İmamoğlu açısından çok zor bir dönem

İmamoğlu açısından çok zor bir dönem
17 Nisan 2020 12:50

Bu sabah İBB Başkanı İmamoğlu’nun Sözcü’ye verdiği mülakatı okudum.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Okurken içim daraldı zira İmamoğlu’na siyasi iktidar tarafından nasıl bir pres yapıldığını, onun elini kolunu bağlamak için nasıl özel çaba gösterildiğini içimde hissettim ve daraldım ve, “ben böyle kadere isyan ederim” dedim.

 

Ama tabii bu iş arabesk şarkı söylemeye benzemiyor.

 

Corona vakalarının yüzde 60 ile en çok etkilediği şehrin belediye başkanısınız.

 

Hem şehirdeki salgını kontrol etmek için çalışmak zorundasınız, hem de bu salgının ekonomik yükünden şehri korumaya çalışmak zorundasınız.

 

Salgın ne kadar yaygın ve dirençli olursa, şehrin ekonomik serbestisi o kadar gecikecek zira.

 

Fakat eliniz kolunuz bağlanıyor, hatta şöyle bir şey, evinizi su basıyor ve elleriniz biri tarafından bağlanmış ve telefona dahi ulaşamıyorsunuz.

 

Böyle bir durum bu.

 

Şehre en yakın kurum sizsiniz, en doğrudan etkilenen sizsiniz ve en efektif ve yerinde şeyleri yapma kabiliyetini de siz haizsiniz doğal olarak, ama elleriniz bağlanmış.

 

Üstelik şu dönem öyle bir dönem ki, siyasi olarak yaptırım gücü çok az.

 

Bir salgın söz konusu ve vatandaşın duyargaları birincil olarak, hatta sadece buna yönelik olarak çalışıyor.

 

Ve, İBB Başkanı veya CHP vatandaşa siyasi olarak birşeyleri anlatma, anlatabilme, dinlenme, anlaşılabilme bakımından çok dezavantajlı bir konumda.

 

İşte, tam da bu eşitsiz durumda siyasi iktidar eli bağlı birine vuruyor da, vuruyor.

 

Buna vurgu yapmak istedim bugün.

 

Ancak şu da var…

 

Kanımca mesela İmamoğlu, “Atatürk Havalimanı sahra hastanesi olsun” dememeliydi.

 

CHP bu dönemde genel olarak siyasi iktidara şunu yap, bunu yap dememeli.

 

Nedeni ise, çok basit.

 

Tıpkı Atatürk Havalimanı olayında olduğu gibi, İmamoğlu’nun, “Atatürk Havalimanı sahra hastanesi olsun” demesini fırsat bilerek, halkın büyük bir bölümünün dokunulması konusunda çok hassas olduğu Atatürk Havalimanı’na daldılar ve şu an 3 pistini kazıdılar, yok ettiler. Üstelik hastaneyi de İmamoğlu’nun dediği yere değil, havalimanın bağrını yok edecek bir yere yapıyorlar.

 

Biz normal bir demokrasi ülkesi değiliz iktidar muhalefet ilişkileri açısından.

 

Ve, unutulmamalı ki, siyasi iktidar şu halde bile muhalefetle geçmişin intikam hesabını görüyor ve onlarla sağlıklı, insani, toplumsal fikir ve duygu alışverişinde bulunmanın koşulları yok.

 

Yani, şunu şöyle yap dediğinde, dediğiniz iyi niyetle, “aman da ne iyi fikir” diyerek uygulamıyorlar veya da söylediğinizin üzerinden yıkıcı adımlar atıyorlar.

 

Mesafeyi koruması lazım CHP’nin bu kapsamda. En az 2 metreye tekabül eden siyasi mesafe.

 

CHP ne yapsın peki denilirse…

 

Kendi etki alanlarında, kendi imkanlarıyla yapabileceklerini yapsın veya mesela bugün okudum yine, Hatay’ın CHP’li belediye başkanı Lütfü Savaş. Ne olur onun Sözcü’deki mülakatını bulup, okuyun. Ne müthiş birisi o ya. Helal olsun.

 

Bir de şunu unutmamak lazım. Aceleye gerek yok. Bugünler siyaset için olağanüstü uygunsuz günler.

 

Ama bu günler geçecek. Yaz başından itibaren Corona gündemin ilk sıralarından çıktıktan sonra yavaş yavaş siyaset de normal gündemine dönecek.

 

HAFTA SONU MARKET YASAĞINA KÜLLİYEN KARŞIYIM

 

Hafta sonu marketlerin kapalı olmasına külliyen karşıyım.

 

Marketler her zaman açık olabilmeli.

 

Zira Türkiye gibi kalabalık aileli ve mutfak alışverişinin sosyal yaşamın en temel alanı olduğu bir ülkede marketlerin iki gün dahi kapalı olması piyasayı baskılıyor ve dengelerini bozuyor.

 

Halkın da psikolojik dengelerini bozuyor bu durum.

 

Doğru olan marketlerin tıpkı eski düzenindeki gibi açık olması ancak sokağa gezme amaçlı çıkmanın her gün de facto yasak olması.

 

Nitekim Avrupa’da da Covi-19’u başarıyla kontrol altına alan ülkeler hiçbir zaman market kapatmadı ve halkın alışverişini kısıtlamadı.

 

Daha önce de yazdığım gibi sokağa orduyu ve polisi indirdi ve meydanları, sokakları mesafe açısından kontrol etti.

 

Bugün basında okudum, bizde de artık belli saatlerde polis ve jandarma market yoğunluklarını kontrol edecek.

 

Ama bu da yanlış. Zira marketleri belli günlerde kapatıp, o günlerin öncesinde marketleri jandarma ve polis ile baskılamak yine oralarda yoğunluk ve kargaşa yaratır.

 

Biz yazmaya devam edelim, 1 ay sonra da bunu anlarlar belki.

 

 

Safile USUL Twitter


Yazarın Son Yazıları:
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet
Kuyruğundan iyi tutuyor