İlginçlikler ve AKP'nin Siyaset Akademisi'nde ders veren Levent Kırca

İlginçlikler ve AKP'nin Siyaset Akademisi'nde ders veren Levent Kırca
27 Aralık 2012 07:00

NTV ve Star televizyonlarında katıldığı canlı yayında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yönetimi için “Ben bu üniversitenin yönetimini anlayabilmiş değilim…” dedikten, “Siz nasıl bir üniversitesiniz?..” sorusunu da sorduktan sonra, “Sizin yetiştirdiğimiz öğrenciler bunlarsa, Türkiye batmıştır…” tümcesini eden, edebilen Başbakan'ın yönettiği ülkede öyle “ilginçlikler” oldu ve oluyor ki!..

 
Baki KARAKOL H&H YORUM

En başta… “Başbakan gibi biri”nin, Atatürk Türkiyesi'nde “Başbakan” olması!.. İlginç değil midir?!.
 
Bu siyasi kadronun “siyasi anlayışı”yla, Türkiye “batma”ya gitmiyor mu, götürülmüyor mu?!.
….
 
ODTÜ yönetimini, “Hepsi toplanıyor lastik yakmak falan. Sırtındaki çantalarda molotoftan tutun, taşlara kadar her şey var. Biz de öğrenci olduk…” sözlerinin ardından “Öğrencilerini böyle yetiştiriyorlarsa, onlara yazıklar olsun” diyerek yeren Başbakan'ın “Başbakanlık yaptığı” ülkede, “yağcılık”la birlikte “batılcılık”, “gericilik” o boyuta vardı, vardırıldı ki!.. Başbakan'ın 2010 yılında, bir açılışta kullandığı “makas” sergilenir oldu!..
 
İleriki günlerde… Başbakan'ın çektiği tespih; giydiği palto, gömlek, ceket, kazak, fanila, don, pijama, çorap, terlik, ayakkabı; taktığı gözlük, kravat, kol düğmesi, alyans, saat; oturduğu sandalye, koltuk; yattığı ranza, karyola; içine girip uyuduğu döşek, yorgan; başını koyduğu yastık; kullandığı kağıt, kalem; bindiği araç vb kıymete bindirilir, evi de “türbe”ye dönüştürülürse, inanın, “A aaa!.. Hiç böyle şey olur mu?!.” demeyeceğim…
….
 
Bakın… 25 Aralık 2012 Salı günü basınımızda bir haber yer aldı. Haberde özetle deniyordu ki: Başbakan'ın “Arap” kökenli eşi Emine Erdoğan'ın memleketi Siirt'in merkez mahallelerinden “Evren Mahallesi”nde oturan Toprak ailesinin evleri 4 ayda, yaklaşık 300 defa yanmış. Dahası… Ailenin, 5'inci sınıfta okuyan kızlarının eşyaları da, sınıfında yanıp kül olmuş. Evlerindeki yangınlarda eşyalarının yanıp kül olması gibi…
 
Şimdi sıkı durun… “Aile fertlerinin cep telefonuyla evden görüntü aldığı sırada, halı ve evin bir kısmının kendiliğinden alev aldığı görülüyor” denilen haberde işlenen konuyla ilgili olarak… Demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yöneten “AKP Hükümeti”nin atadığı Siirt il Müftüsü Faruk Arvas “Ben aileye şunu ifade etim: İnancımıza göre, cin diye bir varlığın olduğundan haberdarız. Zariyat Suresi 56'ıncı ayeti kerimede 'Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk yapsınlar diye yarattım' denilmektedir. Ayrıca Cin Suresi'nde başlı başına Allah'u teala hazretleri cinlerin varlığından bahsetmektedir. Yine Felak Suresi'nde, 'Yarattığının şerrinden sana sığınırım' yani demek ki bu cin dediğimiz varlıkların bir kısmının iyi varlıklar olduğunu aynı zamanda onların kötülerinin de olabileceğini öğrenmekteyiz. Etrafına fayda sağlayan olduğu gibi zarar verenin de olduğunu görmekteyiz. Bu hadiseyi gerçekleştirenler onlar mı, değil mi, bilemeyiz. Ancak, bunun, onlar tarafından yapılmış olabileceğini aileye aktardım” diyor; Vali Ahmet Aydın ise “Aileyi ben de ziyaret ettim. İlk önce inanamadım. Aniden ateş yanıyor, yangın oluyor. Evine gittiğimde baktığımda bir sürü battaniye ve yatakların yandığını gördüm. Gerçekten fizik ötesi bir olay, anlam veremedik. İzah edemediğimiz bir nokta var. Bu yangın devamlı oluyor. Çocuk okula gidiyor, okul yanıyor. Sınıftaki sırası askıya astığı montu yanıyor. Bu noktada biz de uğraşıyoruz, inşallah dertlerine deva buluruz” diye konuşuyor.
 
Neyse ki… Siirt Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Murat Erman “Bir vatandaşımızın evinde 300'ün üzerinde yangın veya yanma hadisesi meydana geldiğinden haberdarız. Bu olayın çok yönlü olarak araştırılması gerekmektedir. Arkadaşlarımız bu konu ile ilgili çeşitli bilim dallarından akademisyenleri görevlendirmek suretiyle konunun bilimsel yönünü araştırmak üzere harekete geçmiş bulunmaktadırlar” diyerek, “bilimsel” yaklaşımda bulunuyor.
….
 
Bu Başbakan'ın yönetimindeki ülkede ilginçlikler bitmiyor. İşte onlardan bir tanesi daha:  
 
Başbakan'ın partisi AKP'nin “Siyaset Akademisi”nin il yıllardır. İlk “ders” verenlerden biri de, sanatçı Levent Kırca'dır. Kırca, Pazar (23 Aralık 2012) gecesi, İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi'nde, “Sanatçı Girişimi Toplantısı”nda, yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşma sırasının öne çekilmesine ve konuşmasının bitiminde gitmesine sinirleniyor, “Benim de işim var, belki bir karı buldum, gidip onu dü…” diyor… Türkiye Gençlik Birliği'nin, Kayseri Sabancı Kültür Sitesi'nde gerçekleştirdiği söyleşide de “Sezen Aksu ve Alı Poyrazoğlu'nun gıyabında yüzlerine tükürüyorum. Onlar birer vatan hainidir” sözünü ediyor… Bir iki gün sonra ise “Çok sinirlendim, heyecanlandım ve bu sözler ağzımdan çıktı. Amacım mecazi anlamda kendimi, rahatsız olduğum hali ifade etmekti. Yanlış anlaşıldım. Bu konuşmada hata yaptım, bunu kabul ediyorum. Bunu fırsat bilen bazı insanlar bunu kullanacaklar tabii. Asıl porno filmleriyle ortada olanlar var, onlara bakıp konuşsunlar. Onlar hem de ekrandalar. Ağzımdan kaçtı biraz kaba cümleler oldu bunu kabul ediyorum. Benim tavrım kızgınlığım Kılıçdaroğlu'naydı. Bizim de işimiz var. Sırayı neden bozuyorsun da parti propagandası yapıyorsun demek istedim. Bugün seçim olsa benim partim (İşçi Partisi) CHP'ye oy vereceğiz dese CHP'ye oy veririm. Benim CHP'ye tavrım yok. Kadınlar tepki gösteriyormuş bana, benim kadar kadınlara saygılı kim olabilir? Onlar başımızın tacıdır” diyor…
 
Kırca'nın bu söylemlerine, bu yaptıklarına ne demeli?!
 
Doğrusu… Merak eder oldum: Kırca, “AKP'nin “Siyaset Akademisi”nde ders mi verdi, ders mi aldı?!.
 
Kaldı ki… Şu günlerde, “AKP'ye verip veriştiren” Kırca gibi bir sanatçının, AKP'nin Siyaset Akademisi'nde ne işi vardı?! Ve… Orada “ne dersi” verdi?!
 
Kırca, AKP'nin Siyaset Akademisi'nde “AKP'liler”e ders verdiği günlerde de, AKP'ye, AKP zihniyetine karşı, “karşı duruş görünümü” sergiliyordu…  
 
AKP yönetimi, karşılarında “karşıt duruş görünümü” sergileyen Kırca'ya, siyaset akademilerinde “amaçlı” olarak “bilinçlice” ders verdirirken, Kırca neyi amaçlıyordu?!.  
 
Kırca'nın, İşçi Partisi üyesi olduktan sonra, daha bir keskin AKP karşıtı kesilmesi, söylem ve eylem içine girmesi, daha çok, AKP'nin Siyaset Akademisi'nde “ders aldı”ğını işaretliyor!..
 
Yoksa… Levent Kırca gibi, ulusun gönlünde “taht” kurmuş bir sanatçının, AKP'nin ekmeğine yağ süren, Başbakan'ın ve AKP'lilerin her defasında, her yerde kullanacakları bu “ilginçlikler”i yapar mı?!.  
 
Gerçek “karşıt”, asla ve asla Levent Kırca'nın yaptığı “ilginçlikler”i yapmaz, yapılmasına izin vermez, söylem ve eylemlerinin daha bir bilincinde, duyarlılığında olur…
….    
 
“Sizin yetiştirdiğimiz öğrenciler bunlarsa, Türkiye batmıştır” tümcesini eden, edebilen Başbakan'ın yönettiği ülkede daha nice ilginçliklere tanık olacağız!..  
 
[email protected]


Yazarın Son Yazıları:
Molla Kasım
Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'
Birand, hastalığın mı, ihmalin mi, gündemin mi kurbanı?