‘Yeni yetmeler’ ile ‘Abiler’ arasındaki tartışma devam ediyor! Arınç’tan Akdoğan’a ‘Diyet’ cevabı

‘Yeni yetmeler’ ile ‘Abiler’ arasındaki tartışma devam ediyor! Arınç’tan Akdoğan’a ‘Diyet’ cevabı
31 Ağustos 2014 20:00

AKP Bursa il örgütü tarafından Merinos Atatürk Kongre Merkezi’nde düzenlenen 34’üncü İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılan Arınç, ülke gündemine ilişkin uzun bir konuşma yaptı.

 

Arınç burada yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Yalçın Akdoğan’ın “Partinin kimseye diyet borcu yok” şeklindeki sözlere cevap verdi.

 

Arınç konuşmasında şunları söyledi:

 

“Birisi bir şey yazdı belki de bizi kastetti. “Bizim kimseye diyet borcumuz yok” diye yazdı. Bizim de kimseye bir diyet borcumuz yok. Bizim Allah’a, ‘şükür’ borcumuz var. Fani şahıslara diyet borcumuz yok bizim. Ama millete karşı bir teşekkür borcumuz var. Bu millet hiç denemeden bizi seçti. Bizim arkamızda durdu. Biz kişiler üzerine inşa etmiyoruz.”

 

‘ALLAH GECİNDEN VERSİN…’

 

Cumhurbaşkanımız, “farz edin ki liderimiz öldü desinler” demişti. Allah gecinden versin ama takdiri ilahi bir gün geçekleşecek. İnsanları teskin etmemiz lazım. O yüzden bu dava kimseye diyet borcu taşımaz. Ben dahil.

 

AKDOĞAN, “DİYET BORCUMUZ YOK” YAZMIŞTI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık döneminde danışmanlığını yapan ve son kabinde değişikliği ile Bakan olan Yalçın Akdoğan geçtiğimiz günlerde yazdığı köşe yazısında, “Erdoğan’a ve bu ideale karşı olan kimse biz ona karşı oluruz. Bu hareketin kimseye bir diyet borcu veya açık hesabı bulunmamaktadır” ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi “Benim bildiğim MHP camiası Bahçeli ne kadar hakaret ederse etsin en az yüzde 20’si Tayyip Erdoğan’a oy verecek” dediğini hatırlatan Arınç, “MHP camiası dürüst insanı sever. Evet, genel başkan olarak tercih etmez, parti olarak tercih etmez ama her birimizin şahsına karşı takdir duyguları içerisinde, siz ne yaparsanız yapın onları oy vermekten mahrum edemezsiniz. Ben böyle tanıdım” diye konuştu.

 

Arınç, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalsa yüzde 58’le Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanacağını da ileri sürerek, “Bir insanın birinci tercihi kendi partisi olabilir. Önemli olan ikinci tercihinin ne olacağıdır. Eğer Tayyip Erdoğan’ı birinci turda oy vermeyenler, ikinci tura kaldığı taktirde ikinci tercihlerini rahatlıkla kullanacaklardı. Sayın Başbakanımıza birinci turda istisnasız, kavgasız, itirazsız, bileğinin hakkı ile kazandı” dedi.

 

“AKIL, İŞİN SONUNU GÖRMEKTİR”

 

Bazı arkadaşlarının yeni dönemde Başbakanın, Cumhurbaşkanı olması halinde onun yerine en azından 2015 seçimlerine kadar kendisinin başbakan olmasını, hükümetin kendisi tarafından kurulmasını arzu ettiklerini anlatan Arınç şunları söyledi:

 

“Bu çok tabii bir şeydir. Teşkilatlarımız, belediye başkanlarımız ‘olursa seviniriz’ dediler. Bu da tabi bir şeydir. Bana 3 sene evvelinden beri ‘ben 2015’te ömrüm olursa aktif siyasi hayatta olmayacağım’ dediğimiz zaman kızanlar oldu. Akıl, işin sonunu görmektir. Siyaset de biraz böyledir. İşin nasıl gelişeceğini, nasıl sonuçlanacağını az çok bilirseniz, siz siyasetçi olursunuz. Ben 3 sene evvel bir hedef koydum. 3 yıl-5 yıl içinde de Bursa milletvekili olarak, bakanlıkta bakan olarak sadece hizmet edeceğimi söyledim: arkadaşlardan kızanlar, üzülenler oldu. ‘Sen böyle deme. Yeniler iştahlanıyor sonra’ diyenler de çıktı tabi. İki taraflı bu iş. Bir, kendin için böyle bir bağlantıya girme. İkincisi ‘zar zor düzelttin şu Bursa’yı. Böyle konuşursan başkalarının iştahı kabarır sonra tepelerin arkasından kafalarını uzatmaya başlarlar’ diyen çıktı. Ne garip şey. Bizim sözümüz, söz kardeşim. Allah’a bin şükür 40 sene oldu. Benim gibi yüzlerce, binlerce Bülent Arınç var ki Bursa’dan da çıkar. Artık bayrağı onlar devralsın. Biz onlar için dua edelim. Ama sokağa çıktığınız zaman hiç kimse bizim arkamızdan kötü bir söz söylemesin. Yalancıydı, yedi içti demesin.”

 

”ABDULLAH GÜL BİZİM KARDEŞİMİZ”

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erdoğan’ın istişareler ve özel toplantılar yaptığını belirten Arınç, partinin olağanüstü kongresinin 27 Ağustos’ta toplanmasını kararı alırken ‘Abdullah Gül ne olacak?’ sorusunun gündeme geldiğini söyledi. Arınç, şöyle devam etti:

 

“15 günlük süreyi düşünerek, 27’sinde büyük kongreyi yapaya karar verdik. Peki Abdullah Gül ne olacak? ‘Abdullah Gül ne olacak’ diye bir şey yok. Abdullah Gül bizim kardeşimiz. Partimizi kurduğumuz, başbakan yaptığımız 7 sene de onurla Türkiye’yi cumhurbaşkanı olarak temsil etmiş bir büyük insan. Hiçbir şey olmaz. Ama partinin geleceği Türkiye’nin geleceği bakımından bu 15 gün içinde kongre yapmamız lazım. Buna ittifakla karar verdik. Siyaset boşluk kabul etmez. Arada 10-15 gün olmasa bile, Hz Peygamberimizin vefatından sonra yaşananları hatırlayın. Boşluk olmaması lazım. Dağılma olur. İnsanların dedikodular gıybetler içinde koşarlar. Herkesin nefsi kabarabilir. Bugün kongre yarın devir teslim. Böyle olursa parti daha güç kazanacak. Sayın Abdullah Gül’ü sevmek, Cumhurbaşkanımızı sevmek ayrı bir konu partimizin geleceği ayrı bir konu. Dolaysıyla biz önce davamızı partimizi sonra şahısları bu hesabın içerisine kaymak zorundaydık. Kongreyi yaparken genel bakan olacak kişinin milletvekili olması lazım. Sayın Abdullah Gül’ü gel genel başkan yapıyoruz seni desek bile 2015’i kadar başbakan olması mümkün değildir. Kimseyi kırmamak ve vefasızlık yapamamak lazım. Bizim sistemimizde bir köyde 2 muhtar olmaz. Bizim sistemimizde seçilen bir kişi olur, yetki ve sorumluluk onda olur.”

 

Kendisinin başbakan olma hesabı içinde olmadığını kaydeden Arınç, “Gerçekleri kabul etmemiz lazım. Bu şartlar içinde sayın Davutoğlu’nun ismi hepimizin de gönlünden geçen bir isim oldu. Sayın Davutoğlu da güçlü bir başbakan olmayı hak ediyor” dedi.

 

”ALLAH’A ŞÜKÜR, MİLLETE TEŞEKKÜR BORCUMUZ VAR”

 

Arınç konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“Birisi bir yazı yazdı. birisi bir söz söyledi. Belki de bizi kastetti, tam bilemiyorum. ‘Bizim şuna buna bir diyet borcumuz yoktur’ dedi. Bu çok doğru bir söz ama bu sözü şöyle açmak lazım. Bizim, ben de dahil, Tayyip Erdoğan da dahil hiç kimseye diyet borcumuz yok. Bizim iki şeye karşı vefa borcumuz var. Şükür borcumuz var. Allah’a şükür ve dua borcumuz var. Bize izzet veren, bize cesaret veren, önümüzdeki bütün barajları yıkıp bizi ayakta tutan tek güç Allah’ı bize verdiği güç ve kuvvettir. Her yaptığımız işin arkasından Rabbimize şükretmemiz lazım. Tevekkül etmemiz lazım. İkincisi fani şahıslara bir diyet borumuz yok bizim. Ama millete karşı, milletin şahsi manevisine karşı teşekkür borcumuz var. Bu millet hiç görmeden bize inandı bizi seçti, her türlü zorluğa rağmen bizim arkamızda durdu. Başbakanımız 3 dönem şartına uyacağız dediği zaman, cumhurbaşkanı olmasaydı aktif siyasete veda edecekti. Siz giderseniz bu parti ne olur deyince fani şahıslar üzerine bina etmeyin dedi. Farz edin ki liderimiz ölmüş desinler dedi. Allah geçinden versin. Ama takdiri ilahi bir gün kendisini gösterecek. İnsanları teskin etmemiz lazım. Farz edin ki liderimiz öldü desinler. Bunu herkesin düşünmesi lazım. Bu nedenle bu dava kimseye diyet borcu taşımaz. Ben dahil. Bana göre doğrusu bir Allah’a sürekli şükür noktasında borcumuz var. İkincisi bizi güçlü kılan, bizi yüzde 50’lere çıkaran, 52 ile cumhurbaşkanı yapan 70 milyon insanımıza diyet borcumuz var.”