İranlı aile, yalancı tanık davası için 250 bin TL tazminat istiyor

İranlı aile, yalancı tanık davası için 250 bin TL tazminat istiyor
18 Nisan 2015 10:11

İranlı kaçakçı Senar Khaledi’yi öldürmekle suçlanan askerlerin davasında bir başka İranlının, ‘ülkesine geri gönderilmeme’ karşılığında yalancı tanık olarak dinletilmesi nedeniyle Khaledi’nin ailesi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı. Aile, Türkiye’den 250 bin TL tazminat istiyor.

 

 

Van sınırında İranlı kaçakçı Senar Khaledi’yi öldürmekle suçlanan askerlerin cinayet suçundan Türkiye’ye kaçmış bir başka İranlıyı, ülkesine geri göndermeme karşılığında suçu örtmek için sahte tanık olarak dinlettikleri ortaya çıkmıştı. Buna rağmen Siruos Muhammedi adlı kişinin yalancı tanıklık iddiasına ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. Khaledi ailesi de bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’nde başvurarak, hem yaşam hakkı, hem de adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle Türkiye’den toplam 250 bin TL tazminat istedi.

 

 

Avukat Mahmut Kaçan’ın sunduğu dilekçesinde, yalancı tanık Muhammadi’ye ilişkin, “Hiçbir yerde adı geçmeyen bu şahsın bir anda peydah olup üvey dayısı olduğunu iddia ettiği müteveffa aleyhine ifade vermesini ve açıkça olaydaki fail askerlerin yargısız infaza yol açan eylemelerini aklamaya yönelik ifade vermesini savcılık makamı hiç merak etmemiş ve kendisine bu konuda soru dahi yöneltmemiştir” denildi. Bu kişinin, Khaledi’nin öldürüldüğü köyde görüldüğüne dair hiçbir tanık beyanının olmadığı ve akraba oldukları iddiasının da asılsız olduğu vurgulanarak, “Yargısız infaz edilen maktül ile ilgili asker ve kolluk güçlerince sorumluluktan kurtulmak için bu şahıs temin edilmiştir. Bu şahsı Saray Başsavcılığına getiren, askerlerdir. Olay yerinde hiç bulunmamış bu kişinin bu soruşturmada şüpheli askerleri aklamak için soruşturmaya monte edildiği çok açıktır. Bu şahsın nasıl ve hangi yöntemlerle temin edildiği sorusu soruşturmaya hiçbir şekilde konu olmamıştır” ifadesi kullanıldı. Soruşturmayı yürüten savcı Orhan Sağlam’ın, yalancı tanık Siruos Muhammadı’nin ifadesini alan kişi olduğu belirtilerek, “Bu husus bile tek başına soruşturmanın tarafsız ve bağımsız yürütülmediğinin kanıtıdır. İfade tutanağında, ‘Rıza oğlu Sara’dan olma’ ibaresi dışında yaşı, nüfus ve ikamet bilgileri bulunmayan şüphelinin bu şekilde ifadesini alan aynı savcıdır” denildi.

 

 

Bu nedenle adil yargılanma ve yaşam hakkı ihlali gerekçesiyle 250 bin TL tazminat talep edildi.

 

 

YALANCI TANIK İRAN’DA YAKALANDI

 

 

Van’ın Saray ilçesine bağlı Kapıköy köyünde 9 Ekim 2013’te, 50 asker kovaladıkları İranlı dört atlı kaçakçıya ateş etmiş, içlerinden Senar Khaledi vurularak öldürülmüştü. Köylüler, Khaledi’nin asker tarafından vurulduğunu söylemişti. Üç ay sonra, 30 Ocak 2014’te savcılığa başvuran Siruos Muhammadi adlı İranlı bir kişi, görgü tanığı olduğunu belirterek ifade vermişti. Muhammadi, Khaledi’nin kendi ‘üvey dayısı olduğunu’ savunmuştu. İfade tutanağında, “Rıza oğlu Sara’dan olma” ibaresi dışında yaşı, nüfus ve ikamet bilgileri bulunmayan Muhammadi, kendisinin de o gün kaçakçılar arasında olduğunu, askerlerin ateş etmediğini ileri sürmüş ve “Maktulü kesinlikle asker vurmamıştır” demişti. Khaledi’nin eşinin ve oğlunun avukatlığını yapan Mahmut Kaçan, Muhammadi’nin ülkesinde eşini öldürdüğü için Türkiye’ye kaçtığını ve Türkiye’de yakalandığı gün jandarmalarca savcılığa çıkarılarak, yalancı tanıklık yaptırılıp 13 Mart’ta bırakıldığını saptamıştı.

 

 

Avukat Kaçan daha sonra Milli Savunma Bakanlığı aleyhine Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açmıştı. Bakanlık sahte ifadeyi dayanak gösterip askerin kusurlu olmadığını öne sürmüştü. Kaçan’ın ısrarlı takibi üzerine savcılık, yalancı tanıklığa ilişkin soruşturma başlatmış ve İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan tanık Muhammadi’nin yakalandığı güne ilişkin evrakları talep etmişti. Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Bülent Yılmaz tarafından savcılığa iki tutanak gönderilmişti. Başçavuş Yılmaz, 4 Ağustos 2014’te el yazısıyla kaleme aldığı ilk tutanakta, 1988 doğumlu Muhammadi’nin 30 Ocak 2014’te İran’ın Razi köyünde eşini vurduğunu, idam cezasından korkup Türkiye’ye kaçtığını, aynı gün Kapıköy’de yakalandığını, savcı Sağlam’ın talimatı üzerine sınır dışı edilmek üzere Van Emniyeti Yabancılar Şubesi’ne teslim edildiğini ifade etmişti. Muhammadi’nin Emniyet’e götürüldüğü esnada Senar Khaledi’nin ölümüne ilişkin sözlü beyan verdiği kaydedilen tutanakta, “Savcı Sağlam’a bilgi verilerek, talimat doğrultusunda savcı tarafından ifadesi alınmıştır” denilmişti.

 

 

Yılmaz tarafından savcılığa gönderilen, Muhammadi’nin yakalandığı güne ilişkin ikinci tutanakta ise böylesi bir beyanda bulunduğu bilgisinden söz edilmediği anlaşıldı. Tutanakta yalnızca, “Muhammadi’nin idari yaptırım kararı uygulanarak sınır dışı edilmek üzere Yabancılar Şubesi’ne teslim edilmesi talimatı alınmıştır” ifadeleri yer alıyordu. Yalancı tanık Muhammadi’nin serbest bırakıldıktan sonra Türkiye’de bir uyuşturucu kaçakçılığına karıştığı için yeniden İran’a döndüğü ve burada yakalanıp cezaevine konduğu anlaşılmıştı.

 

 

Muhammadi’nin yalan olduğu anlaşılan tanık ifadesini almış olan Saray Cumhuriyet Savcısı Orhan Sağlam, yalancı tanıklıkla ilgili soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Savcı Sağlam, “Muhammadi’nin ifadesinin doğru olmadığına yönelik hiçbir bilgi ve belgenin olmadığını ve şüphelinin fiilinin yalan tanıklık olarak nitelendirilemeyeceğini” savundu.

 

 

Kaynak: Radikal / İsmail Saymaz