İran’dan gelen çayın analizi yapıldı mı?

İran’dan gelen çayın analizi yapıldı mı?
28 Haziran 2020 21:09

Kimya Mühendisi Hasan Küçük Rize’nin İkizdere ilçesinde bir kaza sonucu ortaya çıkan Rize’nin ‘Susurluk’u’ olarak adlandırılan akıbeti hala belli olmayan, ithal olduğu iddia edilen İran’dan gelen çayın peşini bırakmadı.

 

 

İşte Küçük’un o çarpıcı yazısı:

 

 

Rize İkizdere’de 07 /06/ 2020 günü 76-DE-713 plakalı tır, kaza yapınca, yükünün İran üzerinden getirilen çay olduğu anlaşıldı.

Çay yükünün kime veya hangi şirkete geldiği hala belirlenemedi. Oysa gerek ihracatta, gerekse yurt içinde mal taşınırken ‘’irsaliye ‘’ adında bir evrak düzenlenir, bu evrakta alıcının adı/ soyadı ve adresi belirlenir.

Konu hakkında resmi makam olarak sadece Rize Ticaret Borsasınca ‘’çayın ithal olduğu, kaçak olmadığı’’ açıklaması yapıldı.

Günler sonra çayı ithal eden firma adına HMK Tütüncülük Limitet Şirketi yetkilisi Ahmet Ercel açıklamada bulundu. Fakat yaptığı açıklama konu hakkında daha çok bilinmeyenleri çağrıştırdı.

Bu güne kadar kamuoyunu tatmin eden bir açıklama yapılmış olmadığından, konu hakkında spekülasyonları ortadan kaldıracak detaylı ve aşağıdaki soruların yanıtı tüm yetkili ve sorumlu kurumlardan açıklanma beklenmektedir.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, çay konusunda aşağıdaki bilgileri vermek gerekmektedir.

Bilindiği üzere Çay-Kur 233 sayılı KHK ile tüzel kişiliği olan, sermayesi ile sorumlu, İktisadi Devlet Teşekkülüdür. 05 Şubat 2017 tarih ve 2997 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanan, 2017/ 9756 sayılı karar ile Türkiye Varlık Fonuna devredildi.

 

 

ÇAY-KUR’un 2019 yılı faaliyet raporunda;

 

 

Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması ve Avrupa Birliği ile gerçekleştirilen, Gümrük Birliği Kararı, ülke içinde uygulanan İç Pazar Anlaşması üç önemli konuda yeni kısıtlama getirmiştir. Tarımsal Destekleme, Pazar Girişi ve İhracat Rekabeti konusudur.

Pazar girişi kavramı diğer bir ifade ile ‘’ ithalat koruması ‘’ anlamına gelmektedir. Anlaşmaya imza koyan ülkeler ( Türkiye imzalamıştır ) tarife dışı engelleri gümrük vergisine dönüştürmeye ve benzeri yeni engeller uygulamamaya razı olmuşlardır. Bu duruma göre gümrüklerde, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelere göre farklılık gösteren oranlarda indirim yapılacaktır. Anlaşma 1995 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye 2004 yılına kadar ( genel )ortalama % 24 lük bir indirim, her bir ürün içinde en az % 10 luk indirim taahhüt etmiştir. Buna bağlı olarak çayda her yıl % 10 luk bir taahhüdü bulunmaktadır.

1994 yılından geçerli olmak üzere, çay için 2004 yılında tarife indirimleri gereği en çok % 168 olabilirdi.

1996 yılına kadar çay ithalatında kg başına 3.00 USD fon ve % 10 vergi alınırken Gümrük Birliği sürecini müteakip fonlar kaldırıldığından malın esas bedeli üzerinden % 145 vergi alınması ön görülmüştür. Öte taraftan sınır kapılarından giren tırlar ile kişi başına getirilmesi gerekenin çok üzerinde çay ülkemize girmeğe devam etmektedir. Tüketilen yabancı menşeli çayların % 90 ı vergisiz ve gayrı resmi yollardan bu şekilde yurda sokulmaktadır.

Yurda sokulan kaçak çaylara gümrük kapılarında el konulup gümrük depolarına stoklanan çayların Tasiş Genel Müdürlüğünce ihaleyle satılması neticesinde elde edilen faturalar gösterilerek meşrulaştırılmaktadır. Yakalanan kaçak çayların yeniden ihale yolu ile satışı yerine imha edilmesi için Çay-Kur girişimlerini aralıksız sürdürmektedir.

Gümrük Birliği Kararı ve DTÖ Tarım Anlaşması kapsamı içinde çay sektörünü yakından ilgilendiren husus; fonun kaldırılması ve gümrük vergisinin dolar cinsinden çok özel olarak belirlenmesi yerine, oransal olarak belirlenmesi esas alınmasıdır.

 

 

Yürürlükteki ithalat rejimi kararı çerçevesinde bugün Türkiye’de çay ithalatı serbest olup tüm ülkeler için % 145 oranında Gümrük Vergisi uygulamasına devam edilmektedir.

Bu vergi dönüşümün ithalat üzerine etkisi; İran üzerinden gümrük vergisinden kaçınmak amacıyla olağan dışı düşük fiyatlarla ithal edilen çaya gerekli tedbirlerin alınması zorunludur. Bu konunun araştırılması için İthalat Genel Müdürlüğü tarafından 7.10.1999 tarih ve 53237 Sayılı yazı ile Gümrük Müsteşarlığına bilgi verildiği öğrenilmiştir. Konunun üzerinde hassasiyetle durulması gerekmektedir.

Diğer taraftan 1/ 98 sayılı Türkiye- AB Ortaklık Konseyi Kararı çerçevesinde 29.12.1998 tarihli 97/10467 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren ‘’ Avrupa Topluluğu Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulaması Hakkında Karar’’ uyarınca AB’den 200 ton çay ithalatı yapılmasına imkân tanınmıştır. Bu imkân üzerinden % 45 oranında gümrük vergisi uygulanmak üzere tarife kontenjanı açılmıştır. AB üyeliğine kadar sürecektir.

Çay ithalatında yaşanan sorunlar, Çay-Kur tarafından yazılı olarak devletin ilgili makamlarına yazılı olarak bildirilmektedir. Tedbirler alındıkça, ithalatçı firmalar, gümrük mevzuatını zorlayıp, zaman, zaman da, mahkemeye düşük değerlerle çay ithalatı yapma girişiminde bulunmaktadır. Bu durum Türk çay sektörünü olumsuz etkilemekte, vergi kaybına yol açmaktadır.

21 Temmuz 2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Trabzon Gümrüğü ve Rize Çay İhtisas Gümrüğünün kurulması da sorunu çözemediği anlaşılmaktadır.

2019 yılı faaliyet raporunda; Çay-Kur’un, yıllar itibariyle yurt dışı satış miktarı ( ton )

2015 yılında 5.004

2016 yılında 5.500

2017 yılında 870

2018 yılında 1.512

2019 yılında 2.662

Yukarıdaki tabloya bakıldığında yurt dışı ihracatımız( 2015-2016) yılı ihracat rakamlarının yarısı kadar 2019 yılında ihracat yapabilmişiz. Bunun nedeni raporda şöyle açıklanmaktadır;

Diğer üretici ülkelere göre çay ihraç etme şansı oldukça azdır. İhracatta fiyat engelinin yanında, kalite konusunda da sorunlar mevcuttur. Kalite konusunun halledilmesi, hammadde kalitesinin ıslahı ile tarımsal projelere ve teknolojideki eksikliklerin giderilmesine bağlıdır

 

Not: ayrıca, ihracattaki düşüşün araştırılması gerekmektedir.

 

Ürün Taklitlerine Karşı Mücadele

 

Bazı özel sektör işletmecileri genel olarak uygun standartlarda üretim yapmadığından pazarda yeterince tutunamamakta, dolaysıyla Çay kur’un ambalajlarının birçoğunu, renk ve tasarım olarak taklit edip piyasada büyük ölçüde haksız rekabete rol açmakta ve vergi kaybına neden olmaktadır.

Haksız rekabete kalkışan firmalar hakkında Çay kur tarafından dava açılmaktadır. Piyasa araştırması kapsamında sahte ve taklit çaylarla mücadele Çay kur personeli ile edilmektedir.

Yukarıda kısaca değinilen Çay-Kur’un2019 yılı faaliyet ve denetim de belirtilen rakamlara çok kısa bir özet yapmak gerekirse:

 

Genel Yönetim Giderleri;

 

1 ocak-31 Aralık 2019 yılı yönetim gideri 3.224.384 tl,

1 ocak-31 Aralık 2018 yılı yönetim gideri 1.963.235 tl

Alacaklar

Yurt içi alacaklar; 2019 yılı-217.759.878 tl, 2018 yılı alacak;1.698.998 tl

Stok

Tasnifli çay: 2019 yılında 2.610.622.654 tl 2018 yılında 1.718.751.093 tl’lik stok bulunmakta

Paketli çay: 2019 yılında 92.668.377 tl 2018 yılında 211.390.889 tl’ lik stok bulunmakta

Yarı Mamul stok

Tasnifli çay: 2019 yılında 118.395.990 kg 2018 yılında 92.664.934 kg

Paketli çay : 2019 yılında 4.113.999 kg 2018 yılında 10.643.618 kg

Borç

Personele borç; 2019 yılında 25.599.787 tl 2018 yılında 6.541.524 tl

Ödenecek vergi; 2019 yılında 47.188.648 tl 2018 yılında 12.842.352 tl

İlan reklam gideri ; 2019 yılında 36.385.906 2018 yılında 30.835.731 tl

Denetim Raporuna göre:

Zarar

2019 yılı dönem zararı, 733.528.821 tl olmuştur. Ve şu not dikkat çekicidir.

Finans tablolarda dikkat çeken bu husus, kurumun sürekliliğini devam ettirme kabiliyetine ilişkin ciddi şüphe oluşturabilecek önemli belirsizliğin mevcut olduğunu göstermektedir

Yıllara göre kar ve zarar tablosu(bin tl)

Kar: 2004 yılında-24.061, 2005 yılında 50.23, 2006 yılında 32.258, 20 07 yılında 9.677,

2014 yılında 12.062 , 2015 yılında 22.671 , 2016 yılında 82.124,

Zarar: 2017 yılında 267.742 , 2018 yılında 657.086 , 2019 yılında 635.093

 

Yetkili Kurumlar

 

Çay özelinde doğrudan veya dolaylı olarak çok sayıda kamu kurum ve kuruluşlar bulunmaktadır. Bunlar; Tarım ve Orman Bakanlığı: 26 Eylül 2008 tarih ve 27009 sayılı resmi gazetede yayınlanan’’ Gıda Güvenliği ve Kalitesi denetimi ‘’ yönetmeliği ile görev yapmaktadır.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı: 640 sayılı K.H.K ile kurulup, Bünyesinde örgütlenmiş birimler ile,5607 sayılı ‘’kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’’ ve 4458 sayılı ‘’ Gümrük Kanunu’’ kapsamında görevlidir.

5393 sayılı Belediye kanunu.

Dolaylı olarak ise Valilik makamı görevlidir.

Çay ve gıda maddelerin saha denetimi ve laboratuvar kalite kontrolü Tarım ve Orman Bakanlığının aslı görevleri arasındadır. Bu hizmeti Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulu laboratuvar ve saha denetim elemanları ile yürütür. Ayrıca Bakanlık tarafından sertifikalandırılmış laboratuvarlar gıda analizleri yapabilirler.

6.Haziran 2020 tarihinden bugüne kadar, İran üzerinden tır ile getirilen menşei belirsiz çay konusunda aşağıdaki sorular acilen cevap beklemektedir. Bu soruları ülke ekonomisi ve üreticilerin yararına olacağı için sorma gereğini duyuyoruz.

-İthalat Genel Müdürlüğünün 7.10.1999 yılında 53237 sayılı yazı ile Gümrük Müsteşarlığına gönderdiği yazı hakkında ne gibi işlem yapılmıştır.

– İran üzerinden Rize özel İhtisas Çay gümrüğüne geliş güzergâhı dışında, İkizdere mevkiinde kaza yapması, İran’ getirildiği ileri sürülen çay, neden belirlenen güzergâh dışında taşındığı henüz açıklık kazanılmamış olmasının gerekçesi nedir?

– Konu ile HMK firması adına açıklama yapan Ahmet Ecel, Gümrüklerde ihaleye giren en küçük firma olduklarını belirtmiştir. Gümrüklerde ihale yapılan çay, ISO 3720 ve Gıda Kodeksine uygun mudur?

– Çay-Kur faaliyet raporunda da belirttiği üzere ‘’ imha ‘’ edilmesini istemesi kaçak çayların var olan mevzuatlara uymadığı anlaşılmaktadır. Dolaysıyla, Çay-kur’un ve ülkenin zararına olan ihale neden yapılmaktadır?

– Çay-Kur faaliyet raporunda, ambalaj taklitlerini önlemek için, kendi ürünleri için haksız rekabeti önlemek için 5 bin işyerinde inceleme bulunduğunu belirtmekte. Mahkeme sonuçları na göre yasal eksiklikler nedir? Ne zaman yasal düzenleme ile eksiklikler giderilecektir?

-Avrupa Birliğine girmeden önce Avrupa Gümrük birliğine girmiş olmamız, her yönüyle aleyhimize olduğu gerçeğinden hareketle; Avrupa Birliğine girmemiz uzak bir olasılık iken, ekonomik zararımızı giderecek bir düzenleme mümkün müdür? Ne yapılması planlanmaktadır?

– Faaliyet raporlarından anlaşılacağı üzere, gümrük kapılarındaki uygulamalarda sıkıntının büyüklüğü vurgulanmaktadır. Nasıl bir çare düşünülmektedir?

– Kaçak çay yıllardır sorun olmuştur. Gümrük depolarına alınan çaylar, vergi kaçakçılığına zemin hazırladığı faaliyet raporunda vurgu yapılmaktadır. Soruna çözüm için çalışmalar var mıdır?

– Ayrıca, Serbest bölgeler ve organize bölgelerde, çok farklı yöntemlerle yasa dışı faaliyet ( ihracat yapmış gibi yapıp, iç tüketimde satmak

-Kaçak çayların değerini çok düşük bildirerek % 145 oranında vergi vermeden çok daha ucuza mal edip piyasaya ‘’açık çay ‘’olarak satıldığı iddia edilmesinin doğruluk payı var mıdır?

-Rize çay ihtisas Gümrüğünde çay analizleri yapabilecek laboratuvar var mı? İkizdere’de konu edilen çayın analizi yapıldı mı? Kamuoyu neden bilgilendirilmiyor?

– Tarım ve Orman Bakanlığı, laboratuvarında boya tespit ettiği boyalı çaylara ilişkin yaptığı yasal yaptırımları açıklamalı. Sadece para cezası mı veriyor, yoksa üretim yerindeki boyalı çayları imha ediyor mu?

-İnternet üzerinden satışı yapılan çaylar denetleniyor mu?

-Özel sektörün kontrolü, denetimi, sadece Çay-Kur ile mümkün olamayacağı açıktır. Asıl görevi güvenli gıda denetimi olan Tarım ve Orman Bakanlığı yetersiz olduğu da anlaşılmıştır. Buna göre tüketicilere en yakın devlet organı olan belediyeler ile işbirliği kaçınılmaz gözükmektedir. Geçmişte olumlu örnekleri yaşanmıştır.

– Yukarıdaki soruların yanıtını 24 Nisan 2004 tarihli 4982 sayılı ‘’ Bilgi edinme yasası’’ kapsamında ilgililerden bekliyoruz.