Millet İttifakı’nın İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçim kampanyasında 31 Mart öncesindeki gibi projelerini anlatıyor, israfla, yoksullukla mücadele edeceğini vurguluyor, İstanbullulara umutlu güzel bir gelecek vadediyor.Temel amacı 31 Mart’ta aldığı oyları koruyup, sandığa gitmemiş CHP ve HDP seçmenini sandığa götürmek gibi görünüyor.

 

 

Deniz Zeyrek/ Sözcü

 
31 Mart öncesine göre, kamuoyundaki olumlu algısını değiştirmeye çalışan rakiplerine karşı mücadeleye biraz daha fazla zaman ayırmak zorunda kalıyor.
Öyle akıl almaz ithamlarla, iftiralarla karşılaşıyor ki zaman zaman “savunma” konumuna geçiyor ve alışık olduğumuz sabırlı, sakin, sağduyulu halini korumakta zorlanıyor.

 

Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’ın stratejisi ise 31 Mart öncesinden taban tabana zıt. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bazı AK Parti’liler ve hükümet yanlısı medya İmamoğlu’nu savunma pozisyonuna çekip hata yapmaya zorlarken, Yıldırım, tamamen kampanyasına yoğunlaşıyor.
Anadolu’daki teşkilatları İstanbul’da sahaya sürerek, ev ev adam adama markaj yapıyor.
Yıldırım’ın kampanyasında en önemli değişiklik, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ittifak ortağı MHP’nin sahada daha az görünmesi oluyor.
31 Mart’tan önce İstanbul’un sokaklarını Erdoğan ile Yıldırım’ın fotoğrafları donatmıştı. Şimdilerde sadece Yıldırım’ı görüyoruz.
31 Mart öncesinde neredeyse her gün, TV’lerde canlı yayınlanan iki-üç konuşma yapan, İstanbul’da 16 ilçede miting düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 31 Mayıs günü Üsküdar’daki iftar ile Yenikapı’daki teravih namazında kapsamlı konuşmalar yapmıştı.
Erdoğan, bugün Ankara’da BM Çocuk İşçiliği ile Mücadele Sempozyumu’nda kürsüye çıkacak ama konuşmasında İstanbul seçimlerine girmeyebilir.
Bu hafta devlet işlerine yoğunlaşacak Erdoğan’ın seçimlere ilişkin tek etkinliği, 16 Haziran günü, ortak yayın öncesinde Binali Yıldırım ile görüşme olacak.
AK Parti’nin üst düzey iki yetkilisine dün “Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul’da miting yapacak mı” sorusunu yönelttim. Şu ana dek herhangi bir miting planlaması yapılmadığını, sıcak bakılmadığını söylediler.
MHP kanadında da teşkilat sahada ama yöneticiler fazla görünür değil.
Oysa 6 Mayıs günü AK Parti’den “Erdoğan 39 ilçede miting yapacak” bilgisi paylaşılmış, Bahçeli mitili İstanbul’a atacağını söylemişti.

 

 

Peki ne oldu da farklı bir tablo ortaya çıktı?
Biraz araştırınca şöyle bir sonuca ulaştım:
6 Mayıs’ta sıcağı sıcağına yapılan araştırmalarda, AK Parti’ye oy verenler de dahil, YSK kararına tepki çok yüksekti ve İstanbul’da iki aday arasındaki fark, İmamoğlu lehine 10 puana dayanmıştı.
Ancak, kampanya organizatörlerine göre haziran başından itibaren, Erdoğan ve Bahçeli’nin sahadan çekilmesi, Yıldırım’ın küskün AK Parti tabanına ve Kürt seçmene verdiği sıcak mesajlar, diğer taraftan İmamoğlu’nun Soylu ve Ordu Valisi’yle girdiği polemiklerde yıpratılması, farkın düşmesini sağladı.
Hem CHP’nin hem AK Parti’nin takip ettiği kamuoyu yoklamalarında dün itibariyle farkın 3 puan civarında olduğu gözlemleniyordu.
Ekibi televizyon tartışmasının da Yıldırım’ın lehine sonuçlar doğurmasını, farkın iyice azalmasını hedefliyor.
AK Parti’liler Bahçeli’nin sahada olmamasının, Yıldırım’ın Kürt seçmenlerden oy alma stratejisine katkıda bulunduğunu düşünüyor.

 

 

Ancak, oyu partisinin oyundan fazla olan Erdoğan’ın sahadan çekilmesinin Yıldırım’ın işine yarayacağı tezi konusunda kafalar karışık.
Bir tarafta “Erdoğan’ın varlığı, sandığa gitmeyen muhalifleri konsolide ediyor” diyenler, diğer tarafta “Sandığa gitmeyen AK Parti’lileri Erdoğan harekete geçirebilir” görüşünü savunanlar var.
Eldekilerle detaylı analiz yapmak zor ama gelecek 10 günde durum değişmezse ve 23 Haziran’da yine İmamoğlu kazanırsa, iktidar kanadında “kaybeden Erdoğan, Bahçeli ya da ittifak partileri değil, sadece Yıldırım’dır” denileceğini öngörmek zor olmayacak.

 

 

 

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/deniz-zeyrek/erdogan-neden-sessiz-5114945/