İmamoğlu’nun İçişleri Bakanlığı’na verdiği ifadenin detayları ortaya çıktı

İmamoğlu’nun İçişleri Bakanlığı’na verdiği ifadenin detayları ortaya çıktı
20 Kasım 2020 09:22

azeteci Barış Yarkadaş, TV 100’de Ahu Özyurt’un sunduğu Sağlı – Sollu programında hakkında Kanal İstanbul nedeniyle inceleme başlatılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İçişleri Bakanlığı’na verdiği yazılı ifadeyi açıkladı.

 

 

İmamoğlu’nun ifadesinde 5993 sayılı Belediye Kanunu’nu hatırlatarak, “Ben Kanal İstanbul’un bu kentin tabiat varlıklarını bozacağına inanıyorum. Aynı zamanda görevim gereği de bunlara karşı yurttaşı uyarıyorum” dedi. Kendisinin afiş asma yetkisi olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Halkı bilgilendirme görevimi yerine getirdim. Benim bu bilgilendirme görevim Anayasa ile güvence altına alınmıştır” dedi.

Ayrıca İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından kullanılan ve tepki çeken ‘devletin projesi’ ifadesine istinaden de, “Kanal İstanbul bir devlet değil, hükümet politikasıdır. Devletin değil AKP’nin politikasıdır” ifadesini kullandı.

 

 

Barış Yarkadaş, İmamoğlu’nun ifadesinin detaylarını açıkladı

 
Barış Yarkadaş’ın “Kanal İstanbul bir devlet değil, hükümet politikasıdır. Devletin değil AKP’nin politikasıdır” diyen İmamoğlu’nun yazılı ifadesini anlattığı konuşması şöyle:

“Ekrem İmamoğlu’nun yasal süreye göre ifadesi vermesi için süre yarın doluyor. Ancak Ekrem İmamoğlu bugün İçişleri Bakanlığı müfettişlerine yazılı ifadesini gönderdi. Ekrem İmamoğlu yazılı savunmasında 5993 sayısı Belediye Kanunu’nun kendisine verdiği yetkileri hatırlatıyor. ‘5993 sayısı kanunun 38. maddesinin A bendine göre benim görevim belediye halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için önlem almaktır’ diyor.

 

 

“Yönetmeliğe göre afiş basabilirim”

 
‘Aynı kanunun 14. maddesinde belediye kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun önem taşıyan mekanlarını ve işlevlerini korur’ diyor. Yani diyor ki, ‘Ben Kanal İstanbul’un bu kentin tabiat varlıklarını bozacağına inanıyorum. Aynı zamanda görevim gereği de bunlara karşı yurttaşı uyarıyorum. Benim üst geçide, alt geçide, değişik yerlere afiş asma yetkim var. Bu afiş asma yetkim de 5216 sayısı kanunla bana verilmiştir. Ve bu kanun uyarınca da bir yönetmelik çıkarılmıştır. Bu yönetmeliğe göre de adı geçen yerlere afiş asabiliri’” diyor. Bu idare açısından.

 

 

Ekrem İmamoğlu savunmasına şöyle başlıyor:

 

‘Kanal İstanbul bir devlet değil, hükümet politikasıdır. Devletin değil AKP’nin politikasıdır.’

 

 

“Kanal İstanbul projesine dava da açtım”

 
‘Ben 20 Aralık 2019 tarihinde İBB Başkanı olarak Kanal İstanbul protokolünden çekildim. Belediye olarak bundan çekildik. İdare olarak siz bugüne kadar buna itiraz etmediniz. Bu protokolü bozmamızı mahkemeye götürmediniz! Herhangi bir itirazınız olmadığı için de bu kesinleşmiştir.

Bu protokolden çekilmekle kalmadım. Aynı zamanda Kanal İstanbul projesinin durdurulması için gittim dava da açtım.’

 

 

“Halkı bilgilendirme görevimi yerine getirdim”

 
‘Hukuk devleti ilkelerinden biri de belirliliktir. İdarenin tek yanlı işlem yapma üstünlüğüne karşı Anayasamız bireylere bilgi edinme, dinlenilme ve savunma hakkı vermiştir. Ben de bu doğrultuda Kanal İstanbul’un çevreye, doğaya, kente zarar vereceğini… Sadece İstanbul’u değil, bütün Türkiye’yi etkileyeceğini düşündüğüm için. Halkı bilgilendirme görevimi yerine getirdim. Benim bu bilgilendirme görevim Anayasa ile güvence altına alınmıştır.’

 

 

“Devlet projesi değil, hükümet projesi”

 
“Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bir anket düzenledik. Bu ankete 606 bin 317 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 64.2’si bu projeye karşı çıktı. O yüzden bu ortaya konulan projenin bir devlet projesi değil, hükümet projesi olduğuna inanıyorum. Devlet politikası örneğin; Başka bir ülkenin içişlerine karışmamaktır. Biz milli güvenliğe aykırı bir tutum içine girersek. Bu devletin egemenlik yetkisine halel getirir. Ama Kanal İstanbul bu kapsamda değil. Zaten bu proje AKP’nin 2023 seçim vaatlerinin arasındadır, çılgın proje olarak tanımlanmıştır. Hükümetin bir partinin seçim vaadidir. O yüzden bu soruşturmanın doğru olmadığını ve üzerime atfedilen suçları işlemedim.”