Hiçbir AB ülkesi anayasasını değiştirmedi

Hiçbir AB ülkesi anayasasını değiştirmedi
4 Nisan 2013 04:00

Hükümet kamuoyunda hep, anayasayı değiştirmek gerektiğini, hatta AB’ye girmek için anayasayı değiştirmek lazım olduğunu, AB’nin de Türkiye’nin anayasasını değiştirmesini gerekli bulduğu gibi yanılgılar yarattı.

 


 


 


 


 


Safile USUL H&H YORUM


 


Halbuki bunların tamamı yanlış ve hilaf-ı hakikat.


 


Hükümet ve kendisine yakın basın bunu anayasayı değiştirmede bir meşruiyet aracı olarak da kullanmak istedi.


 


Halbuki AB ve Türkiye kapsamında gerçek durum şu…


 


1-Şu ana kadar AB’ye üye veya üye adayı olan hiçbir ülke anayasasını kökten değiştirmedi. Onlar da bizdeki gibi somut bir ihtiyaç doğduğunda bazı maddeleri değiştirdi veya düzelttiler ama toplu bir anayasa değişimi, anayasanın yeniden yazılması durumu hiçbir ülkede olmadı.


 


2-Toptan bir anayasa değişikliği üyelik öncesi Macaristan’da gündeme geldi. Macaristan AB adayı konumunda iken yeni bir anayasa yazmaya kalktı ama uzlaşamadılar. Bunun üzerine yeni anayasadan vazgeçtiler ve AB’ye eski anayasaları ile girdiler. Bundan dolayı, AB Macaristan’a, “neden anayasanızı yeniden yazmadınız?” diye sormadı bile. Çünkü anayasa değişiklikleri AB’nin konusu değil. Hiç olmadı. AB’nin konusu bazı siyasal ve ekonomik krtiterler. Bunlar varsa anayasanın ne olduğu kimseyi ilgilendirmiyor.


 


3-Tüm AB ülkelerinin anayasaları kuruluş tarihlerinden gelen anayasaları ve yeniden, kökten anayasa yazan kimse yok. Almanya, Avusturya, İsveç, Fransa, İtalya şu, bu, hepsinin anayasası ilk yazılış halinin otantizmi içinde duruyor. Kelimeleri de eski kelimeler. Şöyle anlatayım, bu ülkeler bugün anayasa yazsa, kullanılan kelimeler daha bugüne adapte kelimeler olurdu ancak anayasa sembolik, manevi ve tarihsel köklerin ifadesine de önem veren, önem vermesi gereken bir enstrüman olduğu için hiçbir ülkenin aklına oturup da yeniden bir anayasa yazmak gelmiyor. Çünkü adamlarda ve kadınlardaki vatan duygusu normal ve sağlıklı.


 


4-Anayasalarda gelişen demokrasiye uymayan bazı kurallar varsa (değişmez maddeler dışında, ki değişmez kurallar en temel devlet özelliklerine atıfta bulunur, zaten de o nedenle değişmez) o kurallar ve maddeler değiştirilir ve demokrasi isteyen kimse de buna karşı çıkmaz zaten. Nitekim Türkiye 1999-2002 arasında bu doğrultuda birçok değişiklik yaptı.


 


5-Hükümet şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın hiçbir maddesinde evrensel demokrasi doğrultusunda bir değişiklik istemedi. İstediği tüm değişiklikler kamu düzeninde dinin yerine ilişkin olarak gördükleri ile ilgili olanlardı. Ki, bizim anayasamızda bu konuda detay kurallar yok zaten ve olması da gerekmez. Ama Hükümet bazı cümlelerle isteklerini anayasal teminat altına almak istedi. Oysa buna hiç gerek yoktu. Türkiye zaten birtakım alanlarda bazı esneklikleri hayata geçirmeye başlamıştı. Anayasada oynamalara hem gerek yoktu, hem de anayasada bu tür oynamaların makro siyasal sakıncaları vardı.


 


6-Şu nokta çok çok önemli ve altını tekrar çizmek istiyorum; Hükümet partisi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile şu ana kadar hiçbir zaman ifade özgürlüğü, çocuk hakları, insan hakları, kadın-erkek eşitliği, azınlık hakları, miting ve yürüyüş hakları, muhalefet oluşturma hakları vs. vs. gibi evrensel demokrasi icapları temelinde bir değişiklik istemedi. Anayasaya yönelmesinin tek sebebi hep Milli Görüş kökeninden kaynaklanan taleplerdi. Bu durum dahi tek başına Hükümet partisinin yeni anayasa yazma arzusunun demokrasi içerikli olmadığını, mesela, uluslararası tüm platformlarda ispatlayacak bir husus. Demokrasi ajandaları evrenseldir ve herkes anayasa değişiklik taleplerinin içeriğine ve çıkış hikayesine bakarak neyin ne olduğunu hemen anlar.


 


7-Hükümetin anayasaya yönelmesinin hikayesi ve bunun evidensi (kaydı, göstergeleri) çok net bir şekilde belli. Hükümet anayasadaki 10. ve 42. maddelerdeki değişiklikleri yapamayınca (dini inanç temelinde kıyafetle ilgiliydi o düzenleme) bu sefer total olarak anayasaya yöneldi. Bir işin çıkış hikayesi onun niteliğini de gösterir. Hükümet’in evrensel demokrasi çıkışlı bir anayasa yönelimi hiç olmadı şu ana kadar.


 


Şimdi, bir de bir soru…


 


Hiçbir AB ülkesinin yeniden yazmadığı yepyeni bir anayasayı biz neden yazalım?


 


Soruya seçenek cevaplar:


 


a-Hepsinden daha demokratik olduğumuz için


 


b-Ultra ileri demokrasiden dolayı AB ülkelerinin sığdığı kaba sığmadığımız için


 


c-Bizdeki bazılarına göre, anayasanın, vatan olgusu, duygusu ve tarihindeki önemi, pastayı saran ambalaj kadar değersiz olduğu için


 


Cevaplardan birini seçin lütfen.


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz