Halk desteği

Halk desteği
18 Aralık 2012 00:17

Demokrasilerde halk desteği önemlidir de diktatörlüklerde değil mi?

Hilmi SARAL H&H YORUM

Dünyada gelmiş geçmiş bütün diktatörler halklarının bir bölümünü inim inim inletirken arkalarında halklarının önemli bir bölümünün desteği olmuştur. 

Tarihte halk desteği olmadan bir şey yapmak olanaklı değildir.
Hitlerin, Mussolini’nin statlara ya da meydanlara topladıkları halk değil miydi? 

Romanya’da Çavuşesku devrilmeden birkaç gün önce kaç yüz bin kişiye hitap etmişti? O kişilerden kaçı sonra heykelinin yıkılmasını seyrederken sevinç çığlıkları atmıştı.

2012’den beri oylarını artırarak iktidar olan AKP ve onun Genel Başkanı, nasılsa halk arkamda diyerek hızla ülkemizi  diktatörce yönetmeye başlamış;  geçici bir süreliğine bindiği “demokrasi treni”nden çoktan inmiştir. Artık mahkemelerde sanıkların ve avukatlarının savunma yapması yasaklanmış, “özel yetkili savcıların” suçlama ve iftira atmaları serbest bırakılmıştır. İşledikleri  yüz kızartıcı suçlar nedeniyle toplum yüzüne çıkamayacak durumdaki kişileri gizleyerek “gizli tanık” yapmışlardır.

Ne de olsa halk desteği arkalarındadır. Demokraside çoğunluğun istediği olur ya, bunlar da kendi istediklerini halkın istediği olarak pazarlıyorlar. Halkın önemli bir bölümü her şeye rağmen hala direniyor ya, ne gam. Onları da yandaş gazete ve televizyonlar görmez, olur biter. Görmek zorunda kalırsa da “kudurmuş” ilan eder.
 
Halk desteği önemlidir ama güvenilir değildir, çünkü dünyanın hiçbir halkı “Katolik nikahı” kıymaz. Bir şey olur, bir söz, bir davranış, ne bileyim başka bir şey işte. Halk desteğini çeker. Yalnız kalıverirsiniz. Anımsayınız; ülkemizin en sempatik tv sunucularından biriydi Güner Ümit. Güya espri yapıyorum derken yaptığı bir gaf bütün sanat hayatını bitirdi. Şimdi bir çoğunuz kimdi o ya diye birbirinize soracaksınızdır.

Bizimkiler halk desteğine güvenerek Irak’ta kurulan kukla devleti ilk tanıyan olup anlaşmalar yaptılar. Davutoğlu, Suriye’de kurulacak olana da “saygı duyacaklarını” açıkladı bile.  Ee, komşuda olur da bizde  olmazsa ayıp olmaz mı? Üzüm üzüme baka baka kararır örneği ülkelerin bölünmesini meşru gösterip desteğini aldıkları halkımızı “bölünme” fikrine alıştırıyorlar. Halk desteği ile ülkeleri bölüyorlar. İşte halk bu gerçeği gördüğünde siz seyreyleyin gümbürtüyü!

Bir dönemin güçlü başbakanı arkasındaki halk desteğine güvenerek, “Siz isterseniz Hilafeti bile getirirsiniz” derken oğlunu onun için kurban kesen destekçileri vardı. Sonra 27 Mayıs 1960 darbesinde tutuklanınca kimse onun için sokaklara dökülmemişti. Menderes’le ilgili dinlediğim bir anı bu konuda oldukça ilginçtir:

Yaşı geçkin taksici müşterileriyle konuşuyor. Müşterilerden biri “Halkın Başbakana çok inandığını” söylemesi üzerine, Taksici:
-İnanmayın, diyor. Niye diye sorulunca, anlatmaya başlıyor:

Hüseyin diye bir komşum vardı. Menderes’e Allah’a inanır gibi inanır, adı anılınca dua okurdu. Menderes Eskişehir’de tutuklanınca Hüseyin’e “geçmiş olsun” dedim. Anlamaz bir ifade ile yüzüme baktı ve “Niye” diye sordu. “Menderes tutuklandı ya ondan”, dedim. Hüseyin hiç eski Hüseyin değildi.
-Bana ne, yapmasaydı p….. diye diye bastı küfrü. 

Bu anıyı dinledikten sonra Bekir Coşkun’un, “Halkımızın dönekliğine güveniyorum” sözünün ne kadar  çok umut verici olduğu anlaşılıyor. Eklemek gerekir  ki döneklik sadece bizim halkımızın değil, dünyanın bütün halklarının ortak özelliğidir.

Onun için halkın ne zaman ne yapacağı belli olmaz,  dikkat etmek gerekir.

[email protected]