Hatay’ı AKP, Tunceli’yi CHP veriyor

Hatay’ı AKP, Tunceli’yi CHP veriyor
30 Eylül 2013 11:01

Hatay’ı AKP, Tunceli’yi CHP veriyor; Demirtaş “Kürdistan”ı istiyor.

 

Hilmi SARAL H&H YORUM

 

AKP hükümetinin desteklediği Suriyeli muhalifler İstanbul’da bir toplantı düzenlediler. Toplantıda duvara asılan haritada 29 Haziran 1939 tarihinde Atatürk tarafından Türkiye topraklarına katılmış olan Hatay ilimiz Suriye topraklarında gösteriliyordu. Üstelik bu toplantıda bizim yetkililerimiz de vardı. Bütün dünyada herkesin bildiği gibi AKP hükümeti ve onun başbakanı Suriyeli muhaliflere her türlü desteği veriyor ve onlar aracılığı ile Esat yönetimini devirmeyi amaçlıyor. Yani bu muhaliflerle bizim hükümet aynı amaç için işbirliği yapıyorlar. İyi de Hatay ilimizin Suriye topraklarında gösterilmesi ne anlama geliyor o zaman? Yetkililerimiz siz Esat’ı devirin, biz Hatay’ı size vereceğiz mi demek istiyorlar?

 

Öte yandan bazı CHP’li milletvekilleri Tunceli’nin adının “Dersim” olarak değiştirilmesi için yasa teklifi verdiler. Bunların içinde üzülerek söylüyorum ki yurtseverliğinden hiç endişe etmediğim Sayın Kamer Genç de var. Diğer ikisinin böyle bir isteğinin olmasını anlarım ama Kamer Genç nasıl boş bulunup da bu teklife imza attı, şaşırdım doğrusu!

 

Başbakan Erdoğan eski isimleri iade edeceğiz dedi ya CHP milletvekilleri de işgüzarlık yapıp erken davrandılar. Sanırsınız ki sel önünden kütük kapıyorlar. Zaten “Dersim” adını değiştirip “Tunçeli” yapanların aklı onlar kadar kesmiyordu! Bu ad değiştirme isteği ile cumhuriyet karşıtı Seyyit Rıza’yı aklayıp cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun mücadele arkadaşı Diyap Ağa’yı mahkum etmeye çalışıyorlar ya nafile… Bu yasa teklifini veren milletvekillerinden birinin Atatürk’ü ve onun dönemini suçlayıcı başka çabaları da vardı, anımsarsınız.

 

Durum böyle olunca BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş asıl amacın ne olduğunu Elazığ’ın ilçelerinden ilan etti. “Dersim Dersim olacak. Peki Kürdistan, Kürdistan olacak mı?” Böylece bu çabaların nereye vardırılmak istendiği daha açık olarak anlaşılmıyor mu? Gerçi Demirtaş bu soruyu Başbakan Erdoğan’a yöneltiyor. Bence bu sorunun asıl muhatabı başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün CHP’lilerdir.

 

AKP hükümeti ve onun müttefiklerinin Türkiye haritasının parçalamak hevesleri anlaşılır bir şeydir. Anlaşılabilir çünkü, hükümetin başbakanı bir çok kez değişik ortamlarda BOP’un eş başkanı olduğunu açıklamıştır. BOP da zaten bölge ülkelerinin haritasını değiştirmeyi amaçlayan bir projedir. İyi de cumhuriyeti kuran CHP milletvekilleri için ne diyeceğiz? Eğer özel görevli değillerse bir an önce akıllarını başlarına devşirmeleri gerekir. Unutmasınlar, eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı.

 

Demokratik, laik cumhuriyete karşı eylemlerin odağı olmaktan mahkum olmuş bir partinin yöneticileriyle aynı noktada, Atatürk karşıtlığında birleşmiş olmak hiçbir CHP’liye yakışmaz. Seyyit Rıza ile Diyap Ağa arasında seçim yapmak durumunda kalan her CHP’li istisnasız ikincisinin yanında yer almak zorundadır. Tarihi ve sosyal gerçeklik bunu gerektirir. Ailevi özel bir nedeni olan varsa o da o özel durumunu içinde taşımalıdır.

 

Bu çabalar gaflet ve delaletten değilse, hıyanetten kaynaklanıyor demektir ki cezası ağır olur. Sokakta, kahvede, meyhanede, cami avlusunda bunlar konuşuluyor.

 

Gezi Parkı eylemcilerinin ellerinde Türk bayrağı taşımaları sizce bir anlam ifade etmiyor mu?