‘İktidarın mızıkçılığı, İstanbul’un nasıl bir rant kapısı olduğunu iyice ortaya çıkardı’

‘İktidarın mızıkçılığı, İstanbul’un nasıl bir rant kapısı olduğunu iyice ortaya çıkardı’
14 Nisan 2019 11:40

Bütün Türkiye, artık bir krize dönüşmüş olan İstanbul’daki oy sayımına ve seçim sonuçlarına kitlenmiş durumda:

 

 

Emre Kongar/ Cumhuriyet

 
Ülkenin bütün öteki sorunları birdenbire ikinci plana atılmış görünüyor.
Ama elbette, gündemden düşmüş olan hiçbir sorun çözülmüş değil.
Tam tersine, İstanbul Belediye Başkanlığı oy sayımı krizi, bu sorunların şiddetlerini artırıyor.
Oy sayım krizinin şimdilik gölgelemiş gibi göründüğü ama gittikçe büyüyen temel sorunlar şöyle sıralanabilir:
1) Ekonomik sorunlar, durgunluk, işsizlik, enflasyon, döviz fiyatlarının artışı ve bütün bunların sonunda ortaya çıkan geçim derdinin yol açtığı mutfaklardaki büyük yangın.
2) Partizanlık, liyakatsizlik, eğitimsizlik, beceriksizlik sonunda ortaya çıkan verim ve standart düşüklüğünün, hem üretimde hem de hizmetlerde bütün sektörleri, bütün ülkeyi pençesine almış olmasından dolayı ortaya çıkan yaşam standartlarının her seviyede gerilemiş olması.
3) Siyasal, kültürel, toplumsal, hukuksal ve ekonomik yaşamın büyük bir devlet baskısı altına alınmış, insanların yaşam alanlarının, bireysel özgürlüklerinin sınırlanmış ve kısıtlanmış, adalet duygusu zedelenmiş olmasının getirdiği bunalım.
4) Dış ilişkilerin, müttefiklerle, komşularla, AB ile münasebetlerin çıkmaza girmiş olması, ülkenin müthiş bir mülteci göçüyle karşı karşıya kalması ve uluslararası toplumdaki yalnızlaşma.
5) İktidarın yıpranmışlığı, tükenmişliği ve Tek Kişi Yönetimi’nin yetersizliği sonucunda halkın gelecek için umutlarının sönmüş, toplumun büyük bir karamsarlığa kapılmış olması.

 

 

Oy sayımı krizinin görünür hale getirdiği sonuçlar da şöyle sıralanabilir:
1) Yukarda sıralanan ve geçici olarak gündemden düşmüş gibi görünen sorunlar sandığa da yansımış, iktidarın taban kaybettiği ama bunu kabullenemediği anlaşılmıştır.
2) İktidar, Parti Devleti ve Tek Kişi Yönetimi Rejimine karşın, üç büyük kentte ve başka kritik yerlerde seçimi kaybedince, bütünüyle kendi denetim ve yönetiminde olan sandık demokrasisine karşı bile mızıkçılık yapmaya başlamış, demokrasiye olan inançsızlığını sergilemiştir.
3) İktidar borazanı olmuş medya, seçim öncesinde de seçim sonrasında da, bütün sansürlere ve propagandalara karşın, iktidarın zayıfladığı gerçeğini gizleyememiş, kamuoyunu etkileyememiş, tam tersine kamuoyu üzerindeki etkisini tümüyle yitirmiştir.
4) İktidarın mızıkçılığı, İstanbul’un nasıl bir rant kapısı olduğunu iyice ortaya çıkarmıştır.

 

 

Seçimler ve sandıklardaki oy sayımları bir sonuçtur:
Toplumun iktidar hakkında sahip olduğu izlenimlerin bir sonucu.
Sebeplerini ortadan kaldırmadan bu sonuçları gizlemeye veya değiştirmeye çalışmak zavallı ve sonuçsuz bir çabadır; yapana zarar verir!