Hava bombardımanının renklerini çok beğenmiş

Hava bombardımanının renklerini çok beğenmiş
1 Şubat 2018 17:30

Bu anlatacağımı evelsi gece haberlerde canlı, yani Erdoğan’ın ağzından izledim, dün yazacaktım, unuttum.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Erdoğan’ın salı günkü grup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünü evelsi gece tv’de canlı olarak izledim.

 
Kulaklarıma inanamadım demek abartı olur, ama hakitaten böyle birşeyi bir insan nasıl söyler, yine de inanılmaz.

 
Erdoğan Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken mealen şöyle diyordu…

 
“Bu Kılıçdaroğlu’nun Afrin’deki operasyona hiçbir ilgisi yok, hiçbir yakınlığı yok, insan ya, gece bombardıman esnasında gecenin bulandığı renklere ve o renklerin güzelliğine bir bakar hiç olmazsa”

 
Vallahi mealen aynen böyle dedi.

 
Erdoğan yani, uçaklar gece vakti bombaladığında ve gökyüzü gecenin karanlığında bombardımanın ateşi ile renklere bulandığında çok zevk alıyormuş bu renk güzelliğini görmekten.

 
Havai fişek sanıyor desem olmaz, mümkün değil.

 
O halde gece gökyüzünü bulayan şeyin zevkle atılmayacak, ancak zaruri hallerde kendini savunmak için kullanılabilecek, herş eyi yakıp, yıkan, tahrib eden bir şey olduğunu bilmesine rağmen bu cümleyi kurması daha da vahim.

 
Biz savaş sevici değiliz.

 
Biz Cumhuriyetçi Türkler savaş sevici değiliz.

 
Biz savaş uçaklarının, velev ki bizim uçağımız olsun, gece bombalama yaparken çıkardığı ateşin rengine bakmaktan zevk almayız.

 
Endişe ve acı duyarız ve savaşa sebep olan etmenlerin bir an önce ortadan kalkmasını temenni ederiz.

 
Ahhh…

 
Tevekkeli değil…

 
Hayatım boyunca Türkiye’nin semalarında beni korkutan bir uçak olmamıştı.

 
Ta ki, bu hükümete kadar…

 
Bu hükümet döneminde, bu hükümet tarafından orduya yerleştirilen serseriler 15 temmuz’da havadan savaş uçağını evimin de bulunduğu bölgede alçaltarak o sesleri çıkardığından ve ben İstanbul yıkılıyor sandığımdan beri uçaklar beni ürpertiyor.

 
Evet, uçak ve savaş uçağı hissi eski Türkiye zamanında farklıydı, şimdi farklı.

 
Bunu yaşayarak öğrendim.

 
Gördüm ki bir de…

 
Demokrasi vatandaşlarına uçağı uçma ve gezme aracı, savaş uçağını ise kendini güvende hissetme aracı olarak, baskıcı rejimler ise, savaş uçağını ve uçaktan çıkan öldürücü ve tahrib edici ateşi zevk aracı olarak gösterirmiş.

 
İTÜ’DEN KOVULANLAR

 
Yazlıkta bir komşum var.

 
Siyasetle vs. ile hiçbir alakası olmayan bir Türk ailesi.

 
Kızları da çok başarılı bir öğrenci idi, mezun olduktan sonra İTÜ’de önce asistan oldu, sonra doktora yaptı.

 
Şimdi işine son verilmiş.

 
Sebep yok.

 
Ama belli.

 
Kendi adamlarını yerleştirmek için İTÜ’de yer açıyorlar.

 
Zaten TBB’ye yapılan baskının asıl nedeni de yazdıkları bildiri değil, Türk Tabipler Birliği’ne el koyacaklar.

 
Sağlık Bakanı Demircan da bunu şu sözlerle gösterdi zaten evelsi gün.

 
“Bizim kanunumuz, Tabipler Birliği Yasası da bu konuda Sağlık Bakanlığına bir sorumluluk veriyor. Denetleme görevi veriyor. Bu konuda biz denetleme görevimizi, yasaların yerine getirmemizi istediği görevi yerine getirmek için bu girişimde bulunduk. Bu yasaların bize yüklediği bir görev. Adının başında Türk Tabipleri Birliği… Türkiye’nin bütün tıp camiasını temsil etme iddiasında olan bir birliğin Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı saldırıda kendi nefsi müdafaasını yaptığı operasyonda böyle davranması kabul edilebilir bir şey değildir”

 
Olay normal Türk aile çocuklarını uzaklaştırıp, kendi adamlarına yer açma hizasına indi artık.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan