Hafter’e saydırırken 6.8 ile vurulduk

Hafter’e saydırırken 6.8 ile vurulduk
25 Ocak 2020 12:50

Dün akşam Erdoğan Merkel’le basın toplantısında Hafter’e saydırırken, hatta hızını alamayıp, Merkel’e mikrofonlar önünde müdahale ettikten hemen sonra, saat 20.55’de Elazığ’da 6.8 ile vurulduk.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Kahredici, bir de soğuk. Enkaz altındakileri düşünmek ise bambaşka bir acı.

 

Sabaha kadar dua ettim onlar için.

 

Şunu ise, kimsenin unutmaması lazım…

 

Elazığ’da depremin olduğu bölge nispeten küçük bir alan ve ev yoğunluğu az.

 

Yani metrekareye düşen insan ve konut sayısı az.

 

Bu tür bir deprem nüfus ve ev yoğunluğu çok olan bir alanda çok farklı olur ve müdahale koşulları adeta imkansızlaşır. Mesela İstanbul’da.

 

Elazığ’daki yapıların malzemesi de nispeten hafif. Kerpiç vs.

 

Betonarme ve çok yoğun yapılaşmanın olduğu yerlerde aynı deprem çok daha farklı vurur.

 

Şimdi…

 

Mesela, eğer Almanya diyelim, bizim gibi yaygın ve ağır deprem tehlikesi altında olsa, onlar tüm iç ve dış siyasetlerini buna göre belirler ve bu kapsamda adeta bir olağanüstü hal ilan ederlerdi.

 

Tabii, bu olağanüstü hal fikir özgürlüğünü kaldırıp, milleti hapse tıkmak, habire kafasına göre kanun hükmünde kararname çıkarmak saikiyle olmazdı.

 

Bütçe, harcamalar, dış dünya ile ilişkiler vs. bu duruma göre ayarlanır ve öncelik depreme karşı önlemler olarak belirlenir ve buna uygun davranılırdı.

 

Böyle bir halde örneğin Almanya’nın bilmem neresinde kanal açmak, milyarlarca küp toprak çıkarmak vs. gibi aklı evvellikler yapmayı aklından geçiren dahi kimse olmazdı.

 

Ülkede sürekli mekanizmalar kurulur, Alman bilim insanları dahil, tüm dünyadan ortak çalışma grupları kurulur, bu temelde siyaset kararlar alır ve onları uygulardı.

 

Libya’da orda burda, şu bu generalin ardında saf tutup, dünyada savaş kızıştırması yapanı ise, aforoz ederlerdi.

 

Bizim Türkiye olarak yapmamız gereken tam olarak bu şu anda.

 

Bunu yapacak bir siyasi iktidar var mı?

 

Yok. Sıfır.

 

Hatta öyle ki, demin haberlerde okudum, İmamoğlu açıklamış, merkezi hükümete bağlı AFAD’I ön plana çıkarıp, AKOM geri plana atılıp, aradaki koordinasyon ortadan kaldırılıp, İmamoğlu bir köşeye itiliyormuş.

 

Adamların uğraştığı işlere bakar mısınız…

 

Elazığ’da canlarımız enkaz altında, eksi 14 derece soğukta inlerken, bunların uğraştığı işlere bakar mısınız…

 

CHP şu an etkin bir deprem savunması yapamaz zira iktidar gücü elinde değil.

 

Ama bunları halka anlatarak, halkı ikna edebilir.

 

KANAL İSTANBUL BİLİNMİYOR

 

Geçen gün bir terzi dükkanına girdim.

 

Beklerken bir koltuğa oturdum.

 

Tam tepemde bir televizyon ve Erdoğan konuşuyor.

 

Kulağım çivileniyor, yerimden kalkmam lazım ama çok da yorulmuşum tüm gün koşturmaktan.

 

Konu kanal İstanbul.Terziye de yardımcısına sordum, ne düşünüyorsunuz diye.

 

Mealen dediler ki, “Yararlı ise olsun ama sadece trafiği artırıp, hayatımızı daha da dar edecekse olmasın.”

 

İşte halkın genel durumunu yansıtıyor bu.

 

Yani, halk genel olarak kanal İstanbul nedir, faydası nedir, zararı var mıdır, bilmiyor.

 

DEPREM VE TSK

 

Bu konuya daha önce de değinmiştim, yani büyük ve çok ölümlü depremler anında Türkiye’de en etkin yardımı sağlayacak kurum TSK’dır.

 

Dün gördüm.

 

Bence hükümet TSK ile deprem koordinasyonu yapmış. Yani önceden deprem ve milli güvenlik kapsamında TSK’nın rolü konuşulmuş, belirlenmiş.

 

Ama…

 

Büyük depremlere önlem alınmazsa, mesela İstanbul’da binaların en az yüzde 20’si yıkılıp, yenisi yapılmazsa, bir büyük deprem bizi mahv-ı perişan eder.

 

Durum bu.

 

Ki, zaten bu hükümet kadar Türkiye düşmanlarını sevindiren başka hiç ama hiçbir hükümet olmamıştır.

 

Şu anda da cirit atıyorlar.

 

Hafter, Sisi vs. etrafında toplanmışlar, etekleri zil çalıyor ve seviniyorlar.

 

Bizdeki Hafter’e saydırıyor, Hafter’in etrafını bize düşmanlarla sardırıyor ve cephe gitgide genişliyor.

 

Safile USUL Twitter

 

Fotoğraf: Reuters


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar