İman ile ruhun ıslahı

İman ile ruhun ıslahı
20 Aralık 2015 08:44

RUHİ RAHATSIZLIKLAR İÇİN DUA:
”Ya mübdiel-beraya ve muideha ba’de fenaiha bikudretihi bihürmeti Muhammedin ve ehli beyti Muhammed.”
Meali: ”Ey insanları yaratan ve öldükten sonra tekrar dirilten Allah’ım! Hazret-i Muhammed’in ve yakınlarının hürmetine şifalardan mahrum etme.”

 

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Ey Yüce Türk İslam alemi!

 

Kader ve ızdırapla geçirilen dünya hayatı dimağlar üzerinde büyük hastalıklara, tehlikeli akibetlere sebebiyet verebilir. Bu da ancak Allah’a inanmak ona tevekkül etmekle önlenir. Kuran-ı Kerim dünyaya meyil eden münafık ve riyakarların kalplerini (Fi Kulubihim Meradun) buyurarak, onların kalplerinin hasta olduğunu duyurmuştur. O hastalık ancak, Cenab-ı Allah’a iman etmekle şifa bulur. İman neticesi olarak kaza kaderi ilahiye inanmak ve Allah’a tevekkül edip korku rica hali yaşamaktır.

 

Bazı cahil ve tembel kişilerin anladığı gibi, her işi bırakıp tembelliği Allah’tan bekleme (Tevekkül), tevekkülü de tembellikle karıştırmamak gerekir. İnsan her türlü girişimden sonra olan Cenab-ı AllahIn kalbinin üzerinde büyük şifası vardır. Çünkü insanın yapamayacağı gücünün haricinde olan şeylere dalarak ruhen hastalıklara sebebiyet verir. Ancak tevekkülle hastalığı yenmiş olur. Tembelliğı İslam dininin de kabul etmediği bir gerçektir. Her türlü kötülüğün mayası tembellikten doğar. Her iyilik kapısını çalışmak ve üretmek açar. Bu maddi ve manevi sıhhatin özüdür. Kuran-ı Kerim:

 

”Ve enleyese lil’insani illa masea” buyurmuş. İnsan ancak sayı yani çalışması kadar kazancı duyurmuştur. Resulullah’ta bir gün yolda boş duran bir Müslümana Selam vermeden geçmişler, sonra dönüşünde onu çalışırken görüp, Selam vermişlerdir. Ashap buna hayret etmiş, tembel faydasız işlerle hayat ettiğinden Selam ve güler yüze görülmediğini, geri döndüğünde iş ile uğraştığından bu lütfe layık olduğunu duyurmuştur.

 

Tembellik maddi ve manevi ahlakı bozan, ruhi hastalıkları davet eden, kötülük olduğu gibi çalışmakta onun şifa kaynağıdır. Çalışarak üreten her türlü maddi manevi huzura kavuşur. İnsan bütün faaliyetlerinde dini bir duygu altında kalırsa, insanlık için ve kendi dini bir duygu için büyük bir hayır ve sevap kaynağı olur. Maddi ve manevi hayatı aşırı olmama ve normal bir hayata erer. Onun için kalpte bir bekçi gibi duran iman insanları kötülükten uzaklaştırıp iyiliğe sevk eder. Ruhunda Allah korkusu bulunan kimse her türlü kötü faaliyetlerden uzak kalır. İyiliğe yakınlaşır. Bundan dolayı Resulullah ”Resul Hikmetü Mehafetullah” buyurmuş, hikmetin başının Allah korkusu olduğunu duyurmuştur. Bu korku bekçinin giremeyeceği yerde insanı kötü faaliyetlerden uzaklaştırır.. Dinsiz ve riyakar kimse kendisini serbest addedeceğinden bekçinin giremeyeceği yerlerde her türlü kötülüğü yapar. Bir şairin dediği gibi:

 

Adalet terazisi daima yanında dursun. Mahkemei rüzu cezadan korkunuz var ise, manasını ifade eden şu beyit ne kadar güzeldir.
Dursun yanında teraziyi Adalet, İmam var ise mahkemei rüzu cezadan.

 

İnsan Cenab-ı Allah tarafından rüzu cezadan hesaba çekileceği korkusu her türlü iyilikleri yapmaya büyük bir etkendir. Bunun diğer sebebi de ricadır. Bütün güzel amelleri işledikten sonra Cenab-ı Allah’ın nihayetsiz lütfuna ni,yazdır. Tabiri caizse ”Tarlasına ağaç dikip, sonradan bunun bereketli ve şifa hazinesi dolu meyveleri Allah’tan rica ve niyazdır, Allah’ın nihayetsiz nimetine niyazdır.” (LA TAKNETÜ MİN RAHMETİLLAH) Ayeti kerimesi ile Allah günahkar kullarına rahmetimden ümidinizi kesmeyin” buyurmuştur. Bu kalplere dimağlara büyük bir kuvvet, sağlık, zindelik bağışlar.

 

Namaz kulun Cenab-ı Allah’a teveccühü dolayısıyla sağlığı şifaya kavuşturma bakımından en güzel ibadet ve doğal şifa yoludur. Dünya meşguliyetleri ile sıkılan yürekler, bunalan bilinçler namaz zamanında bir nevi istirahat ve sakinliğe ererler.

 

Dünya meşgaleleri için tam ve yerinde güzel bir ara olur. Sadakat, samimiyetli olup, riyakarlıktan uzak kalarak kılınan namaz ruhen olduğu kadar da cismen kıyam yani ayakta durmak rukü eğilmek, sücut yere başını koymak, modern tıbbın ruhen ve cismen faydalarını onayladığı en güzel esasıdır. Secde ile kibirli başlar eğilir. Ruhun isyanları Allah’a teveccüh ile büyük bir yokluk duyar. Büyükler büyüğünü anlar. Ona yüceler yücesi olan Rabbini dili ile de anmakla maddi manevi en büyük şifa kaynağını yakalamış olur.

 

Görülüyor ki, İslamiyet insanlara her türlü maddi ve manevi nimet ve selameti getirmiştir. İslam aleminin dini barış, güven, huzur ve mutluluk dinidir. Bu din insanları Allah’a inanarak, biribirleri ile sulh üzere yaşamak dinidir. İnsanlarla huzur, güven dairesine münasebeti esas bilip, müslümanların Selamlaşmaları bile barışın duyduğu önemi ifade eder. Bu suretle ruhlar üzerinde en büyük tedavisini yapar. İnsanlık için her konuda kıymetli hayat kaynağıdır.

 

Cümle Yüce Türk İslam alemine (ESSELAMÜ ALEYKÜM VE RAHMETULLAH, VE BEREKATÜHÜ sözünü söyleyerek, her türlü maddi manevi sağlık, mutluluk ve berekete ermelerini Yüceler Yücesi Cenab-ı Allah’tan dileriz. Vatan şehitlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü Rahmetle, Gazileri minnetle anar. hastalara şifalar dileriz.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun