Homeopati ile derinden şifa ‘Şeker toplarından, hücrelere mesaj var!’

Homeopati ile derinden şifa ‘Şeker toplarından, hücrelere mesaj var!’
28 Ocak 2016 10:52

Uzun süredir yaşadıklarım ve etrafımda izlediklerimden yola çıkarak diyebilirim ki, kişi kendini bilmeden yani duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak dengeye getirmeden spiritüel öğretilere derinden dalmamalı.

 

 

 

Dolly KARLIYOL TOSUN H&H YORUM

 

Çünkü beyin öyle muhteşem/tehlikeli bir mekanizma ki, “kontrolsüz güç, güç değildir” diyerek sizi farklı bir bilince götürebiliyor. Çok iyi yol katettim zannederken aslında tamamen yolunu şaşırmış ama sürekli bocalar halde de bulabiliyorsunuz. Aynı zamanda kendinizi iyileşiyorum ya da farkındalık sahibi oluyorum sanarak bir süre sonra gereksiz/bilinçsiz yıprattığınızın da farkına varabiliyorsunuz.

 

111

Ben de böyle bir süreç yaşayarak, sürekli iki ileri, beş geri adımlar attığıma sonunda ikna oldum ve şansa duyduğum Homeopatik tedaviyi araştırdım. Araştırmalarım sonunda evren yine yaptı yapacağını ve benim için olabilecek en doğru adrese yönlendirdi.
Açıkçası tedaviyi yaşamadan, yararlarını üzerimde görmeden sizlere yazmak istemedim. Ama zaman geçtikçe kendimde gördüğüm hızlı ve derin iyileşme süreci sonrasında yazmaya karar verdim.

 

Konunun uzmanı olan Danışman Psikolog / Uzman Homeopat Şeniz Doğan sağ olsun sorularıma gayet açık ve net cevaplar vererek bizleri bilgilendirdi…

içerik

 

Homeopati nedir?

 

Homeopati, kişinin yaşam gücünü arttırarak ve/veya dengeleyerek, vücudun kendi içindeki yaşam gücünü kullanarak duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak, kendi iyileşme mekanizmalarını devreye sokarak iyileşmesini sağlayan bütünsel bir tedavi sistemidir.
Herkesin organizma yapısı farklıdır. Kişinin organizmasının semptoma verdiği reaksiyonu temel alarak, patolojik belirtiler baskılanmadan ve geçici değil kalıcı olarak ortadan kaldırır. Zaman içinde kişi tamamen iyileşir, hayatın uyum içindeki akışını yeniden hissetmeye ve hayatını yasamaya başlar.

 

Homeopati nasıl bir yöntemdir? İyileştirme sürecini anlatır mısınız?

 

Bu yöntem insanı bir bütün olarak ele alır. Yani insan duygusal, zihinsel ve fiziksel bir varlıktır ve homeopati semptomla değil tamamen danışanla yani kişinin kim olduğuyla, hayat hikâyesi ve etrafındaki ilişkiler ile ilgilenir. Ve kişinin duygusal, zihinsel, fiziksel tüm düzlemlerinde iyileşme sağlamak için, kişinin kendisinin/vücudun her üç düzlemde, kendisi/içinde bulunduğu çevre ve onlara verdiği tepki/reaksiyonlar baz alınarak iyileştirilmesi sağlanır. İyileşme içten dışadır. Hastalık veya patoloji yoktur, sadece yaşayan bir birey vardır ve her şey enerji ve yaşam gücü ile ilgilidir.

Bu tedavideki amaç, bireye duygusal zihinsel ve fiziksel düzlemde zarar vermeden, ılımlı ve güvenilir bir yolla patolojiyi tümüyle ve kökten altında yatan sebeplere ve kişinin verdiği tepkiye bağlı olarak iyileştirmektir. Aynı duruma veya patolojiye her kişinin verdiği tepki/cevap farklıdır. Homeopatiye göre hastalık yoktur, o patolojiye reaksiyon veren kişi vardır. Ve tedavi kişinin, hikâyesinin ve yaşadıklarına verdiği tepkinin ne olduğuna göre düzenlenir.

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? (Neden Homeopat ve Psikolog olmayı seçtiniz?)

 

Bir doktor kızı olarak, alopatik tedavinin bazen yetersiz kaldığına dair pek çok gözlemim oldu. Ayrıca insanları hasta olarak sürekli etiketlemek ve her yıl katlanarak sayıları çoğalan hastalıklar tanımlamanın, hastalıkları iyileştirmediği ve insanları pekde mutluluğa ulaştırmadığını gördüm. Bu kadar çok hastalığı nasıl neden ve ne zaman üretti insanlık! merak ettim ve araştırmaya başladım. İnsanı asıl hasta mutsuz eden nedir? Bu soru hep zihnimin bir yerindeydi.

Yirmili yaşlarımın ortasında Almanya’da psikoloji masterı yaparken insanı daha iyi tanımaya anlamaya başladığım bir dönemdi ve homeopati ile tanıştım. İnsanın var oluşunu tanımlama ve hastalık yoktur ama hasta vardır anlayışına hayran oldum. İnsanların farklılıklarını, yaşam olaylarına karşı tepki ve baş etme yöntemlerinin neden ve nasıl değiştiğine dair geniş ve bilge bir anlayış kazandırdı bana. Sonuç değil de sebebin önemli olması, sonucu değiştirmek için semptomu değil sebebi ortadan kaldırmak gerektiği ve bunu yaparkende kişinin kim olduğu organizması(beden) yapısı ve dış gerçekliğe nasıl uyum sağladığına bakılarak kişiye ve yaşantasına özel bir yaklaşımla gerçek tedavinin mümkün olduğuna olan inancım homeopatiye gönül vermeme sebep oldu. Ayrıca gerek kendi üzerimde gerekse etrafımdaki arkadaşlarımın kişisel deneyimlerinin muhteşemliği bende coşku yarattı ve gerçekten iyişleşmenin mümkün olduğuna inanmaya başladım.

 

Homeopatinin modern tıptan farkı nedir?

 

Homeopati holistik yani bütünsel bir yaklaşımdır. İnsanın deneyimlediği her rahatsızlığın duygusal zihinsel, fiziksel bir sebebi ve birbirini etkileyen bir mekanizması olduğunu söyler ve rahatsızlığın ortadan kalkması için bu üçünün de aynı anda iyileşmesi gerekmektedir. Ve iyileşme içten dışa doğru olur.

Modern tıp semptomları ortadan kaldırmaya yönelik yaklaşır ve semptomları bedeni organlara ve sistemlere ayırarak yapar ve sistemin tamamını düşünmez. Fiziksel semptomlarla çalışırken altındaki zihinsel veya duygusal süreçler veya kişinin yapısı kişiliği vs. gibi şeylerle ilgilenmez ve sadece semptom için ve her semptom için ayrı ilaç kullanır. Bunun amacı sadece semptomları ortadan kaldırmaktır. Oysaki semptomlar iyileşme savaşı veren beden için gereklidir ve doğru okunması gerekir. Onları baskılarsanız da patoloji bastırdığınız yerde kalır ve organizmayı bozar

 

Kronik rahatsızlıklarda nasıl yardım ediyorsunuz?

 

Doğada bizim tarzımızda kronik rahatsızlık aslında yok. Bir hayvan bir rahatsızlığı/hastalığı ya atlatır, ya da ölür. Kronik rahatsızlıklar bizi öldürecek güçte olmayan ancak hayatımızı çekilmez kılan ve bir türlü de iyileşemediğiniz bir durumdur. Homeopatik remedy yaşam gücünü arttırarak bunu akut bir duruma dönüştürür ve semptomların içinden geçersiniz. İyileşme ancak böyle mümkündür.

Sadece homeopat eğitimi alarak kişiye yardımcı olunabilinir mi? Yoksa yanında doktorluk ile ilgili bir eğitim alınmalı mı?
İyi bir homeopat tek başına danışanına yardımcı olabilmektedir. Ancak bu süreç bazen sıkıntılı ve agrevasyon dönemlerinde danışan için keyifsiz olabilir. Bu sebeple, ben üç ayaklı bir müdehale uyguluyorum. Bio frekans cihazı + homeopati + gerekli hallerde psikoterapi. Böylece süreç daha yumuşak ve hızlı atlatılabilmekte. Danışanın katarsis sırasında kırıcı, büyük bir boşalımdan ziyade daha şevkatli ve nazik bir süreçten geçmesini sağlıyorum.

Homeopati eğitimi alırken zaten temel tıp eğitimi alınmaktadır. Ancak yine de aslında danışan değerlendirilirken fiziksel semptomlar kadar zihinsel ve duygusal semptomlar, aile hikayesi, zorlantılı yaşam olayları ve bu olaylarla kişinin nasıl baş ettiği gibi pek çok değerlendirme kriteri de bulunmaktadır. Yani bütün yaşam hikayeniz, ilişkileriniz ve sizinle ilgili bir değerlendirmedir. Bu sebepledir ki iyileşme fiziksel, duygusal ve zihinsel düzlemde aynı anda görülmeye başlar.

 

Yani gideceğimiz homeopatta hangi özellikleri aramalıyız?

 

Öncelikli olarak uluslar arası alanda geçerli bir homeopati eğitimi var mı? Meslekte ne kadardır çalışmakta? Özelleştiği bir alan var mı ve sizin sıkıntınıza uygun bir alan mı? Ayrıca danışmanla kurulan güven ilişkisi çok önemli. Kendinizi tamamen açamayacağınız bir danışmanı, verdiğiniz yetersiz bilgilerle bilmeden sabote edebilirsiniz.

 

Homeopata hangi durumlarda gidilmelidir? Hangi durumlara yardım edebilir?

 

Her türlü fiziksel, duygusal, zihinsel, akut veya kronik sıkıntınız için baş vurabilirsiniz. Gündelik hayatta sık karşılaştığımız rahatsızlıklar olan nezle, grip, sinüzit, ishal, yaralanmalar vs. gibi  akut durumlardan, uzun süreli olan kronik (Tansiyon, şeker, depresyon, alerji, panik atak, kanser vs…) rahatsızlıklara kadar çok geniş bir alanda kullanılmaktadır. Ancak her ne sebeple gidecek olursanız olun duygusal, zihinsel ve fiziksel düzlemde değerlendirileceksiniz.

 

Homeopat nasıl bir süre aralığında danışana danışmanlık vermelidir? Mesela senelerce gitmek doğru mudur? Tedavi süreci nasıl olmalı ?

 

Bu aslında kişiden kişiye değişmektedir. Homeopatik uygulamalarda katmanlar yaklaşımı söz konusudur. Bizler doğduğumuzda bir çekirdek varlık alanına sahibizdir ancak yıllar içerisinde yaşadıklarımız, geçirdiğimiz hastalıklar, göç, savaş, kalp kırgınlıkları, kayıplar vs. ile yaşlarımız ilerledikçe ilk ana yapımız değişmeye ve ilk yapının üzerine katmanlar olarak yeni yapılar geliştirmeye başlarız. Homeopatik uygulamaya ilk olarak en üst yapı ile başlanır ve ilk tabaka tamamen kalkmadan ikinci tabakaya geçilmez. Tedavi sık görüşmeli değildir ancak derin bir değişim için 1-2 yıl sürebilir ancak görüşme sıklığı her 2-3 ayda bir gibidir. Ucuz, hızlı ve kolay uygulanılırlığı ve sebebi ortadan kaldırmayı hedefleyen yaklaşımı ile kalıcı iyileşme sağlar.

İyileşme sürecini hızlandırmak için bazı homeopatlar tamamlayıcı başka uygulamaları da kişinin ihtiyacına göre sunabilirler. Süreç danışanla beraber karar verilerek, terapotik olarak devam ettirilir.

Homeopatinin en büyük özelliği kimyasal ilaçların olmaması. Peki bu doğal sayılan ilaçlar tam olarak nedir ve nasıl etki eder?
Homeopatik remedyler aslında şeker toplarına yüklenmiş frekanslardır. Bir bitki mineral hayvan ya da dokunun öz frekansı önce likide edilir sonra suda seyreltilir, kendi frekansının milyon on milyon vs. gibi dozlarında yükseltilir ve en son olarakta şeker toplarına bu hazırlanan sıvı emdirilir.

 

içerik

 

Biz aslında homeopatik remedy verdiğimizde hücrelere bir mesaj gönderiyoruz sadece, eski sağlıklı halin hatırlanmasını ve yeniden üretilmesini saplayan bir mesaj. Hücre hafızasında her şey var sadece aktif olmayı bekliyor. Biz verdiğimiz remedy ile bu aktivasyonu sağlıyoruz gerisini beden kendi yaşam gücünü kullanarak gerçekleştiriyor.

Kullanılan remedylerde hiç bir etkin madde bulunmadığından sadece maddenin frekans yapısı kopyalanıp potensi yükseltildiğinden aslında hücre DNA’sının üstünde etki ediyor ve vücuda hiç bir organik ve kimyasal madde girmediği için ilaçların yan etkileri gibi etkiler ya da organ deformasyonları oluşmadan iyileşme mümkün olabiliyor. Özellikle çocuklar ve gebe anneler için hayat kurtarıcı olabiliyor.

 

Sizce Türkiye’de neden homeopati az biliniyor ve elle sayılacak kadar az homeopat var?

 

Dünyada ve Avrupa’da yüzyılı aşkın kullanılan, hatta hastane ve klinikleri olan özel bir yöntem olmasına rağmen Türkiye’de sağlık bakanlığı tarafından geç tanındı. Keza Türkiye’de ne yazık ki şu an akredite bir eğitimi de yok. Ancak homeopatiye inanmış özel insanların kişisel çabaları ile kurulan derneklerin düzenlediği eğitimler var. Uzun ve meşakatli bir eğitim olması, tanılama aşamasında danışman yeteneğinin ve başka alanlardaki bilgilerinin hazır bulunuşluluğunun gerekliliği sebebi ile eğitim alınsa dahi homeopat olunması zor bir süreç.

Ayrıca Türkiye’deki yönetmelikte dünyadaki yönetmelik ve uygulamalardan farklı olarak uygulanmaya başladı. Buda hem Türkiye’de homeopat yetişmesinin zorlukları, hem de uluslar arası alanda homeopat olan ancak ülkemizde sağlık bakanlığının uygulaması sebebi ile homeopatlık yapamadıkları için homeopat yabancıların gelmemesi sebebi ile Türkiye’de homeopati çok yavaş ilerlemekte ve sadece bir kısmın yararlanabildiği bir hizmet olarak kalmaktadır. Oysaki toplum sağlığı için mükemmel bir koruyucu tıp aracıdır. Patolojiler ve hastalıklar henüz oluşmadan önlemek homeopati ile mümkündür.

 

Homeopati ile yani kimyasal olmayan ilaçlarla tedavi olabiliyoruz. Peki sadece bu ilaçlar her türlü hastalığı tedavi edebiliyor mu? Yoksa normal ilaç ve homeopati ilaçları yan yana kullanabiliyor muyuz?

 

Eğer kişinin tanısı konmuş bir hastalığı var ve ilaç tedavisinde ise asla ilaçları/tedavisi homeopat tarafından kesilmez. Alopatik ilaçlarını almaya ve doktorlarını görmeye devam eder. Bu süreçte homeopatik remedy de alır ve hem hekim hem homeopat gözetiminde olur. Zamanla organizma kendini iyileştirdikçe kullanılmakta olan ilaçlar fazla gelmeye başlayacaktır ve hekimleri yavaş ve prosedüre uygun bir şekilde ilaç dozlarını düşürecek veya tamamen kesecektir.

Homeopati her türlü rahatsızlıkta kullanılabilir ancak iyileşme her zaman organizmanın geldiği andaki yaşam gücüne bağlıdır. Bazı rahatsızlıklarda ne yazık ki geç kalınmış olabilir ancak bu gibi durumlarda yine de kişinin yaşam kalitesi ve hastalığına toleransı arttırılır.

Danışman Psikolog / Uzman Homeopat Şeniz Doğan’a
senizdogan.com ve [email protected] mail adresinden ulaşabilirsiniz.

 

 

Dolly Karlıyol Tosun

www.lapetitedolly.com

@LAPETİTEDOLLY

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
DEPRESYON! Varlığımız yaşama programlıdır, ölüme değil…
Homeopati ile derinden şifa ‘Şeker toplarından, hücrelere mesaj var!’
Bana sıkça sorulan sorular!