HDP’li Önder’in TSK yorumu

HDP’li Önder’in TSK yorumu
4 Mayıs 2015 17:33

HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in, Cumhuriyet’ten Selin Ongun’a verdiği röportajda dikkat çeken bazı TSK değerlendirmeleri var.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Tabii, TSK ile ilgili bir değerlendirme konusunda Sırrı Süreyya Önder’i otorite olarak kabul ettiğimden değil; ama bazı söylediklerinde tümden abartı olduğunu sanmadığım bazı hususlar var…

 

Önce röportajın ö bölümünü aktarayım:

 

“Masayı devirirseniz, devreye Genelkurmay masası girer” demiştiniz. Son üç ayda Genelkurmay masası devreye girdi mi?

 

Elbette. Üstelik Genelkurmay da kendi içinde eskisi gibi yekpare değil. Mardin Mazıdağı’nda girdi, halk canlı kalkan oldu, durdurdu. Keza Roboski’de katırları itlaf ettiler, halk yine devreye girdi. Ağrı’da yaşananları keza Türkiye gördü. Öte yandan alandaki askeri yetkililer savaşmak istemediklerini ve kendilerinin buna zorlandığını, oradaki halkla paylaşıyorlar. Bu bilgiler bize geliyor. Biz bu savaşa inanmıyoruz, diyen komutanlar var bölgede. Siz “savaşmak istemiyoruz” diyen bir komutanla yüz yüze geldiniz mi hiç?

 

Ben, değişik rütbelerde birçok asker ile görüşüyorum. Erinden generaline kadar. Siz bir ülkede kapı kilitleme usulü 60-70 generali içeri attırmışsanız, Genelkurmay Başkanı’nı terör örgütü lideri olarak yıllarca hapis yatırmışsanız subaylar sizin günlük savaş hesaplarınız karşısında bin kere düşünürler.”

 

Şimdi, Sırrı Süreyya Önder’in tam bir abartı olduğunu sanmadığım sözleri, bazı komutanların savaşmak istemediklerini söylüyor olduğu yönünde olanlar.

 

İki sebepten…

 

1-Ülkemizde askerle en çok karşılaşmış olan (son 30 senedir) kesim TSK. Diğer hiçbir vatandaş kesimi ve kurum Kürt halkı ile fiziki olarak TSK gibi biraraya gelmedi.

 

Askerin bu bölgelerde bu kadar yoğun olarak bulunması aynı zamanda yöre halkıyla yakın bir temas ve adı konmayan bir yakınlık oluşturuyor.

 

Yani, Kürt halkı mesela açıkça TSK ile oluşmuş yakınlığını dile getirmiyor belki ama bu yakınlık yine de oluşmuş vaziyette.

 

Bu yakınlık aynı zamanda çok medeni ve gelişmiş bir ordu yapısı olan TSK’nın komutanlarında o bölgede savaşıyor olma duygusunu zorluyor.

 

Kaldı ki, TSK genel olarak da, “savaşalım, göz çıkaralım” şeklinde bir ordu değil.

 

2-O bölgelerde bulunan komutan ve askerlerin, TSK’ya yapılan çok ağır muamelelerden dolayı, yaptığı işe olan güveni sarsılmış durumda. Yani, “Bugün bana yaptırılandan yarın vazgeçilebilir” veya, “Yaparım, yarın üstüme yıkarlar” düşüncesi var.

 

Ancak aslolan şu ki, TSK’nın, Genelkurmay’ın Türkiye’den bir kısım toprağı (savaşmak istemiyor olduğu için örneğin) PKK’ya bırakması gibi bir ihtimal olduğunu sanmıyorum.

 

Sadece, TSK göz çıkarıcı, yok edici savaşlar yapmak isteyen bir kurum değil ama bunun ötesinde o bölgelerde yaşayan halk ile karşı karşıya gelmeden toprak korumasını yapar sonuna kadar.

 

Durumu ben böyle görüyorum.

 

Nitekim bilhassa da son zamanlarda MGK’da filan ordunun Tayyip E. ve hükümeti ile yakın bir çalışmanın içinde olmasının sebebi de, Erdoğan’ın bu konularda tamamen ordu rotasına girmiş olması. (Tayyip E. bu rotaya açılım süreci dediği şeyi başlattıktan kısa bir süre sonra girmeye başlamıştı)

 

Bu konu çok önemli, bunu ilerde detaylandırmak isterim zira bu konu Türkiye’nin önümüzdeki en az 20 senesini meşgul edecek ve bazı hususları iyi anlamadan CHP’nin etkin ve ciddiye alınır bir Kürt politikası geliştirmesi mümkün değil.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İYİ Parti istifaları
Özel daha o gün tepki vermiş Köksal’a
Galiba bu iş tutacak