‘Hükümdar istemiyoruz’

‘Hükümdar istemiyoruz’
13 Ocak 2017 11:50

Geçtiğimiz 09 Ocak 2017 tarihinde, aralarında Ankara Barosu, Türk Hukuk Kurumu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Yargıçlar Sendikası, Sosyal Demokrasi Derneği ve Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği’nin de olduğu 46 demokratik kitle örgütü, TBMM’de görüşülmeye başlanan Anayasa değişikliği teklifi hakkında TBMM girişinde bir basın açıklaması yapmak istediler. Basın açıklamasına, iktidarın emrindeki polisler izin vermediler. Aralarında muhalefete mensup milletvekillerinin, avukatların ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin bulunduğu yüzlerce kişiye polis biberli gazla müdahale etmiş ve topluluğu dağıtmıştır. Dağılan grup, Ankara Barosu’na yürümüş, “Hükümdar İstemiyoruz” başlıklı basın açıklaması Baro Başkanı tarafından okunmuştur.

 

 

 

 

Av. Kemal AKKURT H&H YORUM

 

Anayasalar, toplumda herkesin kendini rahatça ifade edebildiği demokratik ve özgür ortamlarda tartışılır ve olgunlaşır. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra hazırlanan 1982 Darbe Anayasası bile 2 yılı aşkın bir sürede tartışılarak hazırlanmış ve halk oyuna sunulmuştur. Şimdi, iktidar partisi milletvekillerinden bile saklanan, kapalı kapılar arkasında birkaç kişinin hazırladığı ucube bir metin topluma dayatılmaya çalışılıyor. Topluma bir deli gömleği giydirilmek isteniyor. Toplumsal barışa ve huzura ancak bu kadar kötülük yapılabilir.

 

 

Fazla söze gerek yok. 46 demokratik kitle örgütünün “Hükümdar İstemiyoruz” başlıklı ortak bildirisi, topluma dayatılan sözde Anayasa hakkında her şeyi anlatıyor:

 

“Bizler, aşağıda imzası bulunan Demokratik Kitle Örgütleri, AKP’nin TBMM’ye getirdiği Anayasa değişikliği paketine ilişkin görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Anayasalar, toplumsal uzlaşma metinleridir. Bir anayasanın tümüyle yeniden yapılması da bazı maddelerinin değiştirilmesi de toplumun tüm kesimlerinin ortak akıl ve kabulünü gerektirir.
Bu gerçek, yalnızca darbe anayasalarının yazılmasında yok sayılır. Bir darbe ürünü olan 1982 Anayasası’nın da bugüne dek pek çok maddesi değiştirilmiştir.
Ancak şimdi yapılmak istenen, demokratikleşme için Anayasa değişikliği değil, bir rejim değişikliğidir.
15 yıldır iktidarda olan partinin fiili genel başkanına, ülkeyi ve insanlarımızın hak ve özgürlüklerini teslim etme girişimidir. Bu girişimi kabul etmiyoruz.
Çünkü öngörülen, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini genişletmek ya da başkanlık sistemi getirmek de değildir.
Getirilmek istenen sistemin adının ‘cumhurbaşkanlığı’ olarak anılması, bir aldatmacadan ibarettir.
Yapılmak istenen, parlamenter demokratik sistemin ortadan kaldırılması girişimidir.
Cumhuriyet’in kurucu değerlerine yapılan bir saldırıdır.
Yetkileri tırpanlanıp tek bir adama devredilmek istenen Meclis, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten; Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Büyük Zafer’i kazanan; egemenliği kayıtsız, şartsız millete devreden; saltanatı ve hilafeti kaldıran; Sevr’i yırtıp Lozan’ı imzalayan; Cumhuriyet’i ilan eden Gazi Meclis’tir.
Bu değişiklikle Cumhurbaşkanı, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini tümüyle kendi üzerine almakta; böylece demokratik rejimin en önemli özelliği olan kuvvetler ayrılığı yok edilmektedir.
Oysa ki gerçek demokratik başkanlık sistemlerinde güçlü bir kuvvetler ayrılığı vardır.

 

Getirilen teklifle; sultan ya da hükümdar yetkilerine sahip, ama adı cumhurbaşkanı olan bir diktatör yaratılmak istenmektedir.
Bu değişiklik gerçekleşirse parlamento sadece bir vitrin olarak kalacak; bakanların seçilmesinden yargının ve üst düzey kamu görevlilerinin atanmasına dek her şey, tek adamın eli ve emriyle gerçekleştirilecektir.
İçinde bulunduğumuz OHAL koşulları, Anayasa değişikliği için asla uygun bir ortam değildir.
Başta siyasi partiler olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları, sağduyusuna her zaman güvendiğimiz yurttaşlarımızı, hukuk devletinin temel koşulu olan yargı bağımsızlığının tümden yok edilmemesi için göreve çağırıyoruz.
AKP vekillerine sesleniyoruz:
Parlamento çoğunluğunuz yasa yapmaya yetebilir. Ancak halkın çoğunluğunun gönlünü yapmaya ve insan haklarına dayalı hukuk devletini yaratmaya yetmez.
Cumhuriyetimizin mayasında diktatörlük yoktur.
Cumhuriyet, yalnız emperyalizme karşı kazanılmış bir savaşın değil, halkı kul sayan zihniyete karşı kazanılmış bir zaferin ürünüdür.
Bu gerçeği, değişikliğin destekçisi olan MHP’ye özellikle anımsatmak isteriz.
Halka karşı suç işlememek için yol yakındır.
Bu nedenlerle demokratik kitle örgütleri olarak bizler, AKP Hükümeti’nin sunmuş olduğu Anayasa değişiklik paketinin tamamını reddediyor ve hemen geri çekilmesini talep ediyoruz.
Düşünce ve önerilerimizi paylaşan tüm milletvekillerini, değişiklik girişiminin önünü kesmek üzere Meclis’te mücadeleye davet ediyoruz.
Egemenlik, kayıtsız ve koşulsuz ulusundur; kişiye devredilemez.
Yaşasın laik – demokratik Türkiye Cumhuriyeti!”

 

(*) Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkanı
[email protected]

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Emek ve Dayanışma Bayramı
Dünya Barış Günü
Avukatlar Günü