İnce ile Akşener’in arası iyi değil

İnce ile Akşener’in arası iyi değil
7 Haziran 2018 17:30

Ben aslında şu anda Erdoğan’ın, “Ben ordunun paşasıyım, başkomutanıyım” sözlerine çok sinirlenmekle meşgulüm.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Ama kalemim başlıktaki konuyu yazmalı.
Zira sinirlenmekle değişim olmuyor.

 
Akıl ile ilerlemek zorunluluğu var, yoksa hayat geçit vermiyor.

 
Bu kapsamda da Muharrem İnce ile Meral Akşener’in arasının iyi olmaması Cumhuriyetçiler açısından bir risk.

 
Şöyle ki…

 
Meral Akşener’e akşam FOV TV’de canlı yayında soruları yanıtlarken, programın sonunda adayları birer kelime ile betimlemesi istendi.

 
Akşener, Karamollaoğlu için, “Bilge lider” dedi, Kılıçdaroğlu için, “Sabırlı” dedi, Demirtaş için, “Genç” dedi, ki, Demirtaş için kullandığı bu ifadedeki sevgi ve sempatiye de dikkat çekmek isterim, sıra ama Muharrem İnce’ye gelince, onun için, “Heyecanlı” dedi.

 
Tabii, heyecanlı olmak kötü birşey değil ama hem Meral Akşener’in geçmişteki bazı ifade ve tutumlarından biliyorum Muharrem İnce’ye karşı eleştirel olduğunu hem de akşam İnce için, “heyecanlı” derken İnce için yüz ifadesi daha ziyade olumsuza yakındı.

 
Ki, Meral Akşener’in Muharrem İnce’ye tepkili olduğunun son emaresi, Muharrem İnce canlı yayınlarda başkanlıktan parlamenter sisteme geçiş için 2 sene lazım olduğunu söylemesinden ve bu sürede başkanlık yetkilerini kullanacağını açıklamasından sonra hemen Kılıçdaroğlu’ndan randevu isteyerek, ittifak partilerinin parlamenter sisteme geçişin en kısa sürede olması ve detaylı zaman takvimi hazırlamalarını talep etmesi idi.

 
Ki, buna Kılıçdaroğlu çok olumlu bir yanıt verdi ve hatta Akşener ile görüşmesinden sonra basın toplantısında, “Çok keyifli konularda idi görüşmemiz” dedi.

 
Bu noktada şunu söylemek lazım ki, ittifakın motoru CHP’de Kılıçdaroğlu.

 
Meral Akşener tarafından kabul gören asıl kişi de Kılıçdaroğlu.

 
Temel Karamollaoğlu zaten gerçekten bilgece birisi.

 
Kılıçdaroğlu hırslarını kontrol etmeyi çok iyi bilen birisi ve çok kontrollü.

 
Ki, kendisi zaten aday değil ve bu anlamda da Meral Akşener’i bir rakip olarak tahrik edecek bir özelliği yok.

 
Ancak görülen şu ki, Meral Akşener hem rakibi olarak iddialı olduğu için hem de Muharrem İnce’yi hırslı gördüğü, parlamenter sisteme geçmekten ziyade, başkanlık yetkilerini kullanmak isteyeceğini düşündüğü için İnce ile arasındaki frekans daha olumsuz.

 
Biraz da kendisini İnce’den daha yaşlı ve tecrübeli görüyor ve o nedenle de Muharrem İnce, “Meral Akşener ikinci tura kalırsa onun için çalışırım” demiş olmasına rağmen Akşener böyle bir şey demedi.

 
Şimdi, Muharrem İnce elbette ki seçimi almak isteyecek.

 
Ancak ilerde seçimde muhalefet oyları arttığında muhalefet içindeki rekabet dalgaları güçlendiğinde, çatırdamalar olabilir.

 
Ve, biz şu anda Türkiye olarak, Cumhuriyetçiler olarak muhalefet içindeki bir çatırdamayı kaldıracak durumda değiliz.

 
Zira, mesela parlamento alınsa bile, Erdoğan başkan olarak seçildiğinde elindeki tüm yetkileri zorlayarak o seçimi iptal ettirebilir.

 
Ayrıca Erdoğan muhaliflerin arasındaki kötü dalgalardan istifade edebilir.

 
Benim önerim şudur ki, gerek Muharrem İnce, gerek Meral Akşener kendilerini çok ince bir psikolojik menejmente bırakmaktan geri durmamalı.

 
Bunun için gerekirse profesyonel destek alınmalı.

 
Bunun adına refleksiyon deniyor.

 
Yani, bir süreçte ortaya çıkabilecek olumsuzlukların kendi içindeki psikolojik kaynağını görerek, yansıtarak, onları yönetip, onların kurbanı olmama durumu.

 
Muhalefet vatan için her şeye çok dikkat etmeli.

 
Bu benim vatandaş olarak da talebim onlardan.

 
Bu arada…

 
Erdoğan, “Ordunun paşasıyım, başkomutanıyım, 2. Ordu komutanı beni tabii alkışlayacak” diyor ya.

 
AKP’nin genel başkanı, AKP için oy istiyor, bunu yaparken ana muhalefetin lideri ile dalga geçiyor, komutan onu alkışlıyor, sonra da ordunun başkomutanıyım diyor.

 
O halde ordu AKP’nin ordusu. Öyle mi?

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan