava yağmurlu ve ben bir önceki gün fena halde üşütmüş, ilaçla kendime gelmişim.

 

Salondan kafamı içeri soktum.

 

Salonun sahnesinde bağdaş kurarak oturmuş, ben diyeyim 150, siz deyin 125 kişi var.

 

Gençler bunlar olmalı diye düşündüm.

 

Ama, yaş ortalamaları öyle 18, 20 değil pek, 28-30 diyelim.

 

Sahnede gençler oturuyor, salonun koltuklarında onları izlemeye gelmiş olanlar; CHP Milletvekilleri, teşkilatlardan olanlar filan olmalı.

 

Gençlerin deyimiyle, “Forum başladı” az sonra.

 

Podyumda oturan herkes 3 dakikalığına söz alarak, neden, “OccupyCHP” inisiyatifinde yer aldığını anlatacak.

 

Çok merak ediyorum ben de ne diyeceklerini ama çok…

 

Bir genç hanım…

 

“32 yaşındayım. Şu ana kadar CHP’de aktif olmayı düşünmemiştim ama seçimlerde şöyle birşey oldu: kızkardeşim İzmir’de CHP için sandık görevlisi idi. AKP’liler ona saldırdı. Kızkardeşimi orda bulunan MHP’liler kurtardı çünkü onu koruyabilecek hiçbir CHP’li yoktu sandık başında. Sandık başındaki CHP’lilerin hepsi yaşlı teyze ve amcalardı.”

 

Bir başka genç hanım…

 

“Yerel seçimlerde CHP Çankaya’da giye güçlü olduğu halde sandıklar çok sahipsizdi. Ama, ben o mahallede yıllardır oturduğum halde hiçbir CHP Teşkilat mensubu benimle bir temas kurmaya çalışmadı. Oysa benim babaannem bile CHP’liydi. Ben yıllarca aktif siyasete ilgi duymadım ama artık böyle bürosunda oturan, kimseyle iletişim kurmayan ve sandıkları koruyamayan ve verdiğimiz oya sahip çıkamayan bir CHP istemiyorum.”

 

Bir genç kız…

 

“25 yaşındayım. 30 Mart gecesi seçim sonuçlarına itirazlar başladığında ve pazartesi sabah CHP Genel Merkezi’ne geldik. Yerine getirilmeyen bazı isteklerimiz ve itirazlarımız üzerine, Emrehan Halıcı’nın, “Sizi buraya ben davet etmedim, buraya gelmek kendi fikrinizdi” gibi sözlerine maruz kaldık. Biz seçim sandıklarına acil yardımda bulunmak istiyorduk ama Emrehan Halıcı tarafından adeta kovulduk.”

 

Bir delikanlı…

 

“Emrehan Halıcı’ın oluşturduğu seçim kontrol sistemi ilk saat içinde çökmüştü. ODTÜ’den acil yardım teklifi geldi ama Emrehan Abi bunu kabul etmedi.”

 

25 yaşında bir delikanlı…(bu genç grubun moderatörü idi)

 

“Biz aslında Gezi olayları sonrasında biraraya gelmeye başlamış bir grubuz. Gezi olayları sonrasında Ankara’da sosyal medya üzerinden örgütlendik.” Ben de internette açılan forum aiye oldum ve dedim ki, tasarımdan, teknikten vs. anlarım, size katkıda bulunmak, katılmak istiyorum. Sonra içine girdim grubun. Son siyasal olaylar, seçimlerde olanlar bize, “Occupy CHP” dedirtti. Biz başka bir parti kurmak veya ona dahil olmak istemedik. Toplanmamız gereken yerin CHP olduğunu düşündük ve aramızda konuşurken, “OccupyCHP” fikri oluştu. (occupy:işgal etmek ama gençler bu kavramı olumlu anlamda bir işgal hali olarak seçmişler, yani katılalım, değiştirelim vs.)

 

Bir delikanlı…

 

“Biz CHP Gençlik Kolları’na katılmak istemiyoruz. Biz CHP içinde aktif çalışmak istiyoruz.”

 

(Örneğin, gençler daha sonra hemen Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası ve sandık koruması için çalışmaya başlamak istediklerini söylediler. Bir genç kız, her kesimden halkla iletişim kurmak için yeni yöntemler oluşturmak istediklerini söyledi.)

 

Sonra bizim oturduğumuz izleyici koltukları bölümünden bir delikanlı söz aldı… Ve, onun sözlerinden sonra ortam karıştı…

 

“32 yaşındayım, avukatım. Biz buraya güya CHP’yi işgale gelmiştik ama bizi ilkokul müsamere çocukları gibi podyuma oturttular. Bize döner, pilav ve çay ikram edecekler. Böyle işgal olur mu? Biz hani bahçede toplanacaktık, bizi bu konforlu konferans salonuna müsamere çocuğu gibi oturttular.”

 

Bu sözlerden sonra bu delikanlıya iştirak edenler delikanlı ile birlikte podyumu ve salonu terk etti.

 

Terkedenler podyumun yaklaşık % 35’i idi.

 

Tabii bir karışıklık çıktı, yarım saat kadar tartışıldı sonra foruma devam edildi.

 

Ben epey dinlemiş ve olayı anlamıştım, kalktım, bahçeye çıktım.

 

O delikanlıya bakındım.

 

Çevresinde insanlar toplanmış, konuşuyorlardı.

 

Yanına yaklaştım, kendimi tanıttım ve dedim ki…

 

“Ben buraya sadece sizi izlemek ve anlamak için geldim. Ama hiçbirinizi tanımıyorum ve eğer siz podyumda oturmasaydınız ben sizi seçemeyecektim. Salonda sizin gruptan başka bir sürü insan vardı. Oysa ben sizi merak ediyordum. Dolayısıyla podyumda oturulması bence iyiydi. Bahçede olsaydınız da sizi iyi izleyemezdim. Yağmur yağıyordu ve soğuktu.”

 

O kadar kibar, kaliteli ve iyi bir çocuktu ki…

 

Ki, böyle isyankar ve radikal görünen çoğu genç aslında çok iyidir, bunu hayattaki çok sayıda tecrübemden ve kendi gençliğimden biliyorum.

 

Hiç itiraz etmedi, teşekkür etti.

 

“Sakın vazgeçmeyin ve birbirinizle anlaşın ve içeri girin bence” dedim.

 

“Olabilir” dedi ama şöyle bir arkasına baktı, içerden bir teklif gelmeden tekrar içeri girmek istemediği belli oluyordu.

 

Adını sordum…

 

Mehmet Gülerman, avukatmış.

 

“Hareketinizi takip edeceğim” dedim ve ayrıldım ordan.

 

Şimdi gelelim bu gençlerle ilgili tespitlerime…

 

1-Bu hareket Gezi’yi yaratan ve Gezi’nin şekillendirdiği ve 30 Mart seçimlerindeki sonuçlardan sonra aktifleşmiş ve siyasete somut olarak angaje olmak isteyen gençlerin eseri.

 

2-Podyumda konuşan gençlerden birinin söylediği gibi, hiyerarşik ve dikey yapılardan ziyade, eşitlikçi yatay örgütlenmeler istiyorlar

 

3-Bu yönüyle Avrupa ülkelerini Yeşiller Partisi’ne oy veren gençlerine benziyorlar ama bizde bu tür bir siyasal hareket, tepemizde YouTube kapatan bir 15. yüzyıl tipi olduğu için, olgunlaşmamış bir siyaset türü. Bu gençler de akıllı ve sağduyulu ve Türkiye için CHP’de toplanmanın gerekli olduğunu anlıyor ve CHP’ye meylediyorlar.

 

4-Bu gençlerin, “Türkiye halkları” ifadesini kullanıyor olması onların Türkiye’yi bölmek istediği anlamına gelmiyor. Bu gençler şehirli, orta sınıf ve Beyaz Türk denen kesimlerden ve Kürtler konusunda eskisinden farklı, onların duygularını anlamak isteyen ve anlayan, onların da eşit olmasına kapı açmak isteyen kuşaklar. “Halklar” ifadesini bunu anlatabilmek için kullanıyorlar.

 

5-Bu gençlere bazı CHP milletvekilleri, “Size bu partide yer yok” demiş ama neden yokmuş, orasını anlayamadım. Gençler CHP’ye dinamizm, güç, çalışkanlık, halkla yaygın iletişim vs. katacakları ve onların rahatını bozacakları için olabilir mi?

 

6-Avrupa ülkelerindeki siyasi partiler kendi içlerinde gençlerin yetişmesine çok özel önem veriyor ve bu tür gençleri ilerde, mesela kendileri öldükten sonra partiyi taşısın diye yetiştiriyor ve partilerinin kuşaktan kuşağa akmasını sağlıyorlar.

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar