İnatla susuyor

İnatla susuyor
10 Şubat 2016 17:30

Atatürk resminin duvardan indirilmesi konusunu hala anlamadık.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Aylin Nazlıaka’nın dün Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şunlar seçiliyordu…

 
1-Necati Yılmaz’ın odasında Atatürk resmi yoktu

 
2-Sordum, Necati Yılmaz, “dışarı astım” dedi

 
Yani, Aylin Nazlıaka’nın açıklamasına göre de, indirilen bir Atatürk resmi yok, odanın içinde değil, dışına asılan bir Atatürk fotoğrafı var.

 
Odanın dışı neresi olabilir?

 
Bunu vallahi Necati Yılmaz’ın odasında görevli danışmana sordum bugün.

 
“Atatürk resmi bizim odanın içinde duruyor ve hep oradaydı” dedi.

 
“Aylin Hanım dün Twitter’da, “Necati Yılmaz, Atatürk fotoğrafını dışarıya astığını söyledi” diyordu” deyince de asabileşti..

 
“Bunu Aylin Hanım’a sorun” dedi.

 
Sözlerinden çıkan sonuç Aylin Nazlıaka’nın açıklamasını yalan olarak gördükleri.

 
İyi de bir insan bu kadar da yalan söyler mi?

 
Öte yandan Atatürk fotoğrafının duvardan indirilmesi konusunu ilk gündeme taşıyan gazeteci-yazar Tallat Atilla’nın dün gece Teke-Tek programında, “Bir değil, üç CHP’li vekil Atatürk resmini duvardan indirdi” şeklinde çok iddialı konuştuğunu bugün okuduk.

 
Bu durumda ortalık tamamen arap saçı.

 
Ve, böyle bir durumda CHP’nin Genel Başkanının çıkıp, parti adına bir açıklama yapması gerekir.

 
Kılıçdaroğlu ama inatla susuyıor.

 
Ne yalan diyor, ne doğru.

 
Oysa şunu açıklaması gerekir…

 
“CHP’li hiçbir vekil Atatürk fotoğrafını duvarından indirmemiştir.”

 
Veya, “Şu vekil Atatürk resmini indirmiştir”

 
Veya, “Gazeteci Tallat Atilla kafasından çıkarıyor bunları, söyleidikleri doğru değil.”

 
Veya da, “Aylin Hanım bana şunu şunu dedi ama sonra ben onun doğruyu söylemediğini şu şekilde anladım.”

 
Ama Kılıçdaroğlu güya kimseyi muhatap almıyor gibi tepeden bir tavırla aslında olan biteninin saklı kalmasını istiyor gibi bir izlenim doğuruyor bende.

 
İnatla susarak, kamuoyunda “Aylin Nazlıaka yalancıdır” hükmünün kesilmesine zemin oluşturmaya çalışıyor sanki.

 
Bu arada bir de…

 
Geçen hafta eğer Halkın Habercisi yazarı ve 22. Dönem Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan yazmasaydı haberimiz olmayacaktı.

 
Kılıçdaroğlu’nun İstanbul 2. Bölge’nin en tepesine şak diye yerleştirdiği kontenjandan milletvekili ve Diyarbakır’a Ermenice isim takan Selina Doğan’ın kocası meğer…

 
1-Atatürk’ü soykırımcılıkla suçluyormuş

 
2-Türkiye’yi soykırımcılık suçlaması ile Lahey Adalet Divanı’na şikayet etmiş

 
3-Soykırım iddialarının tanınması için uluslararası mahkemelerde değişik yollarla soykırım kararı çıkarmaya çalışmış

 
4-Zirve yayınevi katliamı davasının Ergenekon davası ile birşeştirilmesi için yoğun çaba göstermiş, yani TSK subaylarının bu komplodan ceza almasını sağlamak için yoğun mesai sarf etmiş.

 
İbrahim Özdoğan’ın bu yazısı (4 Şubat tarihli) bomba gibi bir yazıydı ve kamuoyu tarafından çok yoğun biçimde okundu.

 
Şimdi ben bir de şunu merak ediyorum…

 
Sayın Kılıçdaroğlu Selina Doğan’ı İstanbul 2. Bölge’nin en tepesine yerleştiriken kocasından haberdar değil miydi ve Selina Doğan’ın da kocası gibi düşünen bir zihin yapısına sahip olduğunu bilmiyor muydu?

 
Bunu tenezzül edip, açıklar mı acaba?

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan