İçerde 300.000 nüfus var

İçerde 300.000 nüfus var
14 Mart 2018 17:30

Erdoğan Afrin’in akşama kadar düşmüş olacağını söyledi bu sabah yaptığı muhtarlar toplantısında.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Afrin’in çevresi sarıldı ancak içerde halen 300.000 nüfus olduğu ayrıca da YPG’nin Cinderes gibi diğer noktalardan geri çekildiği, gücünü Afrin’e yığdığı yazılıyor Avrupa basınında.

 
Ki, şu ana kadar bizim basında izlediğimiz görüntülerde, Cinderes de dahil, ilerlenen her yerin hemen hemen terk edilmiş olduğunu belliydi.

 
Afrin ise, nüfus olarak dolu.

 
Şimdi, olay nasıl gelişecek, önümüzdeki günlerde göreceğiz.

 
Erdoğan Afrin akşama kadar düşmüş olur derken neyi kastediyor, anlaşılır değil ancak Afrin’in içinin ele geçirilmesi için ev ev, sokak sokak çatışma olmak zorunda herhalde.

 
Şimdi burdaki iki ana mesele şu…

 
1-Afrin’in kendisini, yani çevresini değil, içini ele geçirmek için ne kadar şehit verilecek, her bir sokakta ve evdeki YPG’lileri yok etmek teknik olarak nasıl olacak?

 
2-Diyelim ki, yüzlerce şehit verildi ve Afrin ele geçirildi, Afrin ondan sonra ne olacak? Bizim toprağımız olmadığına göre, kim tarafından yönetilecek?

 
Bir diğer husus da şu…

 
Afrin’in yönetimini ÖSO’ya verilirse, bu kalıcı olabilecek mi, yani iki açıdan, hem ÖSO burayı yönetemeyecek kadar zayıf, hem Esad orayı kendi toprağı görüyor

 
Esad’a teslim edilecekse Afrin mesela, o zaman Afrin harekatını neden biz taşıdık Türkler olarak maddi ve manevi olarak? Bizdeki hükümet Esad rejimi ile temas kurup, onlara yardım etseydi o zaman.

 
ABD’ye teslim edilecekse, yine, bunun maddi ve manevi yükünü neden biz çektik?

 
Şimdi, bakalım bir önce, önümüzdeki günlerde olaylar nasıl gelişecek.

 
Şunu ama tekrar etmem lazım…

 
Hükümetin şu ana kadar yürüttüğü operasyon herhangi ciddi bir direnişle karşılaşılmayan ve nitelik olarak eskiden de yapılan yakın sınır ötesi operasyonlaran farklı değildi.

 
Eğer ileri sürdükleri gibi etkili, kapsamlı ve iddialı bir operasyon yapılıyorsa, bu şimdi Afrin hizasında belli olacak.

 
BUNLARIN MÜHENDİSLİK HARİKALARI

 
Bu sabah Trabzon’da acil iniş isteyen ve havada turlayan ambulans uçağı haberini okuyunca yüreğim ağzıma geldi.

 
Ama neyse ki uçak indi bir şey olmadan.

 
Daha İran’dan 11 gencecik insanın cenazesi bugün geldi, ki, pilotun kayıp olduğu söyleniyor.

 
Trabzon haberini de okuyunca hem telaşlandım, hem de aklıma şu geldi…

 
Doğu Karadenizli olarak Trabzon havalimanına inmemek imkansız benim açımdan.

 
İşte, Trabzon’a ilk kez uçakla giderken, uçak havalimanında inişe geçtiğinde, bu çok riskli bir havalimanı diye düşünmüştüm hemen.

 
Evet, başka deniz ve okyanus kıyılarında da bir sürü havalimanı var.

 
New York buna tipik bir örnek mesela.

 
Ama Trabzon kadar birden ve burun üzeri denecek kadar ani inişe mecbur olunan başka bir havalalimanı yok.

 
Öyle bir açısı var ki inişin, böyle bir havalimanını ancak ve ancak AKP hükümetinin mühendisleri yapar.

 
İddia ediyorum.

 
Bu hükümet döneminin en büyük özelliklerinden birisi de uyguladığı mühendislik.

 
Sadece İstanbul’da değil, başka birçok şehirde de gördüm.

 
Adamlar bir kavşak yapıyor…

 
4 adet dikey ve yatay boru gibi bir şey…

 
Geçiş önceliği kimde belli değil, arabaların o kavşağa sıfır dereceyle yapışmadan önce herhangi bir trafik akışını görmesi mümkün değil.

 
Daha birkaç hafta önce aynen böyle bir kavşağı oturduğum yere yakın bir yerde yaptılar.

 
Ben gözümü açıyorum tabii devamlı.

 
Zaten gözümü hep açıyorum.

 
Zira nasıl bir mühendislik cennetinde yaşadığımı gayet iyi görüyorum.

 
Yaptıkları bu yeni havalimanı nasıl, bilmiyorum ama açılınca görürüz ki, yine bir sürü mühendislik dehası vardır.

 
Herhalde mühendis seçerken, yani, bilmem, nerden seçiyorlar ama acaba notu en düşük olanlar ve o bölüme kazara girmiş olanlar bunlara daha mı yakın acaba?

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz