Himalaya etekleri ile Muğla’nın ortak yönü

Himalaya etekleri ile Muğla’nın ortak yönü
19 Şubat 2017 09:12

Değerli okuyucularımız! Batı Aravalli dağları’nın Rajasthan bölgesi eteklerinde ikamet eden Afgan Türklerinden, Dr. İbrahim Ahat Fermani’nin çiftliğinde sohbet notları:

 

 

 

 

Numan Aladağ H&H YORUM

 

 

 

Şanlıurfa’nın önde gelen eğitimcilerinden, Abdulkadir AÇAR, diyor ki: ”Türk her yerde Türktür” Türk Milleti, riyakar değildir. Ruhunda Vatan, Ay-Yıldızlı Şanlı Türk bayrağı sevgisi, Sadakat ve Samimiyet vardır.”

 

 

 

Narenciyegiller, Portakal-Limon-Mandalina-Bergamut, Turunç olarak Himalaya dağları eteklerinden dünyaya yayılmıştır. Hindistan-Himalaya dağları eteklerinde yaşayanların, Muğla orman köylerinde yaşayanlar arasındaki benzerlikler, %80 aynıdır. Himalaya eteklerinde ikamet edenler, genellikle lif oranı yüksek meyve ve sebze tüketirler. Narenciyenin her çeşidini kullanmak, hastalıkların ziyaretini reddetmek demektir. Burada yaşayanların kimyasal ilaç kullanımını, mecbur kalmadıkça kullanmazlar. Doktorun teşhis ettiği hastalığı, bitkisel çözümlerle tedavi ediyorlar. Yüksek tansiyon sorunu olanlar, haftada bir gün yalnız yiyerek portakal kürü yapmalıdır. Muğla orman köylerinde yaşayanların şeker yerine çam balı kullanarak, doktora başvurmayı azaltmaktadırlar. Çam balı tüketmeleri sayesinde solunum yolu hastalıklarına, çok az rastlanmaktadırlar. Dünya da çam balının %94’nü Türkiye üretiyor. Türkiye de çam balının %80’nini Muğla üretiyor. Bu da Cenab-ı Allah’ın, başta Muğla ili olmak üzere Türkiye de yaşayanların velinimetidir. Üzülerek ifade edeyim ki, Türk Milleti, çam balına yeterince ilgi göstermeyip, çam balı sanayi ötesi toplum ülkelerine ihraç ediliyor. İhracat yampak iyi şeydir ama, şeker yerine bal tüketilirse hastalıklar azalır ve sanayi ötesi toplum ülkelerinin üretiği kimyasal ilaçlara da ilgi azalmış olum, iç tüketim ihacattan kat kat fazladır ve iş gücü kalitesi de böylece artmış olup, Türkiye’nin de sanayi ötesi toplum ülkeleri arasına girmesi demektir.

 

 
ÖNEMLİ NOT: Portakal, limon, mandalina, greyfurt, turunç kabuklarını kesinlikle atmayınız. Kabuklar, etli kısımlar dan daha faydalıdır.

 

 
REÇETE: Narenciye kabuklarını yıkayıp, mutfak robotunda püre haline getirip cam kavanozu 1/3’ne kadar doldurup üzerine sızma Zeytinyağını ilave edip iki parmak boşluk bırakarak, 30 gün karanlık ve bir yerde bekletin. Her gün iki defa kavanozu çalkalamayı unutmayın. 30 Gün sonra temiz bir bezden süzüp kavanoza koyun. Bu yağ, pasta, kek, kalp damarlarını açmada, grip ve nezle için çok faydalıdır. Ayrıca bu yağ, bel boyun ve ayakları masaj yaparak acı çekme de kısmen rahatlarsınız. C vitamini deposu olan narenciye yemeyi alışkanlık haline getirelim

 

 

 

Himalaya ve Muğla da yaşam

 
1- Yaşı 50 yi geçmiş ve tembel olmayanların çoğu hareketlidir; gençliklerinde de fiziksel faaliyet gerektiren işlerde ve açık havada çalışmışlardır.
2- Uzun yaşayanların çoğu lif oranı yüksek besinler tüketerek ve stresten uzak kalarak kilosunu muhafaza ederek kilo almayı frenleyen insanlardır.
3- 60 yaş üstünde olanların aldıkları kalori miktarı 1200-1800 arası civarındadır.
4- Temiz havalı bölgelerde ikamet edenlerin ve bol oksijen alanlarda infarktüs nisbetinin ve infarktüs geçirenlerde ağır hastalıklar nisbetinin azlığı göze çarpacak derecede farklıdır.
5- Uzun ömürlü olanların stres ve üzüntülerden uzak kalma da, iradelerini kuvvetlendirerek başarabildikleri ve özgür yaşantıya sahip oldukları göze çarpmaktadır.
6- Uzun ömürlü olanların ikamet ettikleri bölgelerde saygı-sevgi gördükleri ve toplum dışına atılmadıklarını hissettikleri bir bulgu olarak tespit edilmiştir.
7- Uzun ömürlülerde soya çekim rölü belirgindir. Bazı ırklar ve aileler uzun yaşama şanslarına sahiptirler. Bunların kromozonlarında uzun yaşatan bir faktörden çok, ömrü kısaltan faktörleri önleyici bir özelliğin bulunduğu zannedilmektedir.
8- Uzun ömürlü olanlar nisbetinin fazla olduğu bu üç bölgenin de dağlık ve medeniyetten ve onun getirdiği konfordan uzak bölgeler olduğu görülmektedir.

 

 

GÜNLÜK SAĞLIK PROĞRAMIMIZ:

 

 
İnsan yaşamında acele etmenin, organlarımızın çalışmasında hastalıklara sebep olduğunu ve ömrü kısalttığı bir gerçektir. Günün heyecan ve telaşla geçip geçmemesi başlangıcına bağlıdır. Gün nasıl bir düşünce ile başlarsa öyle devam eder ve öyle biter. Saat 08,30’da iş başında olması gereken kişi bir buçuk saat önce yani:
1- Saat 7’de kalkmış olmalıdır.
2- SÖzellikle ormanlık alanlarda ve temiz havalı bölgelerde ikamet edenler, sabah kalktığınızda pencereleri açarak veya açık havada akciğerleri kademeli olarak sonuna kadar hava ile doldurup boşaltmak ve bu suratle akciğerdeki bütün havayı değiştirmek gerekir. Bu hava teneffüsü ile vücudun daha fazla oksijen alması sağlanmış olur.
3- Yüz temizliği, soğuk su ile en az on defa yüzü, kulakları, boynu yıkamak, saç diplerini oğuşturmak şeklinde olmalıdır. Bunları yaparken, PETROL orjinli sıvı sabun ve şampuan kullanmamaya dikkat etmelisniz!. Bunun yerine kaliteli katı sabun kullanmak ve aile de herkesin sabunu ayrı olmalıdır. Dişler ilk önce toz adaçayı veya Zencefil ile bir dakika, daha sonra da, bir çay kaşığı bal ile bir tatlı kaşığı yoğurt karıştırarak iki dakika dişler fırçalanmalıdır. Bundan sonra bir su bardağına yarım Limon suyu sıkılarak içilir. İçtiğiniz limonlu su ağız kokularını ve kabızlığı önlemekte büyük faydaları vardır.
4- Sabah jimnastiğinden sonra soğuk su ile duş yapılmalıdır. Yaptığınız duş damarları önce daraltıp, sonra genişleten, kan dolaşımını sağlayıp, vücudun üşümesini, soğuk algınlığı hastalıklarından korunmasın da çok etkilidir.
5- Sabahları yaptığınız jimnastik hareketleri ve aldığınız duş vücudun kendi kaloriferini yakması demektir. Üşümeyi önlediği gibi, her türlü hastalığa karşı vücudun dayanma gücünü arttırır.
6- Sabah kahvaltısını kuvvetli, öğle yemeği orta halliler gibi, akşam yemeğini de fakirler gibi yapınız. Her lokma ağızda 15-20 defa çiğnendikten sonra yutulmalıdır. Acele yemek yiyenlerde mide gazı ve hazımsızlığa sebep olur.
7-Evden çıktığınız zaman, bütün iç problemleri kapıda bırakarak çıkınız ve akşama kadar dışarıda yapacağınız işlerin planı yapılmalıdır. Bu uslüp çıkış, sağlığınız için çok zararlı olan telaşlı ve heyecanlı çalışmayı önler.
8-Sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasında yemek veya içmek zararlıdır. Hazmın düzenini bozacağı gibi, aynı zamanda kilo almanıza sebep olur.
9- Akşam eve dönerken iş yerinin sorunlarını ve işleri orada bırakmalı ve kesinlikle ev halkı ile hiç bir şekilde paylaşılmamalıdır.
10-Normal uyku saati, 23,00’te yatağa girilmiş olmalı, geçmiş ve gelecek günlerin problemleri düşünülmemelidir. Bu duygu ve düşünceler, uykusuzluğa sebep olacağından, ertesi gün için dinlenmesi gereken vücudu bu hakkından yoksun bırakmak demektir.
11- Akşam yemekleri lif oranı yüksek yemekler olmalıdır. Ağır yemekler, genellikle geceleri hareketsiz ve uyku ile geçtiğinden, alınan ağır gıdalar organlarımızın dinlenmesine engel olur. Ve şişmanlığa sebep olur.

 

 

 

NEMLENDİRİCİ VE KÖPÜK ŞAMPUAN REÇETESİ

 

 
500 Gr. şampuana 60 ml. Farma (Bitkisel) Gliserin ve 20 ml. Zeytinyağı karıştırıp kullandığınızda, hem şampuanın yan etkilerini asgariye indirir hem de saçınız da mükemmel bir parlaklık oluşur.

 

 

UYARI! Doktorunuzun görüş ve önerilerini aldıktan sonra, kullanmanız daha faydalı olur. Tedavi ve beslenme de kullanılan bitkilerin etkinliği hastanın tabiatına göre değişir. Şifaya kavuşmak için, daima irademizi güçlendirerek, sabırlı olmalıyız.

 

 

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve cümle Vatan şehitlerini Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun