Gül, Beyaz TV’nin 3. dünya tipi belgeselinde “Usta”yı anlatırken onu hiç övmedi ve Erdoğan’ı kendisinin bir milim önüne çıkarmadı.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Tam tersine sürekli ve esas olarak AKP’yi birlikte kurduklarına vurgu yaptı.

 

Söylediklerinde, “O usta, ben de onun adamlarından biriyim” havası değil, “Ben soğukkanlı abiyim” havası vardı.

 

Nitekim, Gül’ün, Erdoğan’a dair yaptığı tek betimleme Erdoğan’ın sıcakkanlı olduğunu ve bu nedenle oy aldığını söylemesiydi.

 

Gül’ün eskiden de basına yansımış olan bazı sözleri ile birleştirildiğinde (Erdoğan taşkınca konuşurken, Gül masanın altından onun ayağını tekmeleyerek susturmaya çalışırmış) Gül’ün kafasındaki resmin, “AKP’yi beraber kurduk, Erdoğan hiyerarşide benden üstün değil, tam tersine ben ondan daha aklı başındayım.” olduğunu görmek zor değil.

 

Gül kafasındaki bu resme göre hareket ediyor ve bundan sonra da öyle hareket edecektir.

 

Yalnız…

 

Gül ile Erdoğan’ın, mesela, Cumhurbaşkanlığı seçiminde birbirlerine karşı hareket etmeleri filan gibi durumlar olmaz.

 

Şöyle olur ama…

 

Gül, Erdoğan’ın kendiliğinden gitmesini veya kendiliğinden havlu atmasını veya siyasi koşulların onu buna zorlamasını filan bekler ve ondan sonra ortaya çıkar.

 

Hatta, Gül, söz konusu 3. dünya tipi ve Melih Gökçek’in Ankara adaylığını garanti altına alma uğraşısı belgeselde, “Tayyip Bey hizmetlerine daha da devam edecektir ama tabii öncelikle Allah hepimize sağlık sıhhat versin.” dedi.

 

Gül, Erdoğan’ın bir noktadan sonra sağlık etmenleri ile de tıkanacağını düşünüyor olabilir.

 

Bir de şuna değinmeliyim ki…

 

Erdoğan’a yakın olan Hüseyin Çelik geçen gün yaptığı açıklamada Gül’e, “Tayyip Bey aday olursa sen olmazsın” anlamına gelecek şeyler söyledi.

 

Muhakkak ki, kendi içlerinde bu konuda endişeler taşıyorlar.

 

Gül ise, kamuoyunda daha aklı başında algılandığı ve anketlerde daha önce çıktığı düşüncesi ile şu anda sabrederek, zamana kaydırıyor içindeki asıl istekleri.

 

Ki, AKP tabanında da daha şanslı olabilir Gül çünkü Erdoğan insanlarla ilişkisinde çok antipatik oluyor, bu AKP milletvekilleri açısından da geçerli.

 

Ama bizler açısından aslolan şu ki…

 

Bekleyip, bekleyip de yeni bir Erdoğan-Gül çemberine düşmek değil amaç herhalde.

 

İRAN İLK KEZ YAHUDİLERİN ÖZEL GÜNÜNÜ KUTLADI

 

İlk kez İran’dan Yahudilere bir kutlama geldi.

 

İran’ın taze Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bugün Yahudilerin yeni yılını kutladı. (Yahudilerin yeni yılı 5 ila 6 Eylül’de imiş)

 

Avrupa gazetelerinden okuduğuma göre Ruhani şöyle de bir açıklama yapmış…

 

“İran halkının çoğunluğu beni radikalizme, şiddete, dinin siyasi amaçlarla kullanımına ve bundan dolayı gördükleri zararın ortadan kalkmasına yapacağım katkı için seçti.”

 

İlginç olduğu için, size de aktarmak istedim.

 

EL NUSRA HRİSTİYAN TAPINAKLARINI YIKIYORMUŞ

 

Avusturya Devlet tv’sinin internet sitesinde rastladığım bir haberi de kısaca aktarayım…

 

Habere göre, Esad muhalifİ, radikal El Nusra ve başka bazı radikal gruplar Şam yakınındaki Hristiyan tapınaklarını yok ediyormuş.

 

El Nusra ve onunla beraber hareket eden başka bazı radikal gruplar Şam’a 50 km uzaklıkta olan ve Hz. İsa’nın anadili olan “Aramca”nın hala konuşuluyor olduğu Malula’da bulunan tarihi Hristiyan tapınaklarını yıkmış. Bir sonraki hedefleri ise, tarihi Thekla ve Sergius manastırları imiş.

 

Bu tür haberler şu açıdan önemli ki, Avrupa Esad’ın yıkılmasını bu nedenlerle, yani radilak dini grupların varlığı nedeniyle artık istemiyor.

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı