Irak ve Suriye Türkleri ile Batı’nın haçlı ruhu

Irak ve Suriye Türkleri ile Batı’nın haçlı ruhu
21 Ekim 2014 10:14

Öncelikle bir gerçeğin tespitini ortaya koyalım ki, Anadolu coğrafyasında ve Ortadoğu’da Türkmen diye bir Türk boyu yoktur ve bunların hepsi Türkoğlu Türk’tür.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Başka bir Türk boyu olan Türkmenlerin bağımsız Türkmenistan devletinde yaşadıklarını anımsattıktan sonra neden Irak ve Suriye’de yaşayan Türklere Türkmen denildiğinin yanıtına geçebiliriz.

 

Evet, bu bir kurnaz ve kibirli İngiliz oyunudur.

 

Irak ve Suriye’deki Türklere Türkmen adını takan hilebaz İngiliz ruhudur.

 

Neden?

 

Irak ve Suriye’de yaşayan Türklerin Türklüklerini tamamen yadsıyamadıkları ve mızrak çuvala sığmadığı için, hiç olmazsa bir derece daha Anadolu Türklüğüne uzak olduklarını gösterip böylece bağları gevşetmek veya koparmak adına suni olarak Türkmen adı takılmıştır; İngiliz kurnazlığı sayesinde.

 

Batının Haçlı ruhu her zaman Türk’ün sıçrayışından korkmaktadır.

 

Böyle bir tepki Haçlı ruhuna yüzyılların ötesinden taşınarak aşılanmıştır.

 

Batı dünyasının Haçlı ruhu ile yüz yıldan fazla zaman dilimi içinde Müslüman Doğu alemine saldırılarını kanını oluk oluk akıtan Anadolu Selçuklu Devleti Türklerinin eşsiz kahramanlığını ve bu hayasızca akınları önleyişini unutmamışlar, bilinçdışlarına(bilinçaltı) tarihsel miras olarak kazımışlardır.

 

Ve Osmanlı Türklüğü’nün Haçlı ruhunu Yeniçağ boyunca ezmesi nesiller boyu onların genetik kodlarında da yer almasını sağlamıştır.

 

Birinci Dünya Savaşı’nda ve ‘’İstiklal Harbi’’n de Haçlı ruhunu Türk milleti’nin deliğe süpürmesi onlar için unutulabilecek kolay olaylar değildir.

 

Bu nedenle dünya coğrafyasının neresinde olursa olsun Türk milletinin hafif kıpırdaması Haçlı Batı’yı her zaman derin endişelere sevk etmektedir.

 

Bu yazıyı yazmama neden olan olaylar çağrışımı, ABD’nin son günlerde IŞİD’e karşı Kobani’yi koruma adına PYD’ye yaptığı silah yardımı ile daha önce Irak’da zulme uğrayan Türkler, Türkiye’ye sığınmak istediklerinde pasaportunuz yok bahanesi ile Türk karşıtı Recep Erdoğan ve güruhu tarafından içeriye alınmayarak çok sistemli bir şekilde IŞİD teröristlerinin insafına bırakılarak kitlesel halde katliama uğratılmalarıdır.

 

Bugün Kobani’ye karadan birliklerinizi sokarak oradaki Kürtleri kurtarın diyen ABD ve Haçlı Batı ruhu Irak’da Türkler kitleler halinde katledilirken dillerini dahi kıpırdatmıyorlardı.

 

İşte bu tarihsel Türk korkusundan(fobi) başka bir şey olmayan bir Haçlı ruhudur.

 

2003 senesinde ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra oradaki Türkler planlı ve sistemli bir katliama uğratılmışlar; yerlerinden yurtlarından uzaklaştırılmışlar ve her biri bütün tarihsel mirasıyla, etnik çoğunluğu ile Türk kentleri olan Telafer, Kerkük, Musul Kürtler ve Araplar’ın sistemli göçleri ile nüfus çoğunluğu diğer etnik grupların eline geçmiştir.

 

Bu şehirlere en çok Kürt nüfus yerleştirilmiş ABD ve onun piyonu Barzani tarafından ve bu yapılırken de Türkler hep katliama uğratılmıştır.

 

Türkler katledilirken ABD ve Haçlı Batı yok ama Kürtler IŞİD tarafından katledilip yerlerinden yurtlarından sürülürken feveran etmektedirler.

 

Neden böyle yapıyorlar?

 

Çünkü stratejik çıkarları bunu gerektiriyor.

 

Evet, Irak ve Suriye’deki Türkler soykırım(jenosit) ile tamamen yok edilecek ama o bölgede daha sonraki yıllarda kullanmak üzere denize bir koridorla açılmış Kürdistan devleti kurulması adına ABD ve Haçlı Batı bunu böyle yapıyor.

 

Çünkü ABD ve Haçlı Batı şunu çok iyi biliyor ve stratejik planlamalarını ona göre yapmışlar ki, Irak ve Suriye’deki Türklerin varlığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Anadolu Türklüğü’nün güvenliği için bizim milli davamız olan Kıbrıs kadar hatta bana göre ondan daha da önemlidir.

 

Güney sınırlarımızda Anadolu’nun güvenliği Irak ve Suriye’de Türklerin yaşadığı bölgelerden başlar.

 

Hemen belirtelim ki Irak ve Suriye’deki Türkler Recep Erdoğan yönetiminde bugüne kadar uzanan on iki yıllık zaman dilimi içinde çok sistemli ve seri halde jenoside(soykırım tabi tutulmuştur.

 

ABD Türkiye’de iktidara taşımak istedikleri piyonlarına bir koşul olarak da Irak ve Suriye Türklerini azaltıp yok etme projesini mutlaka önüne koymuştur.

 

ABD’nin işbirlikçisi ve taşeronu Recep Erdoğan’ın Irak ve Suriye’de yaşayan iki milyon civarındaki neidüğü belirsiz ve bugün başımıza bela olan sorunlu unsurları sınırımızdan içeri alıp fakir halkın parası ile beslerken IŞİD’in katliamından kaçıp orada yaşayan Türkleri teröristlerin ölüm makinelerine teslim etmesinin siz bir tesadüf olduğunu mu sanıyorsunuz?

 

Bunun tamamen ABD’nin Recep Erdoğan’ın önüne koyduğu bir talimattan başka bir şey olduğunu mu sanıyorsunuz?

 

ABD emperyalist ülke olarak gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde iktidara getirdiği tüm piyonlarına böyle çıkarları için talimatlar koymaktadır.

 

İşte bu katmerli bir Haçlı ruhudur.

 

ABD’nin darbe finansörü spekülatör George Soros Türkiye’nin en iyi ihraç ürününün ordusu olduğunu söyleyerek emperyalist Haçlı Batı’nın ülkemizden beklentisinin ne olduğunu ortaya koymuştu.

 

Soros 2003 senesinde Sabancı Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Türkiye ile Arjantin’i karşılaştırmasını isteyenlere ‘’Türkiye’nin Arjantinden tek farkı stratejik pozisyonudur.Bu stratejik pozisyona bağlı olarak Türkiye’nin en iyi ihracat ürünü ordusudur’’ demişti.

 

Bu ve benzeri uygulamalar Batı’nın Türk milletine karşı her zaman Haçlı ruhu ile işbaşında olduğunun en açık göstergeleridir.

 

PYD denilen terör örgütü PKK’nın Suriye’deki bir koludur ve ABD bugün itibari ile bunlara yoğun bir şekilde uçaklarla silah ve mühimmat yardımı yapmaktadır.

 

Şundan kuşkunuz olmasın ki bu silahların önemli bir kısmı da PKK’nın eline verilmektedir.

 

Ve PYD IŞİD’e karşı Kobani’yi kurtarıp hedefe ulaştıktan sonra ABD’nin kendilerine ve dolayısı ile PKK’ya verdikleri silahları Türk askerine karşı kullanacaklarından sakın kuşku duymayın.

 

Recep Erdoğan’ın çırağı Ahmet Davutoğlu ‘’Suruç ile Kobani’nin kaderi aynıdır’’ sözü gerçekten esef verici bir cahilliktir.

 

Kobani bizi hiçbir şekilde ilgilendirmemektedir.

 

Irak ve Suriye’de yaşayan Türkleri teröristlerin katliamına bırakan bir Türkiye’nin Kobani ile ne ilgisi olabilir.

 

Zaten Kobani’nin tüm nüfusu ki büyük çoğunluğu Kürtlerden oluşuyor; Türkiye’ye yerleşti ve her şeyimize ortak oldu.

 

Kobani’ye başka ne tür yardım edilebilir?

 

Öncelikle savaşması gereken orada yaşayan Kürtlerin yerine Mehmetçik mi gidecek?

 

Alavere dalavere Türk Mehmetçik savaşa.

 

Haçlı Batı ve onların piyonları bununla da Anadolu Türklüğünü kamuflaj yoluyla soykırıma tabi tutmak istiyorlar.

 

Osmanlı Anadolu Türklüğünün kanını oluk oluk Arap ve Kürtleri korumak için Arap çöllerine akıttı.

 

Yok bir daha öyle enayilik.

 

Kimin coğrafyası işgal edilmişse oranın halkı savaşıp topraklarını kurtarma adına kanlarını dökmelidirler.

 

Kobani’nin Türkiye’ye göç etmiş Kürdü veya Arabı ekmek elden su gölden misali elense edip yatacak örneğin Erzurumlu, Edirneli, Trabzonlu Mehmetçik’de gidip onun vatanını kurtarmak için kanını döküp canını verecek.

 

Yok ya.

 

Biz Atatürk’ün kurduğu ulus devlet anlayışıyla milli sınırlarımız içinde sadece kendi vatanımızı koruruz.

 

Yemen Türküsü’nün kor ateşi hala daha yüreklerimizi dağlamaktadır.

 

Bu beyler hala daha akıllanıp deneyim sahibi olmadılar.

 

Evet, yineliyorum, PYD Kobani’ye hakimiyetini IŞİD’e karşı tam tesis ettikten sonra terör eylemlerini PKK ile birlikte Türkiye’ye karşı yoğun bir şekilde kullanacaklardır.

 

Bu süreçten sonra PYD ve PKK teröristleri Türkoğlu Türk Mehmetçiği seri halde katletmeye devam edeceklerdir.

 

Bu alçak teröristlerin Türk düşmanlıkları genlerinde var.

 

Genlerindeki Türk düşmanlığı DNA’larını biyolojik yöntemlerle dahi temizleyip atamazsınız.

 

Kobani için on binlerce elikanlı terör örgütü PKK terörist ve sempatizan zibidisi, Türkiye’nin sokaklarını işgal edip her tarafı yakıp yıkıp yağmalamasını daha birkaç gün öncesine kadar hep birlikte acı içinde seyretmedik mi televizyonlarda?

 

Ve yine bu esnada soysuz terörist alçakların polislerimizi şehit etmelerini ıstırap içinde hep birlikte tanık olmadık mı?

 

Türkiye’nin Kobani diye bir sorunu yoktur ama Recep Erdoğan’ın radikal dinci teröristleri desteklemesi sonucunda son üç yıl içinde Irak ve Suriye’den gelen kaliteden yoksun kitlesel haldeki unsurların oluşturduğu kriminal olaylar, ekonomik ve sosyal olaylar ile kültürel kirlenme sorunları dağ gibi önümüzde durmaktadır.

 

Irak ve Suriye’de yaşayan Türklerin can havliyle sığındıkları Türkiye’ye kabul edilmediği bir konjonktürde hiçbir kirli grubun işi olamaz ülkemizde.

 

Bir iktidar değişikliğinde her türlü dengemizi altüst eden bu göçmen iki milyon yabancı, ülkelerine muhakkak iade edilmelidir; vatandaşlık hakkını elde edenler dahil.

 

ABD ve ileri Batı Avrupa ülkeleri iki milyon kirli nüfusu ülkemize kabul ettiğimiz için bize kıçları ile gülüyorlar.

 

İşte Haçlı Batı ve ABD Kobani’ye yardım edin diye Türkiye’ye dayatma yaparken iki milyon kirli nüfustan bir kişi dahi ülkelerine kabul etmişler mi?

 

Hayır.

 

Çünkü onlar şark zihniyeti politikalarımız nedeni ile başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülke halklarını aptal olarak görmektedirler.

 

Beş yüz bin problemli insan Turgut Özal döneminde merhamet adına sınırlarımızdan içeri girdi ve daha sonraki yıllarda katmerli terör olarak bize dönüş yaptı.

 

Şimdi ABD işbirlikçisi ve taşeronu sayesinde iki milyon problemli insan sınırlarımızdan içeri girdi ki bunlar sağlıklı bir şekilde tümden ülkelerine iade edilmezse başta terör olmak üzere her çeşit problem kaynağı olarak bize gelecek yıllarda daha yoğun olarak problemler bombası olarak dönüş yapacaktır.

 

Irak ve Suriye’deki Türkler Türkiye’yi kendi Özvatanları gibi bilmektedirler.

 

Eğer bu Türkler IŞİD denilen katil sürüsünün insafına terk edilmeyip sınırlarımızdan içeri alınıp belli bölgelere yerleştirilseydi bırakın problem olmayı ülke güvenliğimiz için fevkalede bir iş olurdu.

 

Bir ara IŞİD’e karşı mücadele eden elikanlı PKK’nın ikiz kardeşi PYD teröristlerine eğitim verin diye ABD ve Haçlı Batı bastırdı ve aynı baskıyı devam ettirdiğinden de zerre kadar kuşkum yok.

 

Çünkü bu baskıyı yapan devletlerin elinde baskı yapılan zat-ı muhteremin tüm açıklarının kanıtları bulunmaktadır.

 

Benim bu AKP hükümetinin hiçbir politikasına asla güvenim yoktur.

 

Hele Recep Erdoğan işinde ve tepede oturduğu sürece bu güven hiç oluşmaz.

 

Ama Türk ordusundan beklediğimiz devletimizi yok edici böyle bir intihara girişmeyeceğidir.

 

Türk ordusunun yapacağı bir şey var.

 

O da Irak ve Suriye Türklerini çok sayıda ve en iyi şekilde eğiterek hem onların hem de Türkiye’nin güvenliğini Ortadoğu coğrafyasında garantiye almak olmalıdır.

 

Bu öneri ile tarihe bir not düşmek istedim.

 

Irak ve Suriye’de yaşayan Türklerle ilgili bu stratejik öneri şimdi yapılmazsa bile ilerde kurulacak yüzde yüz milli hükümetler tarafından muhakkak yerine getirilecektir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti adam gibi elbette yönetilecektir.

 

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!