Kaç gündfür kafamın arkasında imza vermek vardı.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Hepsine, Karamollaoğlu, Akşener…. hepsi yani, kimin ihtiyacı varsa.

 
Ama Karamollaoğlu’na imza vermeyi bir parçacık daha çok istiyordum.

 
Hem onların aday olabilme gücü daha zayıf olduğu için.

 
Ama biraz da Temel Karamollaoğlu’nun bu süreçte kendini ön plana çıkarmadan, kızmadan, kapris yapmadan, kendi dediği olmadı diye ortalığı dağıtmadan, muhakkak sonuç almaya odaklı tutumundan dolayı illa ona imza vermek istiyordum.

 
Ki, siyasi olarak söyledikleri de kaliteli idi, ilkeli ve kişilikli olduğunu da görmüştüm bu süre içinde.

 
De, CHP’nin adaylık işi ön plandaydı, nerde imza vereceğimi bile düşünüp, bulacak akılda değildim.

 
Cuma günü arabayla ilerlerken bana yakın bir caddede sağ tarafta bir stand, Karamollaoğlu’nun fotoğrafı, insanlar vs. gördüm.

 
Zınk diye fren yaptım.

 
Hatta herkes korktu biraz, zira öyle fren yapılmaz.

 
Camı açtım, imza vermek istiyorum dedim.

 
Bir sürü güleryüzlü insan yanıma geldi.

 
Ki, bunların bir kısmının da İYİ Parti olduğunu anladım sonradan.

 
Yanda da onların standı vardı.

 
Arabadan kurtuldum hemen ve YSK idi orası ve aslında orayı zaten biliyordum, ikinci kata çıktım imza için.

 
Bir sürü insan vardı, hayatımda böylesine güzel bir seçim duygusunu ve beraber seçmen olduğun insanlara duyulan derin dostluk ve saygıyı ve ortak vatandaş olma hissini yaşadığımı şu anda hatırlamıyorum.

 
Birbirimize sevgiyle baktık.

 
Ben, “kaç kişiye imza verebilirim” şeklinde geri zekalı bir soru sordum.

 
Hani, ne biliim, aday olsun herkes diye herkese imza verilemez mi şeklinde.

 
Tabii, sadece bir kişiye oy verilebiliyor.

 
YSK görevlisi, “kim için imza” dedi.

 
Temel Karamollaoğlu için dedim.

 
“Emin misiniz?” dedi.

 
“Çok eminim” dedim.

 
“Son kararınız mı şeklinde” espri yaptı.

 
“İmza vermek için son kararım” dedim.

 
Sonra sordum, “Neden sordunuz?” diye.

 
Herkese soruyoruz dedi.

 
Aşağı indim, standakiler de kime imza verdiniz diye sbilmek istiyordu imzacılara zira YSK’ya güvenmiyorlardı, onlar da kayıt tutuyordu.

 
İYİ Partililer benim onlara imza verdiğimi sandı.

 
“Ben aslında CHP’liyim, hepinize imza vermek istiyorum ama siz SP’den daha güçlüsünüz, o nedenle SP’ye verdim” dedim.

 
İçtenlikle, dostlukla karşıladılar bu sözlerimi.

 
Bu arada şunu da söyleyeyim, İYİ Parti acaip bir çıkış yapabilir.

 
Zira şehirli merkez seçmene çok hitap ediyor gibi görünüyor.

 
Halkın içinden çok sayıda insanı katmış arasına gibi.

 
Facebook da da görüyorum şehirli halk arasında çok benimsendiklerini. (şehirli dediysem her şehirli aslında Anadolu ve/veya toprak kökenlidir, hem bizde, hem de her yerde)

 
Neyse, işte ben şimdilik Temel Karamollaoğlu’na imza verdiğimi anlatmak istedim.

 
Ve, bunu yapmasam çok mutsuz olurdum, yani kaçırsaydım imza atmayı filan.

 
Bir hakkı teslim etmemiş olur ve bundan dolayı kendimi suçlardım.

 
BU CAZ YETER SANA İNCEDEN

 
Yazının bu bölümünü lütfen çok ciddiye alarak okumayın.

 
Biraz mavra, gevezelik yapıyoruz gibi olsun.

 
Eski Pop Star yarışmacılarından Bayhan’nın bir şarkısı bugünlerde Muharrem İnce için kullanılıyormuş.

 
Bunu okuyunca bu sabah, şarkıyı bulup dinledim.

 
Bayhan’ı bilirsiniz, çok nev-i şahsına münhasır bir okuma tarzı var.

 
Dediğini anlamak da zor ama, “Bu caz yeter sana inceden”i net duyuluyor.

 
Melodisi de iyi şarkının.

 
Erdoğan dün Muharrem İnce için, “Eşeğe bilmem ne giydirsen de eşek eşektir” gibi birşey dedi ya.

 
Kampanya esnasında buna karşın agresif olmayan ama inceden alaycı ve renkli birşeyler söylenebilir.

 
Bayhan’ın şarkısı da bu anlamda fena değil.

 
Ama dilimiz asla agresif ve saldırgan olmamalı.

 
Bir de…

 
Hak’katen durum şu ki, bu caz yettti ona inceden.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan