İmamoğlu’nun yanıtı İstanbul’un nasıl yağmalandığını gösteriyor!

İmamoğlu’nun yanıtı İstanbul’un nasıl yağmalandığını gösteriyor!
31 Ağustos 2019 11:36

“Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamı ile medeniyetin ışığı karşısında filan veya falan şeyhin uyarmasıyla maddî ve manevi mutluluğu arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum…

 

Mehmet Faraç/ Yeniçağ

 

 

Efendiler ve ey millet; iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyettir. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için kafidir…”

Atatürk’ün 30 Ağustos 1925 günü Kastamonu’da yaptığı bu konuşma Türkiye Cumhuriyeti’nin, “muasır medeniyet” hedefine giden yolun haritasıdır…

Cumhuriyete, Atatürk’e, laikliğe kini bitmeyen karanlık odaklar işte 90 yıldır Atatürk’ün bu yaşamsal konuşmasıyla da mücadele ettiler…

Kubilay’ın başını kesen katiller işte Atatürk’ün bu sözüne isyan ederek harekete geçtiler…

1946’dan bu yana dinci siyaset yapmaya çalışanlar Atatürk’ün Kastamonu’da uygarlığa dikkat çeken bu konuşmasını tersine çevirmek için tarikat ve cemaatlerin önünü açtılar, şeyhleri- mollaları devlet katında ağırladılar…

AKP’nin uzun süre Fethullahçılarla yürümesi ile birlikte dinci siyaset zirveye çıkarken, ne yazık ki Türkiye, adına “FETÖ” denilen bir yapının “darbe” kaosuna kadar sürüklendi…

“FETÖ gitti de ne oldu” diyebilirsiniz… Haklısınız, çünkü molla- medrese- şeyh zihniyetinden kurtulamayanlar, siyaseti arka bahçe olarak kullanan tarikat ve cemaatleri devlete yerleştirmekten vazgeçmediler, başka dinci grupları büyütmek için de pervasızca adımlar attılar…

İmamoğlu’ndan neşter…

İşte, özellikle İstanbul’da, Erdoğan’ın belediye başkanı seçilmesinden itibaren geçen 25 yılda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tarikat ve cemaatlerin kasası gibi kullanıldığını gösteren çok vahim dosyalar saçıldı ortaya…

Ekrem İmamoğlu, adeta “yağma” olarak nitelendirilen tarikat ve cemaatlerin beslenmesi stratejisine neşter attı…

Tarikatların İBB’deki hortumu geçen hafta kesildi. İmamoğlu’nun aşağıdaki açıklaması, peşkeşin boyutlarını göstermesi açısından dehşet vericidir;

“Daha işin başındayız. Şu an itibariyle iptal ettiğimiz vakıflara aktarılmış, verilmiş kaynaklar adına söylüyorum. İptal edilmiş tam 357 milyon liralık sürece nokta koymuş durumdayız. Bunun içinde sadece bir vakfa yemek desteğinin 56 milyon liralık bölümü var!.. İnanılmaz… Bu milletin parasını nereye harcıyorsunuz?.. Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak üzere maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina İstanbulluya ait. Bu daha başlangıç…

İmamoğlu’nun “bu daha başlangıç” şeklindeki sözleri dikkatimi çekince, kendisine Şile gezisinde tarikat ve cemaatlere aktarılan kaynağın boyutlarının nereye kadar ulaşabileceğini sordum. İmamoğlu’nun yanıtı, İstanbul’un nasıl yağmalandığını göstermeye yetiyor;

“Araştırıyoruz… 1 milyar liraya ulaşabilir…”

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/istanbulun-1-milyari-kime-gitti-53090yy.htm