Bu sabah erken saatlerde Alman polisi Almanya Dıyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin Almanya şubelerinde görevli imamlarının evlerine baskın yaparak, arama yaptı.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Bu haberi bugünkü Spiegel’de okudum.

 

 
Spiegel Almanya’nın en büyük ve prestijli siyasi gazetelerinden.

 

 
Alman polisi kısa adıyla DİTİB olan Dıyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne mensup imamların evlerini casusluk iddiasıyla aramış.

 

 
Alman polisi söz konusu imamların Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı adına Almanya’da casusluk yapmakla itham ediyor.

 
Şimdi bakın, olayın vahameti şu…

 

 
Alman polisinin evlerini casusluk iddiasıyla bastığı imamlar esasen Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mensubu sayılır.

 

 
Çünkü ait oldukları Almanya Dıyanet İşleri Türk İslam Birliği Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak çalışıyor, onun Almanya’daki uzantısı sayılıyor Almanya’da yaşayan Türkler tarafından.

 

 
Şimdi Alman polisi bu kuruluşun imamlarını Almanya’da yaşayan dini cemaat mensuplarını, Alman öğretmenleri ve Fethullah Gülen cemaati mensuplarını fişlemek ve Diyanet’e bildirmekle suçluyor.

 

 
Türkiye’nin geldiği duruma bakar mısınız…

 

 
1-Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı Almanya’da siyasi polis baskını yapılıyor
2-Gülen cemaaati Türkiye’ye karşı koruma altına alınıyor
3-Türk devletine Kaddafi muamelesi yapılıyor

 

 

 
“Bu bir üst akıl operasyonu, yok Türkiye’ye karşı operasyon” diyenler olacaksa, ki, olacak, bunu diyenler yalan söylüyor.

 

 
Almanya neden bilmem kaç elli senedir bu tür birşey yapmadı da, şimdi yapıyor?

 

 
Bunun ana cevabı şu…

 

 
Sahip olduğu siyasi yönetimin uygulamaları nedeniyle Türkiye’ye adeta faşist rejim muamelesi yapılıyor.

 

 
Türkiye’ye bu tür bir bakış Almanya’yı o hale getiriyor ki, Fethullah Gülen cemaatini koruma altına alıyor.

 

 
Normalde Alman devleti bu tür cemaatleri korumaz, hatta polisiye olarak takip eder.

 

 
Geçen gün de yazmıştım, Avusturya’da aynı konuda bir milletvekili basın konferansı yapmış ve, “Türk devleti Diyanet İşleri aracılığılı ile burada fişleme yapıyor” demişti.

 

 
Anlaşılıyor ki, bu olay AB çapına doğru ilerliyor ve Türkiye ile ilişkiler müzakare fasıllarının açılmadığı bir ülke olmaktan dahi çıkıp, aşağılanan ve faşist rejim muamelesi yapılan bir ülke mahiyeti almaya başlıyor.

 

 
Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef alan bir polis operasyon normalde, yani Türkiye’deki siyasi yönetime saygın olmayan bir yönetim muamelesi yapılıyor olmadan yapılamaz.

 

 
Bu konuları herkes ciddiye alsın ve ülkemizin saygınlığını yeniden tesis etmek için çaba sarfedilmesi gerektiği unutulmasın.

 
Not: Avrupa Konseyi İnsan Hakları Müfettişi Muiznieks imzalı ve bugün yayınlanan bir raporda, “Türkiye tehlikeli bir yolda. Sürekli uzatılan bir olağanüstü hal altında Erdoğan’ın kararnameleri ile yönetiliyor. Türkiye’de demokratik tartışma ortamı kalmadı, fikir özgürlüğü yok, nefret söylemi ve baskı ortamı var. Hükümete karşı eleştiriler aşağılanıyor, değersizleştirilyor ve eleştiri ortamı ortadan kaldırılıyor. Bu durumun düzeleceğine dair bir işaret de yok zira bu yönde bir politik istek yok siyasi yönetimde” deniyor
 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar